Haberin yayım tarihi
2011-03-21
Haberin bulunduğu kategoriler

Hay Senin Aşkına da Sana Da !

Aşık olan kişi yaptığı her şeyin sevgilisi tarafından takip edildiğini sanır. Kendisi kalabalıklar içinde, gecenin karanlığında, en ücra köşelerde de kaybolsa maşuku onu görüyordur.

Çölde bile geziyor olsa, gecenin bir yarısında kalksa da sevgilisi kendisini görüyordur.

Bağırarak konuşmalarını geçiniz, fısıltısını, duasını, içten içe konuşmasını düşünmesini de duyuyordur. Monologlarının yegane dinleyicisi sevgilidir.

O her şeyi duyar.. Arzularına kulak verir.

Cevap vermese de vardır bir hikmeti aşık için. O duyandır, görendir, bilendir…

Tam da Tanrı’nın özellikleri.. Aşığın açlığı maşuka telepatiyle bildirilir. Üşüyorsa battaniyesi yoldadır. Battaniye gelmemişse vardır bir hikmeti.

Sevgilisi aşkın artmasını temenni etmiştir de o yüzden geciktiriyordur battaniyeyi. Paraya olan ihtiyacı da maşukun bilgisi dahilindedir. Evinin ihtiyaçları da, okuldaki, iş yerindeki sorumlulukları da… Tam da Tanrı’nın özellikleri..

Artık buna ne derseniz deyin: şirk, gizli şirk, elma şekeri, gönül eğlendirmece, platonik, alkolik v.s. Kendi gibi aciz birine bu kadar ilahi sıfatları yükleyen biri en azından aptaldır. Aşkın bu türlüsü, karşı cinse tanrısal nitelikler yükleyen türü, insanın kendini aşağılamasından başka bir şey değildir.

İnsan olarak bu anlamda birbirimize eşitiz. Ha bir devlet liderini abartıp tüm bir milletin kurtarıcısı ilan etmişsin, ha karşı cinsten birine böylesi tanrısal sıfatlar yüklemişsin. ikisi de aşağılamadan ibarettir.

Birincisinde tüm milleti aşağılamış olursun, ikincisinde ise kendini. Cezasını çekecektir. Çünkü sevgilisi ne duyuyor ne görüyor ne de biliyor. Duysa, görse, bilse de elinden bir şey gelmez.

Ne o, aşıkların kalbini mi kırdım yoksa?

Aptal dedikse kötüsün, mutsuzsun, başarısızsın demedik canım.

Kendimin de aynı bataklıktan geçtiğinden midir, nedir, aşıkları ayıltma konusunda çok etkisiz olduğumu düşünmüşümdür hep.

Derhal bir refleksle karşılaşırız onları caydırmaya, yönlendirmeye çalışırken.

Her 4 kişiden 5’inin aşık olduğu bir ülkedeki heba olan yetenekleri, savrulan enerjiyi düşündüğümde vicdan azabıyla yanar tutuşurdum. Yeni nesil ise aşkı bizim gibi algılamıyor.

Bizim neslin aşkının fotoğrafı çerçevelenip duvara asılalı epey oldu. Aşktan (bizim aşkımızdan demeliydim)uzak yaşayan yeni neslin beğenileri ise çok bayağı geliyor bize.

En iyisi mi diyorum kendime, insanların beğenilerine fazla burnumuzu sokmamak gerekiyor.

Neyin neyi doğuracağını pek bilemiyoruz. Her şeyin bir yan etkisi var. Hatta bazen yan etki asıl etkiyi bile sollayabiliyor.

Ahmet KORKUSUZ

info.ahmetkorkusuz@hotmail.com

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.