Haberin yayım tarihi
2012-01-14
Haberin bulunduğu kategoriler

Camilerimizde Huzur İstiyoruz..

Neden bu başlık?

Geçtiğimiz hafta içersinde Genk-Waterschei semtinde bulunan Mevlana Camii bünyesinde yaşanan bazı sıkıntılar medyaya yansıtıldı. Yapılan açıklamalardan tartışmalardan anlaşıldığı kadarı ile tartışma merkezinde imam, cami derneği yöneticileri, eski yöneticiler, üyeler, cami kadınlar kolu üyeleri kısaca cami bünyesinde herkes bir faklı tavır içersinde. Birlik, bütünlük kalmamış, tartışmalar uzayıp gidiyor.

Medya alanında uzun yıllardır çeşitli roller üstlendik. Belçika’da bulunan başta Belçika Türk Diyanet Vakfı olmak üzere Executif-Belçika İslam temsil Örgütü, dini motifli kuruluşlara yönelik yüzlerce haber, makale yazmış, televizyon programları yapmış bulunmaktayım. Ancak bu konuları gündeme getirirken oldukça zorlandığımı da belirtmek isterim.

İnanç, ibadet çok özel bir şeydir. Hiç kimseye şu dini neden seçtin, niçin böyle inanıyor ve şöyle ibadet ediyorsun diye sormaya hakkımız yok. İnsanları dini düşünceleri söz konusu olduğunda olduğu gibi kabul etmeyi prensip edinmişiz bir kere. Ancak ibadet için biraraya gelinen bu özel mekanları yönetmede çok başarılı olduğumuz söylenemez.

Bu bağlamda insanlarımızın dini inançları gereği ibadet yapmak üzere buluştukları Cami gibi önemli merkezlerde fitne, fesat, tartışma ve kavga gibi olayları duyunca üzüldüğümüzü belirtmek isteriz.

Camilerimizin toplum için anlamı nedir?

Camilerimiz insanlarımızın din ve kültürlerini öğrendikleri, yaşattıkları ve gelecek nesillere aktardıkları en önemli mekanlarımızdır. Camilerimiz hem dini vecibelerin ifa edildiği kulsal mekanlar ve hemde birlik, beraberlik ve dayanışmanın adresidir.

Belçika Diyanet Vakfı’na bağlı 67 ibadet merkezi bulunuyor. Bu camilerimiz Belçika’ya Türk toplumunun gelişinden bugüne büyük çaba ve fedakarlıklarla kuruldu. Tüm kaynaklarını kendi tasarruflarından tedarik ederek meydana getirdikleri eserlerin tapularını da 1982 yılında kurulan Belçika Diyanet Vakfına devretmiş bulunmaktadır.

Belçika Diyanet Vakfı’nın kuruluş amacı.

Belçika Diyanet Vakfı, 3 Eylül 1982 tarihli Belçika Kraliyet Kararnamesi ile onaylanmış, 25 Ekim 1919 ve 6 Aralık 1954 tarihli Belçika dernekler ve uluslararası birlikler yasası kapsamında 187 sayılı Belçika Resmi Gazetesinde 28 Eylül 1982 tarihinde yayımlanan Kraliyet kararnamesi ile kurulmuş bir « Uluslararası Birlik » ’tir.

Belçika Diyanet Vakfı, kurulduğundan bu yana vatandaşlarımıza dini, sosyal ve kültürel alanlarda hizmetler vermektedir. Nitekim bugün de kendisine bağlı 67 camisi ve yüzden fazla derneği ile, din görevlileri ve din dersleri öğretmenleri ile, aile bazında kayıtlı 28.000 üyesi olan ve takriben 140.000 kişiye hizmet veren Cenaze Nakil, Yardımlaşma ve Dayanışma fonu ile, cami ve derneklerinde oluşturulan yüzlerce derslikte toplamda 5.000 civarında öğrenciye hitap eden, hem Türkçe hem de din derslerinin verildiği eğitim ve kültür merkezleri ile, genel merkez ve dernekleri bünyesinde oluşturulan kadın ve gençlik kolları ile ve her sene titizlikle hazırladığı hac ve umre organizasyonları ile Belçika’da yaşayan Müslüman Türk Toplumunun bir kuruluşu olarak hem toplumumuza hem de Belçika’da yaşayan diğer topluluklara hizmet vermeye devam etmektedir.

