Haberin yayım tarihi
2014-06-02
Haberin bulunduğu kategoriler

YILANLARIN DANSI

Yazan: Sevim Ünal

‘Öyle şey olmaz ’ diye itiraz ederek başlamıştı baş yılan.  Çevresindekiler şaşkın dönüp ona baktılar.

Başlar merakla bir sonraki cümlesini bekliyorlardı. ‘Olmayan şey neydi?’  Baş yılan kıvranıp duruyor, gömlek değiştirircesine bir acı içerisindeydi. Ağzından çıkacak sözler bir türlü çevresindeki yılanlara söylemeye cesaret edemiyordu.

Yanlış bir kelime ile başlamıştı konuşmasına. ‘Öyle şey olmaz’ ile başlamaması gerekirdi. Daha yumuşak ve alttan alması gerekiyordu. İşte doğası gereği yine sert çıkmıştı. İçindeki zehri akıtması gerekiyordu. Başta kalmak zor işti. Onun başta kalması gerekiyordu. Bunu egosunu tatmin etmek adına yürütmesi gerekiyordu. Herkes ona ‘sen bir baş yılansın’ diye hitap etmeli ve saygı göstermeliydi.

Genç değildi artık. Statüye ihtiyacı vardı. Çevresinde fazla zehirli yılan olmaması işini kolaylaştırıyordu. Kızıl gözlerini zehirsiz yılanların üzerinden; onları önemsemeyen bir tavırla gezdirirken ‘ bu saftiriklerden bir grup kurmalıyım’ diye düşünüyordu. Baş yılan böyle düşünürken asıl zehirli yılanların amacının farklı olduğunu ve asıl kullanılanın kendisi olduğunun farkında değildi. Son derece zehirli olan kobra harekete geçmişti. Konuşurken sürekli sısssslardı. Sıııssslaması adeta kıkırdamayı hatırlatıyordu. Saldıracak anı kollamaya çalışıyordu.

Baş yılan yeniden sözü alıp neden toplandıklarını açıklamıştı. Çevresindekiler; o konuşurken yer yer geriliyor yer yer ona katılıyorlardı. En nihayet amaç belli olmuştu. Zehirsiz yılanların önerisiydi toplanmak ve sorunları çözmek. Zehirli yılanlar hep yararlı olmuşlardı, kendilerinden çok oluşturdukları grubun iyiliğini düşünerek hareket ediyorlardı.

Aralarındaki bazı kobra yılanlarının amaçlarını bilerek hareket etmelerine rağmen kobralar her zaman olduğu gibi zehirlerini saçarak onları bertaraf etmeyi iyi beceriyorlardı. Tartışma uzumış, kararlar alınmıştı. Dişi kobranın hoşlanmadığı şeyler gelişiyordu. Zehrini saçmak üzere gerilmiş ve sindiği yerden hızla harekete geçerek gözüne kestirdiği zehirsiz yılanı ki, rakibi olarak görüyordu sokmak için bir hamle yapmıştı.

Zehirsiz yılan kobranın kendisine saldırısını alaya alarak geri çekilmişti. Bu saldırılardan dolayı  zehirsiz yılanların bir bölümü sessizliğe bürünmüşlerdi. Saldırıya uğrayan zararsız yılan ayağa kalkıp konuşmuş ve orayı terk etmişti. Onların seviyesizliğini anlamıştı. Oraya ait değildi. Verdiği emekleri de başının, gözünün sadakası olarak vermiş olduğunu düşünüyordu. Onu üzen şey zehirli yılanlarla işbirliği yapılmaması gerektiğini öğrenememiş olmasıydı.

Şimdi her nedense içinde büyük bir rahatlama duygusu vardı. Ordan ayrıldığında en sevdiği şarkıyı mırıldanıyordu. Ardında bıraktığı zehirli yılanlar kıvıl kıvıl zehir saçıyorlardı.

Güneş ışınlarını tüketmiş renga renklere bürünmüş ve yeşilliklerin arasından kaybolurken, o; akıp gitmişti asıl olması gereken ortamlara.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.