Brüksel Hür Üniversitesi öğrenci birliği ECAB ve Belçika Rumeli Türkleri Derneği tarafından düzenlenen konferanslarda konuşan Prof.Dr. İlber Ortaylı’yı çok sayıda katılımcı izledi.

Tarih ve araştırmacı Prof.Dr. İlber Ortaylı Belçika’da ki ilk konferansına Cuma akşamı Brüksel Hür Üniversitesinde öğrenim gören öğrencilerin kurduğu ECAB (Brüksel Eğitim ve Kültür Birliği)’nin Üniversite kampüsünde düzenlediği Ortadoğu’daki Sorunlara Tarihsel Bakış’ konulu konferans ile başladı.

Prof.Dr. İlber Ortaylı İngilizce olarak verdiği konuşma boyunca Ortadoğu’nun Tarihçesi ve Osmanlı Devleti zamanından günümüze uzanan tarihsel gerçekleri anlattı.

İkinci Konferans ise Cumartesi günü Belçika Rumeli Türkleri Derneği tarafından Istitut Libre Marie Haps konferans salonunda ‘Balkanlarda yaşanan acılar ve zorunlu göç’ konulu konferanstı.

Konferanstan önce Saint Josse Belediye başkanı ve Federal milletvekili Emir Kır, Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Ayhan Bölükbaşı, Belçika Rumeli Türkleri Derneği başkanı Turan Türe Belçika’ya işçi göçünün ellinci yılı dolayısı ile düzenlenen konferansta birer selamlama konuşması gerçekleştirdiler.

TARİH, COĞRAFYA BİLMEYEN EDEBİYATÇININ ROMANINA ÖDÜL, MÖDÜL VERİLMEZ

Konferansın başlangıcında Balkanlarda yaşanan savaşları ve savaşlar sonunda göç etmek zorunda kalanları tarihsel olaylardan örneklerle anlatan Prof.Dr. İlber Ortaylı “Selanik şehrinden savaşlardan kaçan İnsanlar arasında Yahudiler de vardı. Bu kaçan insanlar mecburen kaçtılar. İstanbul gibi şehirlerde yeni sinegoglar oluştu. Aynı şey Kırım’da da oldu. İnsanların yaşama şansı kalmadığı için göçe mecbur oldular. Mithatpaşa tarafından bu göçmenler ülkenin çeşitli bölgelerine yerleştirildiler.” Dedi.

Savaşlarda yaşanan acıların edebiyata istenildiği gibi yansıtılamadığına, bundan dolayı Türk romanlarının ciddi bir ödül almadığına işaret eden Prof.Dr. İlber Ortaylı “Türk romanına ödül, mödül verilmez. Kısır yazardan iş çıkmaz, Bu Türk takımı sureti katiyetle tarih ve coğrafya bilmez. Tarih ve Coğrafya bilmeyen bir edebiyatçının şakıması mümkün değildir. Pırasa yedirdiğin bülbül gibi öter, Arpa yedirdiğin ötmez. Bugüne kadar Rumeli göçünü doğru dürüst yazan bir kalem yok. Rakamlarla göç kitabıyla bu konular net olarak anlaşılmaz.” diyerek salonda bulunanların dikkatlerini çekti.

BOSNADAKİ AYIP TÜRKLERE YETER

Yakın tarihimiz de Bosna iç savaşında yaşananlardan da ders alınmadığını Kamplarda mahkum tutularak zorla gebe bırakılan, zorla da doğurtulan kadınlar var Bosna da. Bunların doğurduğu binlerce bebeği o kadınlar bulundukları haleti ruhiye içinde istemediler. Bu durumda Bosna müftüsü hiç bir şey yapmadı. Türkiye’de bir takım çevreler bu çocukları toplayıp getirmeye çalıştı. Ve o bazıları tarafından çok sevilen zamanın kadın başbakanı(Tansu Çiller’i kast ederek) o bu operasyonu tasvip etmedi. Bu fevkâlade ayıp, fevkâlade utanç verici bir durumdu. Bu ayıp Türklere yeter.