Vakf’ın Gayeleri :

-Müslümanların ibadetlerini yapmalarında yardımcı olmak, camiler inşa etmek, açmak veya tahsis etmek,

-Kur’an-ı Kerimi kaidesine uygun olarak okumayı öğretmek,

-İslami ilimlerle ilgili ilmi araştırmalar yapmak ve yaptırmak,

-Cami ve mescitlerde görev yapacak olan Din Görevlilerine gerekli formasyonları vermek,

-Zekat ve fitreleri ve her türlü bağışları kabul etmek ve onları yukarıda zikredilen gayeler ve aynı zamanda dini, kültürel ve sosyal yardım faaliyetlerine kullanmaktır.(Belçika Diyanet Vakfı Sitesinden alıntıdır)

Belçika’da yaşayan Türk toplumunun büyük bir bölümü Belçika Diyanet Vakfı’na bağlı camilerde ibadetlerini ifa etmektedirler. Camilerimiz sadece namaz kılınan, din bilgilerin verildiği, vaazların yapıldığı bir alan değil aynı zamanda çok yönlü sosyal, kültürel çalışmaların yapıldığı yoğun bir insan sirkülasyonunun olduğu önemli bir buluşma merkezleridir.

Cami derneklerinde gerçek yönetici profili nasıl olmalı?

Camilerimiz Müslüman Türk toplumu içersinde her kesimden insanın buluştuğu mekanlardır. Bölgesi, etnik alt kimliği, siyasi tercihleri farklı olan bir çok insan Diyanet Vakfı’na bağlı camilerde iyi bir yönetim olduğu takdirde yan yana ibadetlerini huzur içinde ifa edebiliyorlar.

Camilere gelen toplum bir mixt olduğu için buralarda sorumluluk alan yöneticilerinde görev ve sorumluluklarının bilincinde olup, tavır, tercih ve kararlarında bu yapıyı göz önüne alarak hareket etmeleri gerekiyor. Örneğin dar bölge milliyetçiliği, her hangi bir siyasi görüşü övmek veya yermek, Diyanet Vakfı dışında diğer dini motifli dernek veya kuruluşlarla işbirliği gibi konularda çok hassas olmak gerekiyor. Bu çizgiler toplumu rahatsız edecek şekilde ihlal edilirse elbette tepkiler, hizip, tartışma ve kavgalar başlıyor.

Cami derneklerinde görev alacak şahsiyetler her şeyden önce bu işi Allah rızasını kazanmak ve topluma karşılık beklemeden halishane hizmet etmek amacı ile yola çıkmalıdır. Aksi halde bir çok bölgede görüldüğü gibi asıl amacı din ve kültür hizmetleri vermek olan bu kutsal mekanlar birlik ve beraberlik yerine kavganın ve ayrışmanın merkezi haline dönüşebiliyor.

Camilerde yaşanan sorunlar.

Camilerimizin önemli bir buluşma mekanı olduğunu belirtmiştik. Belçika’da Türkler için 50 yıllık bir göç tarihi var. Bu ülkeye ekmeğini kazanmak üzere gelen insanlarımızın ilk kurdukları dernekler, cami ve yardımlaşma dernekleridir.

Bu derneklerde yönetici olan kişiler bazen ellerinde bulundurdukları gücü başka amaçlarla kullanmaya kalkıyorlar. Böyle bir durumda ise kavga kendiliğinden oluşuyor.

