CHP AB temsilcisi Kader Sevinç’e 28 Şubat 2012 tarihinde bir ziyarette bulunmuştum.

Türkiye ve Avrupalı Türkler konusunda durumdan vazife çıkarmaya çalıştığım düşünülmesin. Bir gazeteci olarak bu konularda oldukça özgür düşünür, özgür davranırım.

Aslında Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ilkelerini sırtında taşıyacak jenerasyonların kimyasının gittikçe bozulması, teokratik yönetim heveslilerinin sayısının çevremizde çoğalması, din ve ırk olgularının siyasi ideolojilerde daha etkin biçimde kullanılması ve bu yönde insanların gittikçe artan oranda birbirinden uzaklaştırılarak polarize edilmesinden bir vatandaş olarak sıkılmaya başlamıştım.

Bu yönde CHP bir tek kurtarıcımıdır? Elbette değil. Ancak evrensel değerleri ve seküler devlet yönetimini ilke olarak benimsemiş, insana saygı ve temel insan haklarını birinci önceliği olarak benimsemiş, hukuk, adalet ve eşitliğin oluşturulan bir sosyal devlet sistemini parti programının temeli olarak yapılanmış bir siyasi partiye çok ciddi bir şekilde ülkemizin ihtiyacı olduğunu düşünenlerdenim.

Bu duygu ve düşüncelerle CHP AB temsilcisi Kader Sevinç’e bir ziyarette bulunarak Belçika’daki sosyal demokratları bir platformda biraraya gelmelerin sağlanması yönünde girişimleri olup olmayacağını sormuştuk. Oldukça samimi bir havada geçen sohbette Kader Sevinç mevcut çalışmaları hakkında bilgi vermiş ve zamanının elverdiği ölçüde düşündüğü projelerden bahsetmişti. Bu konuşmamızda CHP Belçika Birliği gibi bir proje yoktu. Kader Sevinç’e bu konuda yapılacak bir girişimin toplum adına önemli artıları olabileceğini ifade etmeye çalıştık.

Kader Sevinç’in CHP adına Brüksel’de yürüttüğü misyon elbette bir idealist siyasetçi mantığı ile değil, parti adına özel olarak seçilmiş personel çerçevesinde değerlendirilebilir. Yani parti kongrelerinde seçimlerle veya halk oyları ile belirlenen bir pozisyon değil. Parti yönetiminin bir tasarrufu olarak AB’nin başkentinde CHP adına AB nezdinde bir temsilcilik, görevin sınırı ve tanımlaması böyle.

Bu sohbetten sonra fazla bir beklenti içersinde olmanın anlamsızlığını görmüş olduk. O halde bu tür örgütlenmeler bir halk örgütlenmesi ile tabandan başlatılmalı ve örgütlenmeliydi.

Erdinç Utku Bu Harekete Öncülük Yaptı ve Başardı.

Belçika’da özellikle sol cenahtaki bölünmüşlük ve bazı hassasiyetler sosyal demokratların bir çatı altında bir araya getirilmesinde en büyük engeldi.

Türkiye’de Anamuhalefet Partisi olarak TBMM’de görev yapan CHP yurtdışında faaliyetlerini daha etkin düzeye çıkarabilmek amacı ile Türk toplumunun yoğun olarak yaşadığı ülkelerde Türk vatandaşlarla daha yakın ilişler kurmak üzere harekete geçmişti.

Erdinç Utku bu doğrultuda yine sosyal medya aracılığı ile yaptığı ilk duyuruda:’’Kime oy verirlerse versinler yurtdışındaki vatandaşlarımızın Türkiye’de çözülmesi gereken sorunlarını Türkiye’de, TBMM’de, Avrupa’da çözülmesi gereken sorunları Sosyalist Enternasyonal aracılığıyla Avrupa’da o ülkelerin kendi parlamentolarında çözmek için çaba harcayacağız.

Takiye yapmadan, diğerlerinin yaptığı gibi başka isimler altında değil kendi adımızla CHP olarak örgütleniyoruz. Herkes kiminle muhatap olduğunu açıkça bilecek’’ diyerek hareketi başlatmıştı.

Bu yönde Belçika’da gazetecilik ve sosyo-kültürel faaliyetleri ile tanınan Erdinç Utku inisyatif alarak CHP’lileri Belçika çapında örgütlemeye başladı. Brüksel, Gent, Anvers, Liege, Charleroi, Mons ve Limburg bölgelerinde toplantılar yaparak CHP’liler, sol cenahta bulunan sosyal demokratlarla düşüncelerini paylaştı.

Bu sürecin finali ise Brüksel’de yapılan genel kurul seçimleri ile Zehra Eryörük’ün CHP Belçika Birliği Başkanı olarak seçilmesi ve yönetim kurulunun oluşturulması ilse sonuçlandı.

Kısaca zor denilen 28 Ocak 2013 tarihinde başlatılan hareket 17 Nisan 2013  tarihinde somut olarak ortaya kondu.

Kader Sevinç’in Tavrı Onaylanmadı.

Bu süreç yaşanırken en dikkat çekici gelişme CHP’nin AB temsilcisi Kader Sevinç’in tavrı ve mesafeli duruşu oldu. Net sebeplerini bilmiyoruz, ancak bu duruş kamuoyuna yansımaları ele alındığında bir çok insanın umut bağlamak istediği bir oluşuma isteyerek veya istemeyerek bir darbe olarak algılandı.

Gazeteci Celil Gündoğdu’nun Eleştirileri Çok Önemli.

Celil Gündoğdu Yazıyor..

-Avrupa’da yaşayan CHP’ye gönül verenleri biraraya getirmek ülkemiz ile Avrupa’daki sorunları yakından takip etmeye yönelik tüm bu çabalar,  tabii ki bazı sıkıntı ve eleştirileri de beraberinde getirdi.

-CHP’ye her fırsatta halka ve sorunlarına ