SP Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, basın mensuplarının seçim ittifakına ilişkin sorularına yanıt vererek, Saadet Partisi'nin önümüzdeki genel seçimlerde anahtar parti konumuna geleceğini kaydetti.

SP Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, ulusal yayın yapan televizyon kanalları ve gazetelerin Ankara Temsilcileri ile bir araya geldiği programda önemli açıklamalarda bulundu.

Kurtulmuş, basın mensuplarının seçim ittifakına ilişkin sorularına yanıt vererek, Saadet Partisi'nin önümüzdeki genel seçimlerde anahtar parti konumuna geleceğini kaydetti.
Rixos Hotel'de düzenlenen programa ulusal televizyon kanalları ve gazetelerin Ankara Temsilcileri iştirak etti. Programda, Kurtulmuş'a Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcıları Ahmet Demircan, Şeref Malkoç, Mücahit Yanılmaz ve Turan Alçelik eşlik etti.

11 Temmuz Pazar günü yapılacak olan kongre öncesi gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, "Yapacağımız 'Kongreden İktidara' sloganlı kongremiz öncesi sizlerle bir araya gelmekten büyük memnuniyet duydum. Kongre öncesi ülke gündemi ile ilgili görüşlerimizi sizinle paylaşmak istiyoruz" diye konuştu.

Kongre öncesi 'Saadet Partisi'nin vitrini değişecek mi' şeklindeki birçok soruya yanıt veren Kurtulmuş, yeni isimleri zikretmedi. Kurtulmuş, "Saadet Partisi'nin web sayfasında yapmış olduğumuz anketler sonucunda binlerce kişi bize ulaştı. Bunlar kimleri görmek istediklerini bize bildirdiler. Biz ise bu isimleri üzerinde çalışıyoruz. Bunların kim olacağı ise birkaç gün sonra ortaya çıkacaktır" dedi. 

Üç önemli öncelik!
Kurtulmuş 2008 yılında yapmış oldukları kongre sonrası üç önemli öncelikleri olduğunu söyleyerek, üsluba önem verdiklerini ifade etti. Kurtulmuş, "Öncelikli olarak üsluba önem verdik. Parlamento partileri arasında sürekli bir kavga durumu söz konusudur. Belden aşağı vurmaların siyaset zannedildiği bir ortamda özellikle üsluba dikkat ettik. Kamplaşma üzerine bir siyaset yapmamak üzere hareket ettik. İkinci olarak siyaset yöntemi olarak başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu süreçte biz ülke siyasetine ilişkin görüşlerimizi yazılı metinler haline getirmiş olduk.

Demokratik açılım konusunda CHP ve MHP'nin ne teklif ettiklerini ve iktidarı ne söylediğini bilmiyoruz. Her alandaki fikirlerimizi raporlar haline getirerek ilgili yerlere sunduk. Üçüncü olarak muhtevanın sağlam tutulması ile ilgili çalıştık. Siyaset muhtevası eksik şekilde yapılıyor. Anlamsız, boş sözler yerine gerçekten her satırına sahip çıkacağımız görüşlerimizi Türkiye kamuoyuna sunduk" dedi.

Türkiye'nin ana muhalefet partisi Saadet
Genel Başkan seçildiği ilk gün 'Türkiye'nin ana muhalefet partisi olarak yola çıkıyoruz' diye söylediğini hatırlatan Genel Başkanımız Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, "Bu toplum kesimlerinde müspet ve olumlu gelişmeler gösterdi. Almış olduğumuz oy üzerinde bir siyaset etkisine sahip konuma geldik. Şimdi ise yeni kongre ile daha hızlı ve kararlı bir siyasal süreci başlatmak istiyoruz.

Yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. 'Kongreden iktidara' sloganıyla gittiğimiz kongrede, yenilenceğiz, kadromuzu güçlendireceğiz. Saadet Partisi güvenli bir liman olma potansiyeline sahiptir. Bu kongre ile birlikte milletin derlenip toparlanması için yapılacaktır. Olası bir erken seçime karşı Saadet Partisi'nin hazır hale gelmesini temin etmektir. Bu kongremizin hayırlı olmasını yeni dönemdeki çalışmalarının daha güçlü ve yoğun bir şekilde ülke kamuoyuna yansıtacağız" diye konuştu. 

İttifak söylentileri!
Basın mensuplarının 'BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu'nun AK Parti yerine TBMM'de Saadet'i görmek istiyoruz. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?' şeklindeki soruya da cevap veren Kurtulmuş, "Topçu'nun sözlerine teşekkür ediyorum. Sıradan bir vatandaş olarak düşünüyorum. En bariz şey halkın bu tartışmadan, bunaldığıdır. Başbakan yardımcısına suikast var mı, yok mu? Baykal-Erdoğan görüşsün mü, görüşmesin mi? Bu tartışmalar bir ay sürdü. Anayasa tartışmalarında bile aynı tutumu gösterdiler.