Kavga sebebi bazen imamın yerine göz dikenler yüzünden olabiliyor, bazen de siyasi bir amacı olan, Belçika’da siyaset yapmak isteyenler, başkan dini motifli bir derneğe kaynak ve insan devşirmek isteyenler, mali beklentiler içersinde olan, veya kendi egolarını cami üzerinden tatmin etmek isteyenler gibi geniş bir şekilde ifade edilebilir.

Genk Mevlana Camii’nde yaşayan tüm tartışmaların perde arkasını biraz kurcaladığınızda genel anlamda ifade ettiğimiz tüm hastalıklardan bir parça bulabilirsiniz.

Maasmechelen Tevhid Camii, Beringen Fatih Camii’nde yaşananları unutmuş değiliz. Elbette diğer bölgelerde de sıkıntılar var, ancak en acısı ise Beringen’de bir İmamın haksız yere tartaklanması çirkin bir davranış olarak hafızalarda kalması oldu.

Müşavir Prof. Dr. Halife Keskin başarılı mı?

Camilerde yaşanan sıkıntılar gündeme geldiğinde çoğu zaman huzursuzluğun asıl failleri gözden kaçırılıyor. Genk Mevlana Camii’nde yaşanan tatsızlıklar medyaya yansıtılmasının hemen arkasından Belçika Diyanet Vakfı Başkanı durumunda olan Din İşleri Müşaviri Prof. Dr. Halife Keskin hedef gösterildi. Olay hemen birileri tarafından farklı bir boyutlara sürüklendi.

Bir şeyin altını kalın harflerle çizmek gerekiyor. Belçika’da Diyanet Vakfı’na üye cami derneklerinde yaşanan sıkıntılar kuruluşundan bugüne benzer şekilde var. İnsan kalitesi gelişmedikçe bu tür sıkıntıların yaşanacağı söylenebilir.

Prof Dr Halife Keskin şubat 2008’de göreve başladı.

Belçika´da din hizmetleri alanında genel olarak yaşanan sıkıntılı bir dönemde göreve gelen Müşavir Halife Keskin gümdemde olan ve acil çözüm bekleyen konularda süratle gerekli girişimleri başlatarak bir huzur ortamı yaratmaya çalıştı.

Müşavir Keskin döneminde bugüne kadar yapılan çalışmaları tek tek sayacak değiliz elbette. Burada önemle üzerinde durulacak belki sadece birkaç konu var. Örneğin Belçika’da doğup büyüyen, lise ve dengi okullardan mezun, Fransızca, Flamanca bilen, Belçika Diyanet Vakfı tarafından desteklenerek Türkiye’de İlahiyat Fakültelerinde okuyan, Belçika’da gelecekte görev yapacak din adamlarının yetiştirildiğinden kaç kişinin haberi var?.

Belçika Diyanet Vakfı her yıl düzenli olarak genel kurul toplantıları yapıyor, istişare toplantıları yapıyor, buralarda yapılan konuşmalar kayıt altına alınıyor ve yayımlanıyor. Tüm gelir gider, harcamalar, yatırımlar, yardımlar son kuruşuna kadar raporlar halinde kamuoyuna duyuruluyor. Kaç kişi bunları okuyor, izliyor?

Geldiği gündem bugüne Belçika Diyanet Vakfı’nı şeffaflaştıran her konuda kamuoyuna düzenli olarak bilgi veren, sağlıkı, disiplinli bir yapıya kavuşturan Müşavir Keskin üzerinden bu kuruma yönelik haksız saldırıları da kınadığımızı ifade edelim.

Prof Dr Halife Keskin için 2008 yılında ortaya koyduğu çalışma planı içersinde şunu yapamadı denilebilecek tek nokta Belçika’da bir İlahiyat Fakültesinin kurulamaması olarak görülebilir. Ancak bu konuda Belçika makamlarının olayı nasıl savsaklandığını da bildiğimizi ve yakından takip ettiğimizi belirtelim.

