Haberin yayım tarihi
2011-11-25
Haberin bulunduğu kategoriler

Özbekistan Dış Politikası Ve KGAÖ.

Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) çerçevesinde Kolektif Acil Müdahale Gücü birliklerinin katılımıyla "Merkez-2011" adlı tatbikat 19-22 Eylül 2011 tarihinde gerçekleştirildi. Tatbikatın asıl amacı yasadışı silahlı oluşumlara karşı özel operasyon yapmaktı. Bu tatbikatta Ermenistan, Belarus, Rusya, Kazakistan ve Tacikistan`ın İçişleri, Güvenlik ve Olağanüstü Hal Bakanlıklarına bağlı askeri ve özel kolluk birimleri yer aldı. Aynı tarihler içerisinde yine Türkistan coğrafyasında Kırgızistan Silahlı Kuvvetler Müşterek Tatbikat Merkezi tarafından çevik kuvvetler tatbikatı düzenlendi. Bu tatbikata da Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan ve Rusya silahlı kuvvetleri katıldı. Özbekistan`ın, KGAÖ`nün üç güvenlik bölgesinden biri olan Orta Asya coğrafyasındaki tatbikatların hiç birinde yer almaması ise geçmişte olduğu gibi şimdi de dikkatlerden kaçmadı.

KGAÖ`nün geçmişine şöyle bir baktığımızda ise aslında Özbekistan`ın, bu yapılanmanın temelinde olduğunu görüyoruz. Taşkent Antlaşması olarak bilinen KGAÖ antlaşması 15 Mayıs 1992`de Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Ermenistan, Tacikistan ve Rusya tarafından imzalanmıştı. Gürcistan 9 Eylül 1993`te, Azerbaycan 24 Eylül 1993`te, Belarus da 31 Aralık 1993`te bu antlaşmaya imza koyan ülkeler oldu. Beş yıllık süreyi içeren ve 20 Nisan 1994`te yürürlüğe giren antlaşmanın maddeleri arasında, "sürenin bitiminde üyelerce uzatılır" hükmü de yer almakla birlikte antlaşma, 2 Nisan 1999`da tarafların bazılarınca beş yıl daha uzatıldı. Azerbaycan, Gürcistan ve Özbekistan ise antlaşmanın uzatılmasını imzalamadı ve KGAÖ`den ayrıldılar.

14 Mayıs 2002`de Moskova`da yapılan toplantıda KGAÖ`yü uluslar arası örgüte dönüştürme kararı alındı. Ardından da 2 Aralık 2004`te BM Genel Kurulu`ndan KGAÖ`ye gözlemci statüsü verilmesi kararı çıktı. 6 Ağustos 2006`da Soçi`de düzenlenen zirvede Özbekistan`ın KGAÖ`ye yeniden katılması talebi kabul edilirken 4 Şubat 2009`da Moskova`da yapılan toplantıda da örgütün en üst karar mercii olan Kolektif Güvenlik Konseyi, Kolektif Acil Müdahale Gücü (KAMG) kurulması kararı aldı ve bu karar 4 Haziran`da resmiyet kazandı. Ancak Belarus`un katılmadığı bu toplantıda KGAÖ`ye geri dönen Özbekistan da yer almadı.

12 Ağustos 2011`de Astana`da yapılan KGAÖ üyelerinin gayriresmi toplantısında, toplantıya başkanlık eden Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, ABD`nin 2014 yılında Afganistan`dan çekilmesinin ardından KGAÖ`nün etki alanı içinde yer alan coğrafyada çıkabilecek muhtemel bölgesel ve küresel riskler gibi dış sorunların yanı sıra uluslararası terörizm, yasadışı silah ve uyuşturucu ticareti gibi iç sorunlara karşı örgütün daha aktif hale gelmesi konusunu gündeme getirdi. Yani bu toplantıda KGAÖ`nün dönüşümü ele alındı. Ancak bundan önceki toplantılarda olduğu gibi Astana`daki bu toplantıda da Özbekistan masada yoktu.