Terör konusunda nerede buluşacaklarını bilmeyen bir iktidar ve muhalefet partileri var. Millet bundan bıkmıştır. Biz, bir buluşma yeri dahi bulamıyorsanız gidin Şırnak'ta bir şehit ailesinin evinde buluşun önerisinde bulunduk. Son zamanlarda Baykal'ın Saadet ile koalisyon kurabiliriz, ardından BBP ile ve başka partiler ile seçim ittifakları konusunda son bir haftadır da Saadet, AK Parti arasında ittifak konuşuluyor. Saadet Partisi'ne GİK'de, ne başkanlık divanında koalisyon ve seçim ittifakında herhangi bir durum söz konusu değildir. Bu tartışmalar Saadet Partisi'nin siyasetin anahtar partisi konumuna getirdiğini göstermiştir. Bizim amacımız Saadet Partisi'ni muktedir siyasetin merkezi yapmaktır" dedi.

"Mavi Marmara olayı şah-mat operasyonudur.
Hükümet'in bölge ülkeleri arasında sıfır problem yaklaşımına da eleştiriler getiren Kurtulmuş, Mavi Marmara'da İsrail'in göstermiş olduğu tutuma dikkatleri çekti. Kurtulmuş, "Mavi Marmara olayı Türkiye'ye karşı doğrudan şah-mat operasyonudur. İsrail, 1967'den bu yana hiçbir şeyi dinlemiyor. Hamas ve El Fetih abluka altına alınmıştır. İsrail, Türkiye'ye haddini bil mesajı vermiştir. Hükümetin tavrının söylemi fevkalade güzel, eylemleri bakımından sıfır bir tablo ortaya çıkmıştır.

Başbakan'ın sözleri milletin yüreğine su serpmiştir. Yaralıların getirilmesi diplomatik bir başarıdır. Hükümet, İsrail'i yalnızlaştırabilirdi ama ne yazık ki Dışişleri Bakanımız onların bakanı ile görüştü. Ama ne yazık ki bu skandal Türkiye tarafından skandal olarak algılanmadı. Şu ana kadar Türkiye-İsrail ile ticari ve askeri ilişkisini kestiğini açıklayamamıştır. Türkiye, İsrail büyükelçisini 'istenmeyen adam ilan' etmeliydi. Bu olaydan sonra İsrail diplomatik olarak kazanım elde etmiş havasındadır" diye eleştirdi.

Güvenlik kararlarını siyasiler verir
Anayasa Mahkemesi'nin görüşmeye başladığı anayasa değişikliğindeki tartışmalara ilişkin de görüşlerini açıklayan Kurtulmuş, Milli Güvenlik Kurulu'nun da siyaset üzerinde yer almasına eleştiriler getirdi. Kurtulmuş, "Güvenlik kararları siyasilerin alacağı kararlardır. Askerler yeni projeler getirebilir, tavsiyelerde bulunabilir. Ancak siyasiler bunlara karar vermelidir. Zaman zaman askeri yöneticilerin bu tür sözler söylediğini biliyoruz" diye eleştirdi.

CHP davayı geri çeksin
Anayasa Mahkemesi üyelerinin anayasa değişikliği ile ilgili görüşlerinin ortaya çıkması ile gündeme gelen ihsası rey tartışmalarına da değinen Kurtulmuş, üyelerin bu tarz tutumlardan uzak durmaları gerektiğini söyledi. Kurtulmuş, "Anayasa Mahkemesi ihsası rey tartışmalarında da üyeler görüşlerini önceden açıklamamak zorundadır. Bize göre Anayasa Mahkemesi'nin bu değişikliği görüşmesi bile yersizdir. Bırakın millete gitsin, kararı millet versin. Kılıçdaroğlu, milletin avukatı olduğunu söylüyor. Buradan Kılıçdaroğlu'na bir kez daha sesleniyorum. CHP iptal başvurusun geri çeksin. Burada karar verici millet ise o zaman bırakalım kararı millet versin" dedi.

Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan hakkında 28 Şubat süreci sonrası açılan ve kamuoyunda 'Trilyon Davası' olarak bilinen davaya ilişkin de soruları yanıtlayan Kurtulmuş, bu davanın antidemokratik bir süreç sonrası ortaya çıktığını söyledi. Kurtulmuş, "Trilyon davası ile ilgili olarak eğer 28 Şubat süreci olmasaydı, anti demokratik süreç olmasaydı, böyle bir dava olmayacaktı. Trilyon Davası o dönemin siyasi şartları gereğinin bir davasıydı. 'Olağan dışı bir davaydı" ifadelerini kullandı.

Madımak'ın yeri 'barış ve kardeşlik parkı' olsun
'Madımak Hotel'i müze olsun mu?' şeklinde gelen bir soruya da yanıt veren Genel Başkanımız Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, "Bu olay Türkiye'de çok derin yapılanmanın bir sonucudur. Alevi ve Sünni yurttaşların karşı karşıya getirilmesi için mücadele veren odaklar vardı. Milletin birlikteliğini bozacak çeteleri, yanlışları ortaya çıkarmak gerekir. Bizim teklifimiz otelin bulunduğu alan barış ve kardeşlik parkı olsun. Hem olayın fiziki izi silinmiş olur, hem de o katliam hatırlanmış olur. Böylece barış ve kardeşlik adına bir adım atılmış olur" şeklinde konuştu.