GÖÇEBE DEĞİLİZ

Göçün en önemli unsurunun insan olduğuna dikkat çeken Prof.Dr. İlber Ortaylı Rumeliden gelen göçlerle Anadolu ve Rumeli halkının çabuk kaynaştığını, sorun yaşanmadığını söyledi. Kaynaşmada önemli unsurun Türkçe dili olduğunu, onun üzerinde önemle durulması gerektiğini ama hiç kimsenin Türkçe üzerinde durmadığını belirterek, “Türkler tarihleri boyunca Dil’le yaşadılar. Dilin ne kadar önemli olduğunun farkında değiller.” Dedi.

Orta Asya’da yüksek Farsça olan İran dilinin hakim olduğunu, Türklerin orada uzakta göçebe olduğunu, Göçebeliğin de o kadar büyütülecek bir tarafı olmadığının altını çizerek ”Göçebe, möçebe değiliz. O çoktan bitti. Aklınızı başka türlü başınıza toplayın. Evin borusu patlasa göçebeyiz, diye başlanıyor söze. Göçebe olsak Başbakan bindiği attan düşmezdi.” sözleri salonu kahkahaya boğdu.

TÜRKİYELİ DİYE BİR KİMLİK OLMAZ

Bu memleketin adının Türkiye olduğunu vurgulayan Prof.Dr. İlber Ortaylı” Burada yaşayanlardan dolayı bu memleketin adının Venedikliler tarafından Türklerin ülkesi olarak ‘TÜRKİYE’ diye konulmuştur. Amerigo Vespucci tarafından keşfedilen kıtaya uyanık denizcinin adından dolayı Amerika adı verilmiştir, bu yüzden Amerikalı denilebilir. Ama birilerinin dediği gibi Türkiyeli olmaz. Adamda zaten akılda yok. Senin şikayet ettiğin yaraya merhemde olmaz. Türkiye adı Türklerin ülkesidir. Türk lafını başkası söylüyor. Türkiye lafını başkaları söylüyor. Türkiyeli lâfını da başkaları söylüyor. Sen neden bunu şövenizm aracı olarak görüyorsun. Türkiyeli diye bir kimlik olmaz. Türkiye’de yanlışlar hatır için kabul ediliyor. Yanlış hatır için kabul edilmez. Çocuğunun hatırı için onun yanlışını kabul ediyormusun? etmiyorsun. Devlet büyüğünün de yanlışı kabul edilemez. Yanlış, Yanlıştır.” ifadelerini kullandı.

Konuşmasının son bölümünde ekmek aramak için göç ile Avrupa’ya kadar uzanan insanımızın zaman içerisinde her şeye sahip olduğunu, gençlerimizin mutlaka dünya dili olan İngilizce’yi mutlaka öğrenmeleri gerektiğini ancak tarihi aşamadığına dikkat çeken Prof.Dr. İlber Ortaylı “1915 olaylarının yüzüncü yılı geliyor. İş cok ciddi. Ortada neler yazılıyor, neler basılıyor. Bu na karşı çok az birikimimiz var.” dedi.

KİMLER KATILDI

Belçika Rumeli Türkleri Derneği tarafından Istitut Libre Marie Haps konferans salonunda ‘Balkanlarda yaşanan acılar ve zorunlu göç’ konulu konferansa başta Brüksel Büyükelçisi Mehmet Hakan Olcay ve eşi Sefire Mehveç Olcay, Brüksel Başkonsolosu Ali Barış Ulusoy, Saint Josse Belediye başkanı ve Federal milletvekili Emir Kır, Brüksel milletvekili Hasan Koyuncu, Schaerbeek Belediye başkan yardımcısı Sait Köse, Belediye meclis üyeleri Seydi Sağ, Derya Alıç, Halil Dişli, Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Ayhan Bölükbaşı, Belçika Rumeli Türkleri Derneği başkanı Turan Türe, Hollanda Rumeli Türkleri Derneği başkanı Elise Ayhan, BADD Başkanı Erdoğan Öztemur, Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu üyesi Hüseyin Aslan’ın yanı sıra çok sayıda STK temsilcisi, iş adamı ve öğrenciden oluşan davetli katıldı.

Konuşmasının sonunda tebrikleri kabul edip, kitaplarını imzalayan Prof.Dr. İlber Ortaylı daha sonra öğrenci ve davetlilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.