Haberin yayım tarihi
2008-06-07
Haberin bulunduğu kategoriler

Milletvekili Hilal Yalçın:Belçika'da en önemli sorun eğitim alanında yaşanıyor.

Belçika'da siyaset yapan temsilcilerimizden Federal Meclis Üyesi Milletvekili Hilal Yalçın Samanyolu televizyonunda gazeteci Selçuk Gültaşlı'nın sorularını yanıtladı.

Milletvekili Hilal Yalçın'ın görüşlerini okurlarımızın bilgisine sunuyoruz.



 
Milletvekili Hilal Yalçın'ın görüşleri..
 
-Belçika'da en önemli sorun eğitim alanında yaşanıyor. Kalifiye insan sayısı artmadıkça diğer sorunları aşmamız zor. İyi bir eğitim konusunda ise ancak çocuklarımızı ana-okullarından itibaren dikkatli bir şekilde yetiştirebilirsek sonuç alabilir, başarılı olabiliriz.
 
-Belçika'da Türk toplumunun daha bilinçli bir şekilde örgütlenmesi gerekiyor. Aslında çok dinamik bir toplum yapımız var. Flamanlar kendi aralarında Türkler'den bahsederken 'iki Türk bir araya gelirse, ilk yapacakları şey hemen bir dernek kurmak olur' diyorlar. Fakat ne yazık ki, onca derneğimiz, federasyonumuz olmasına rağmen sadece kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz. Artık bu konuda dışa açılmanın zamanı geldi. Belçikalılar ile ortak projeler üreterek sorunlara birlikte çözüm aramalıyız.
 
-Dil konusunda yeterli çaba göstermiyoruz. Ne Türkçe, ne de Flamanca veya Fransızcayı iyi biliyoruz. Çocuklarımızın çoğu karma bir dil bilgisi ile iletişim kuruyor. Buda daha ilerki safhalarda eğitimde başarısızlığın en önemli nedeni oluyor. Anadil ve yaşadığımız bölgenin dilini en iyi şekilde öğrenmek için daha fazla çaba göstermeliyiz.
 
-Belçika parlementosunda Türkiye-Belçika dostluk grubu başkanıyım. Türkiye'den gelen Parlamenterlerle zaman zaman bir araya geliyoruz. Aramızda geçen konuşmalarda beni en çok rahatsız eden şey insanlarımızın "Gurbetçi" olarak tanımlanması oluyor..Bu tanımlama Belçika'ya gelen ilk insanlarımız için geçerli olabilir. Ancak bizler artık Türk kökenli Belçikalılar'ız. Gurbetçi kelimesi anlam olarak zorda olan, aciz, muhtaç, acınacak insan anlamlarını içeriyor. Bu yönden 'Gurbetçi' kelimesi kulağa hoş gelmiyor. 50 yıla yakın Belçika'da yaşayan insanlarımızın Gurbetçi olarak tanımlanmasını doğru bulmuyorum.
 
-Yurtdışında yaşayan Türkler'in durumunun Türkiye için bir avantaj mı, yoksa bir yük mü? gibi tartışıldığını görüyoruz. Bazıları Avrupa'da ki Türklerin Türkiye'nin imajını bozduğunu söylüyor. Bu görüşü şiddetle kınıyorum. Bizler daha çok kendi çabalarımızla bir yerlere geldik. Eğer bir şeylerin eksik olduğu söyleniyorsa, o zaman Türk Devleti önce dönüp kendini sorgulamalıdır.
 
-THKP-C ve Fehriye Erdal davsı ile ilgili kararlar vatandaşlarımızın içine sinmemiştir. Bir politikacı olarak elbette bağımsız mahkemelerin kararlarını eleştiremeyiz. Fakat 3 ayrı mahkemenin, 3 farklı karar vermesini nasıl izah edebilirsiniz? Bu açıdan şayet bazı kanun maddeleri hakimler tarafından bu kadar farklı yorumlanabiliyor sa, o zaman bir yerde yanlışlık var demektir. İşte burada politikacılara iş düşüyor. Bu nedenle bir konuda oldukça zıt karaların alınabildiği kanun maddeleri yeniden gözden geçirilerek gerekli operasyonlar yapılabilir. Bu yönden politikacıların bir şey yapamayız savunması gerçekçi değil.
 
-Belçika'da idari sistem oldukça farklı. 3 bölgede, 3 ayrı hükümet bulunuyor. Bu yönden bazı uyugulamaların bölgelerde farklılık göstermesi o bölgede hükümeti oluşturan siyasi partilerin yaklaşımlarından kaynaklanıyor. Örneğin Flaman bölgesi dil ve meslek eğitimine çok önem veriyor. Bu yönden bilhassa Belçika'ya yeni gelen göçmenleri dil ve meslek eğitimine yönelik teşvik etmek amacıyla bazı radikal kararlar alabiliyorlar.
 
-CD&V partisinin en önemli isimlerinden biri olan eski başbakanlardan Jean-Luc Dehaene AB konusunda bana gayet net olarak 'Türkiye'ye sözümüz var, bundan dönemeyiz' demişti. Ben şahsen bu görüşte bir sapma olacağını düşünmüyorum. Burada asıl konu tam üyelik sürecinde Türkiye'nin önüne konan kriterleri yerine getirip, getiremeyeceğidir.
 
-AKP'nin kapatılması doğrultusunda açılan dava konusunda şahsen Avrupa ile bir bağ kuramıyorum. Türkiye demokratik bir ülkedir. Türkiye'de yaşanan sorunlar yine Türkiye'de çözülmeye çalışılmalıdır. Sorunların AB baskısı ile çözülmeye çalışılması ilerki safhalarda başka sorunlar yaratabilir. Uzlaşma ve karşılıklı hoşgörü kültürü demokrasilerin en temel unsurudur. Bu açıdan daha çok yol katetmemiz gerektiğini görüyorum.
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.