Prof. Dr Hailfe Keskin Anvers şehrinde nisan 2009’da  düzenlenen Kutlu Doğum organizasyonunda 20.000 vatandaşımızı ve Belçika’da aktif tüm stk liderlerini biaraya getirmeyi başardığını da hatırlatmak gerekir.

Sonuç olarak Camilerde yaşanan sıkıntıların tarafı değil, bu sıkıntıları çözmeye çalışan biri olarak Prof. Dr. Halife Keskin’in Belçika’dan görevini huzur içersinde tamamlayarak ayrılacağını düşünüyoruz.

Ali Gün tartışmaları.

Belçika’da zaman zaman Ali Gün ismi üzerinden de tartışmalar yapılıyor. Bazen bizlere de okurlarımızdan, dernek yöneticilerinden, cami cemaatleri veya yönetici olmaya heveslenen kişilerden yazılar, şikayetler geliyor.

Diyanet Vakfı yöneticisi Ali Gün akrabamız değil, ortak bir işimiz de yok. Kendisini bir görevli olarak tanıdık, yaptığı işleri takip ettik. Bizim için önemli olan aldığı sorunluluk ve icraatlarıdır.

Bir sefer şunu net olarak ortaya koyalım ki; Türkiye’deki Diyanet İşeri Kurumu ülkemizin en organize olmuş kurumlarından biridir. Diyanet İşleri hiyerarşi, denetim, bilgi, eğitim, konularında güçlü bir kurumdur.

Belçika Diyanet Vakfı’da aynı doğrultuda yapılandırılmış bir kurumdur. Bu kurumda kendi başına hareket eden, keyfi uygulamalar yapan birinin barındırılmasının mümkün olmadığını birileri hariç herkes biliyor. Bu açıdan bakıldığında Ali Gün’ü tam bir görev adamı olarak görüyoruz.

Camilerde huzur istiyoruz.

Camilerimizin huzura ihtiyacı var. Seçimlerde boy göstermek isteyenler, cami üzerinden başka emelleri olanlar; lütfen elini bu kuruluşlardan çeksinler. Cami derneklerine yönetici olmak isteyenler bu işi Allah rızasını kazanmak için yapsınlar. Yöneticiler kavgaya, kargaşaya değil, birliğe, beraberliğe, hizmete talip olsunlar.

Yönetici tüm üyelere eşit mesafede olmalı, hoşgörülü, alçak gönüllü, saygılı olmalı. Cami derneği yöneticileri aynı zamanında vatandaşları ile birlikte aynı safta ibadet etmeli onlarla her fırsatta kucaklaşmalıdır.

İmamlarla ilgi zaman zaman şikayetler gündeme gelebiliyor.

Bu konuda takip edilecek yollarda bellidir. Sorunun şekline göre hem yerel makamlar hemde bağlı bulunduğu kuruma zamanında gerekli bilgiler aktarıldığı zaman elbette sonuç alınacaktır.

Her insan hata yapabilir, kusuru olabilir veya suç işleyebilir. Fiziki ve mali konuda bir mağduriyet söz konusu ise suçun işlendiği ülkenin makamları mağdurun haklarının güvencesidir.

Bir İmamın görev alanı konusunda ihmali, hatası veya kusuru olduğu düşünülüyorsa atılacak ilk adım bağlı olduğu kuruma durumu yazılı ve sözlü olarak iletmektir. Bu ilk adımın adresi ise Belçika Diyanet Vakfı’dır. Elbette daha spesifik konularda bağlı bulunduğunuz Bölgenin Başkonsolosu ve nihayetinde Büyükelçimiz konudan duruma göre haberdar edilebilir.

Tüm bunların dışında en önce yapmamız gereken öz eleştiridir. Biz nerdeyiz, bizim kusur veya hatalarımız nelerdir, fitne ve fesat durumunda bizim payımız nelerdir diye kendimizi de sorgulamamız gerekiyor.

Sonuç olarak Camilerimizde huzur istiyoruz.

Hüseyin Dönmez/Baş Editör

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.