Haberin yayım tarihi
2011-11-28
Haberin bulunduğu kategoriler

Kılıçdaroğlu "Özür Tartışmasına" son noktayı koydu!

Atakan ÖZDEMİR BRÜKSEL

--------------------------------------------------------------------------------

Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın “Dersim için devlet adına özür diliyorum, sıra CHP’de” açıklamasına Brüksel’den yanıt verdi: Bizim bu olayı tarihçilere bırakmamız lazım. Bunu tarihçilerin incelemesi gerekir

Avrupa Sosyalistleri partisi kongresi için Brüksel’de bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, VATAN’a verdiği röportajda AB ile ilişkilerden PKK’ya, Dersim olaylarından bedelli askerliğe kadar birçok konuda önemli açıklamalar yaptı.

-Son günlerdeki Dersim tartışmaları bir politikacı olarak değil de değer yargıları anlamında bir vatandaş olarak etkiledi mi?

Sayın Başbakan’ın Dersim konusundaki açıklamaları beni etkilemiş değil. Çünkü bildiğim şeyler. Belge olarak açıkladıklarını da ben yıllar önce okumuştum zaten. Beni kıran ve üzen temel nokta; inanç üzerinden siyaset yapmasıdır. Bu doğru değil, insani de değil, aklâki de değil... Sığ ve kaba bir siyaset! Beni sadece üzen bu oldu onun dışında Dersim ile ilgili söyledikleri, bu konuya ilgi gösteren ve herkesin bildiği şeyler..

-‘Başbakan Ermeni diyasporası ağzıyla konuşuyor’ demiştiniz. Ermeni diyasporasının nesine benzetmiştiniz Başbakan’ın açıklamasını?

Ermeni diyasporasının zihin haritası ile Erdoğan’ın zihin haritası aynı demiştim. Temel nedeni de şuydu: Bizim bu olayı -Dersim-, tarihçilere bırakmamız lazım. Bunu tarihçilerin incelemesi gerekir.

-Türkiye’nin Ermeni iddialarına karşı tezi bu değil mi zaten?

Evet.. Ve arşivlerin açılması lazım. Ermeni diyasporası için biz ne söyledik? ‘Biz arşivlerimizi açtık. Tarihçiler gelsin incelesin. Sen de arşivlerini aç’ dedik. Şimdi biz Dersim konusunda arşiv açmıyoruz ama suçluyoruz. Onun için Ermeni diyasporasının zihin haritası ile Erdoğan zihin haritası aynı... Değişmiyor aslında, değişmediği için de biz buna ‘kaba siyaset’ dedik. Tarihi o günün koşullarından soyutlayıp, bugünün koşullarıyla yorumlamaya kalkarsanız yanlış yola gidersiniz.

-Dünya ölçeği ile Türkiye’ye Brüksel’den baktığınızda ne görüyorsunuz?

Sorunlu bir ülke... Ekonomik ve özgürlükler açısından sorunlu bir ülke. Demokrasi ve insan hakları açısından sorunları olan bir ülke. Medya özgürlüğü açısından sorunlu bir ülke. Avrupa’da şu an yaşanan sorun ekonomik bir kriz. Yunanistan’da, İtalya’da, İspanya’da, Almanya’da, Fransa’da ve Belçika’da yaşanan bir ekonomik kriz. Sebepleri üç aşağı beş yukarı birbirlerine benziyor. Biz de ise ekonomik sorunlarla beraber; demokrasi, özgürlükler, insan hakları gibi sorunlar da var.

O nedenle siyasetçi olarak kilitlendiğimiz sorunlar, Avrupa’daki siyasetçilerden çok daha farklı...

-Hafta başında Brüksel’de Kıbrıs sorunu gündemdeydi. Barroso ve Fule ile görüşmeler yapıldı. CHP’nin Kıbrıs konusuna bakış açısı nedir? AB’nin uyguladığı ‘blokaj politikasını’ nasıl yorumluyorsunuz?

Avrupa Birliği, Kıbrıs konusunda ‘Annan Planı’ eğer kabul edilseydi, KKTC ile doğrudan ticaret ilişkisine girilecekti. AB’nin böyle bir sözü vardı. ‘Annan Planı’na Kıbrıslı Türkler ‘evet’ dedi, Rum tarafı ‘hayır’ dedi. Ama Brüksel verdiği sözün arkasında durmadı; KKTC ile doğrudan ticaret geçmedi. Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün yürürlüğe girmesi gerekirdi. Bu şimdi komisyonlarda uyutuluyor. O yüzle AB, ikiyüzlü bir politika izledi. Bu ikiyüzlü politika bizi rahatsız ediyor ve bu politika Avrupa’nın etik değerleriyle bağdaşmıyor. Normalde, ‘’Ben söz verdim, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne şunu şöyledim; Annan Planı’na evet dediler, bizim de o plana destek yönünde sözümüz vardı. Sen sözünde durmadın. Madem ki KKTC sözünde durdu o zaman ben de verdiğim sözün gereği olarak doğrudan ticarete geçiyorum’’ diyebilirdi. Demediler...

26 tabut yürekleri yaktı

-Schuman Meydanı’ndaki ünlü Berleymont binasının önüne PKK tarafından şehit edilen askerlerimiz için 26 tabut konmuştu. Siz bu fotoğraftan ne anlıyorsunuz?

Türkiye terörden çok çekti hâlâ çekiyor ve herkes terörün sonlanmasını istiyor. Artık bu iş bitsin deniyor. Şehit babası da bunu söylüyor, evinde oturan herhangi bir insan da bunu söylüyor. 26 tabut yüreğimizi yaktı. Şimdi burada olaya sağlıklı bakmanın şöyle bir yolu var: Olay sadece Türkiye’de bir siyasal partinin tek başına çözebileceği bir olay olmaktan çıkmış. Bu, bir toplumsal uzlaşmayla çözülebilecek bir olaydır. Ama bu konuda AKP kaçak güreşiyor. Çözümlerini parlamentoya getirip, ‘Evet, biz bu sorunu şöyle çözebileceğiz’ demekten kaçıyor. Bu terör konusunda var olan bir nokta. İkinci önemli noktamız şu: Avrupa Birliği üyelerine büyük görev düşüyor, teröre finans sağlamasınlar. Yani bu topraklardan, -Avrupa’dan-, terör örgütüne ciddi paralar gidiyor. Buralarda ciddi çabalar harcanmıyor. Bu da işin bir başka gerçek yönü ve bunu da bilinmesi lazım.

Böyle bedelli olmaz olsun

-Bedelli askerlikte vicdanlar rahat mı?

Böyle bedelli askerlik olmaz olsun. Bu her şeyden önce eşitlik ilkesine aykırıdır bu uygulama. Parası olan askere dahi gitmeden tezkere alacak, parası olmayan adam askere gidecek. Askere giden bedeni ile bunu hesabını verecek. Bu, insan haklarına aykırı bir uygulamadır, böyle bir uygulamanın doğru olmadığını düşünüyorum. Bakın Sayın Erdoğan, bu konu seçimlerde gündeme geldiğinde dedi ki, ‘Ben bunu referanduma götüreceğim. Bu konuda ben tek başıma karar almam’ dedi. Seçimler bitti, bedelli gündeme geldi, referanduma götürmedi. O zaman şunu sormamız lazım: Bir ülkenin başbakanı halkına yalan söylerse, ona ne denir?

-Son soru: Salı günü ne var?

-Gülüşmeler-

Salı günü sorunlar var..

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.