Özbekistan`ın toplantılara ve kararlara katılmamasının arka planında, KGAO nezdinde oluşturulan Kolektif Acil Müdahale Gücü`ne (KAMG), üye ülkelerin içişlerine müdahale hakkı tanınması ile ilgili endişeleri bulunmaktadır. Ülkelerin istikrarını bozabilecek terörizm, radikalizm ve darbelere karşı KAMG`nin güçlü potansiyelini kullanması gerektiğini savunan Belarus lider Aleksandr Lukaşenko, KAMG`ye, ülkelerin içişlerine müdahale yetkisi verilmesini öneriyordu. Lukaşenko,

KAMG`nin 2010 yılında Kırgızistan`da Kurmanbek Bakiyev`in devrilmesini engelleyemediğini savunurken, bu ülkenin güneyindeki Oş ve Calalabat eyaletlerinde yaşanan etnik çatışmanın durdurulması için KGAÖ`nün aktif olarak devreye girememesi de, örgütün işlevselliği ve amacının sorgulanmaya başlanması sürecini beraberinde getirdi.

2000`lerin ortalarında eski Sovyet coğrafyasındaki "renkli devrimler" ve 2011`in başından itibaren "Arap Baharı" süreci ile iktidar değişiklikleri sendromunun eski Sovyet coğrafyasına da sıçrayabileceği endişesi Rusya`nın da gerek Lukaşenko`nun KAMG`nin ülkelerin içişlerine müdahale önerisi gerekse Nazarbayev`in Astana`da dile getirdiği örgütün dönüşümü fikrine sıcak bakmasının önünü açtı.

Özbekistan`ın üye olduğu KGAÖ`ye uzak durması ise bu noktada kendini net olarak göstermektedir. Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov, bu görüşlere karşı çıkmakta ve KGAÖ`nün 4`üncü maddesine atıfta bulunarak örgütün, antlaşmada yer alan maddelere aykırı davranamayacağını ve üye ülkelerin anayasal egemenliklerinin ihlal edilmesine rıza göstermeyeceğini açıklamaktadır. Özbekistan ayrıca, KGAÖ üyesi ülkelerin başka ülkelerle çatışmaları/savaşmaları halinde askeri operasyonlara katılmayacağını deklare etmiştir. Ayrıca Taşkent, KGAÖ`nün ağırlıklı olarak uyuşturucu ve yasadışı silah kaçakçılığına yönelik operasyonlar gerçekleştirmesinden yanadır.

Özbekistan`ın bir diğer endişesi ise; Rusya`nın Orta Asya coğrafyasında etkisini artırması planlarıdır. Rusya`nın bölgede etkisinin artmasından rahatsızlık duyan Taşkent yönetimi için, KGAÖ`nün zayıf olması Özbekistan`ın daha güçlü ve daha rahat bir dış politika izleme yeteneğine sahip olması anlamına gelmektedir. Bu nedenle Taşkent, ABD`nin 2014`te Afganistan`dan çekilmesi planları çerçevesinde bölgede yeni gelişmelere ilişkin yeni işbirliği alanları geliştirme çabasındadır.

Diğer yandan koalisyon güçleri bünyesindeki Alman birliklerinin kontrolü altındaki Afganistan`ın kuzey vilayetlerinde Özbek nüfusun yoğun olması ve Afgan- Özbek sınırında Özbekistan topraklarında 2002 yılından bu yana Alman birliklerinin konuşlandığı Termiz askeri üssünün bulunması, Almanların kontrolündeki Afganistan`ın kuzeyi ile ülkenin içlerine kadar uzanan Özbekistan istihbarat birimlerinin 1990`lardan beri bu bölgede bağlarının olmasının yanı sıra General Raşit Dostum ile İslam Kerimov arasındaki sıcak ilişkiler de dikkate alındığında, önümüzdeki süreçteki Özbek-Alman ilişkilerinin seyrinde de bazı değişikliklerin yaşanılabileceği söylenebilir.

