20 OCAK BAKÜ KATLİAMINI UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ.

Azerbaycan Belçika Dostluk Cemiyeti Başkanı Ayhan Demirci’nin daveti ile 20 yanvar 1990 Bakü  şehitleri adına bugün Kur`an-ı Kerim okutuldu, dualar edildi. 20 Ocak 1990 Bakü olaylarında hayatlarını kaybeden aziz şehitlerimiz anıldı.

Başkan Demirci 20 yanvar vesilesi ile Gündem Haber’e yaptığı özel açıklamada: ‘’20 yanvar’ın büyük bir vahşet, katliam olduğunu asla unutmadıkları, bir milletin sindirilmek, yokedilmek üzere masum insanlarının nasıl şehit edildiklerini her yıl bir kez daha hatırlatarak tarihe dünyanın her noktasında bir not düşmeye devam edeceğiz.

Azerbaycan topraklarının bir bölümü bugünde halen işgal altındadır. Yurtlarından edilmiş yüzbinlerce insan bugün halen öz yurtlarına dönme hayali ile gözyaşları dökmektedir.

Bizler halkımızın sesi olmaya ve geçmişte dökülen kanlarını asla yerde bırakmamaya yemin etmiş insanlarız. Heran, her fırsatta zulmü, katliamı, Bakü’de, Hocalı’da, Laçın’de, Kelbecer’de, Gubadlı’da, Zengilan’da, Cebrayıl’da, Füzuli’de Ağdam’da Eremeniler  ve Ruslar’ın işbirliği ile birlikte yaptıkları soykırımı anlatmaya devam edeceğiz. Canlarını Vatan ve Milletinin bağımsızlığı, istiklali için severek veren Aziz Kahraman şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimizi şükranla yad ediyoruz.’’ dedi.

20 Yanvar(Ocak) 1990`da Neler Oldu?

20 Ocak 1990 (Yanvar) günü dünyanın gözü önünde, Rus ordusunun Azerbaycan halkına yaptığı zulüm ve katliamdır.

Azerbaycan halkının tarihine Kanlı Yanvar Faciası (Kanlı Ocak Faciası) gibi dahil olmuş 20 Ocak 1990 tarihli olayların üzerinden 27 yıl geçiti. Yirmi beş yıl önce Azerbaycan halkının kaderinde kötü ve korkulu günler yaşanıyordu.

Halk saldırıya uğramış, suçsuz insanlar kurşuna dizilmiş, tankların altında ezilmişti. Ama 20 Ocak, Azerbaycan halkının tarihinde, sadece ağıt ve acı ile hatırlanacak gün değil. 20 Ocak hem de halkımızın şan ve şeref günüdür.

O gün caddeleri boyamış al şehit kanları bir anlamda milli ülkümüzün uyanan güneşinin kırmızı şafakını simgeliyordu. Halkımız o gün üstüne saldıran dehşet verici kabusa, Sovyet ordusunun korkunç saldırısına karşı göğsünü siper etmeği, kendi kimliğini ve metanetini ispat ettirmeği başardı.

1990 yılının 20 Ocağı Azerbaycan`ın bağımsızlık ve istiklal yolunun ilk şehitlik zirvesiydi. Sovyet Ordusu`nun çok sayılı birliklerinin, özel harekat birliklerinin ve içişleri bakanlığına bağlı birliklerin ermeni militanlarla işbirliği yaparak Bakü`ye saldırısı gaddarlık ve görülmemiş vahşetle takip edildi.

Rus ordusu ve ermeni işbirlikçileri ile T-72,80 ve BMP-3 Tankları "udar" kodu ile, 19-20 Ocak 1990 gece yarısı Bakü sokaklarına büyük bir gürültü ile girerken, herşeyden habersiz masum Azerbaycan Türk`leri uykularından fırlayıp, Rus Silahlı kuvvetlerine karşı, sopalarla baltalarla karşı koydular.

Ruslar 35 bin kişilik ağır zırhlılarla donatılmış "alfa" birlikleri ve "DTK-a" diye isimlendirilen, tahribat eğitimli askerlerle hücuma geçmişti. Ve tarihin en büyük facialarından biri yaşandı, Bakü Azatlık Meydanın da... İki gün süren, kadın, çocuk ve yaşlıların çoğunlukta olduğu bir katliam ile uygulanan soykırımını, dünya ülkeleri film gibi seyrederken adeta dilini yutmuştu...

Cihan pehlivanlığına soyunan ABD, O tarihte el altından Rusya`ya yol veriyor, karşılığında Irak operasyonu için tasdik ve tasvip sözü alıyordu.

Yaralı bir hayvan için helikopter kaldıran Avrupa ülkeleri, Bakü de tanklar altında yüzlerce sivil Türk can verirken, Rusları cesaretlendiren bir siyaset sergiliyordu. Fakat 20 Yanvar günü verilen canların her biri Hürriyet bayrağının yükselmesine kaide oldular.

Azerbaycan`da bağımsızlık için hep bir ağızdan çıkan tek bir ses vardı ya istiklal ya olum, "vatan sağolsun" sesleriydi.. Bir saat içerisinde 170 Azerbaycan Türk`ü hayatını kaybederken, binden fazla kardeşimiz de ağır yaralar almıştı. Abşeron "kan denizi" oldu ama Rus`lar ve yandaşları da bu denizde boğulup giderken, Azerbaycan Halkı bu kanlı Yanvar hadisesinden sonra, hürriyetini ilan edecekti...

Bedeli çok ağır bir mahiyette ödenen bir nazlı Hürriyet... "Benim sınırlarım, Azerim’in hürriyet, hürriyet diye haykırdığı Hazar kıyılarında başlar, ta Viyana da biter" diyerek feryat edenlerin arzusu kısmen yerine gelmiş, "Turan ülkesinin" bir sınır taşı daha yerine oturmuştur.