Ayrıca Bin Ladin`in öldürülmesi nedeniyle ABD ve Pakistan`ın arasının açılmasıyla Pakistan üzerinden sevkiyat gerçekleştiren Afganistan`daki koalisyon güçleri için askeri-teknik malzemelerin sevki riske girmiştir. Bu durum da koalisyon güçlerinin, sevkiyatı daha güvenilir ve kontrollü olan kuzey hattından gerçekleştirmesine ve bunun için de Özbekistan sınırını kullanmasına itecektir. Zaten koalisyon güçlerine destek malzemelerinin yüzde 80`i Özbekistan sınırından geçmektedir. Tüm bunların yanı sıra Obama yönetimi ABD Kongresi`ne acil bir şekilde Özbekistan`a uygulanan ambargonun kaldırılması önerisini sunmuş ve Kongre, 23 Eylül 2011 `de ambargonun kısmen kaldırılması kararı almıştır.

Bu kararla birlikte, Özbekistan`ın dış politikasında bugüne kadar izlemeye çalıştığı denge siyasetinde bir takım sapmaların yaşandığını söyleyebiliriz. Ancak bölgede etkin güç olan Rusya ve KGAÖ’ne üye ülkeler dikkate alındığında, Taşkent’in bu dış siyasetinin Özbekistan’ı bulunduğu coğrafyada yalnızlığa itmesi de ihtimal dahilindedir.

Bu arada Özbekistan’ın, ABD ile ilişkilerin geliştirilmesi için daha önce de girişimlerde bulunduğunu hatırlatmakta fayda var. 2009`da Taşkent yönetimi, Washington`a Amerikan askerlerine kendi hava sahasını ve Termiz askeri üssünü kullanmaları teklifini getirmiştir. Bu üssün Amerikan askerleri tarafından kullanılıp kullanılmadığına ilişkin henüz kesin bilgi yoktur.

Bir başka husus da Rusya`nın Tacikistan`da bulunan 201. askeri üssü ile ilgili anlaşmanın süresidir. Bu üs ile ilgili anlaşmanın süresi de ABD`nin, daha doğrusu ISAF güçlerinin Afganistan`dan çekileceği 2014`te dolacaktır. Eylül 2011`de Duşanbe`yi ziyaret eden ve meslektaşı İmamali Rahman ile görüşen Rus lider Medvedev, bu üs ile ilgili anlaşmanın süresinin 50 yıl daha uzatılması konusunda mutabık kalındığı açıkladı. Bu üs Rusya için bölgedeki varlığı açısından hayati öneme sahiptir. Rusya silahlı kuvvetlerinin en etkin askeri birlikleri Kuzey Kafkasya`daki Çeçenistan birliği ile Tacikistan`daki birlikleridir. Rusya`nın bir başka girişimi ise Tacikistan`ın Ayni Havaalanı`nı kullanabilmek için başlattığı diplomatik temaslardır. Bu havaalanı bir dönem ABD birlikleri tarafından transit merkezi olarak kullanılmıştı. Ayni Havaalanını 2003 yılında modernize eden Hindistan`ın burada yaklaşık 150 askerden oluşan bir birliği bulunuyor.

Kuzey Afrika`da yaşanan gelişmeler ve 2014 yılında Afganistan`da beklenen değişimler haliyle Orta Asya`da jeopolitik değişimlere yol açmaktadır. Bir taraftan Rusya KGAÖ aracılığıyla bölgeyi etkisi altına almaya çalışır ve güvenlik çemberi örerken, Özbekistan da Moskova`nın siyasi ve askeri etkisi altına girmekten kaçınarak, ABD ile bunu dengelemeye uğraşmakta ve NATO ülkeleriyle güvenlik alanında işbirliğini artırmaya çalışmaktadır. Afganistan ve Pakistan`dan gelebilecek uluslararası terör tehdidine karşı NATO ile ortak hareket eden ve Andican olayları sonrası uygulanan askeri yardım ambargosunu ortadan kaldıran Özbekistan, bir yandan da eski Rus silah sistemleriyle donatılmış silahlı kuvvetlerini modernize etmenin de yollarını aramaktadır.

Sabir ASKAROV

http://www.globalyorum.com/inc/newsread.asp?readid=3065

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.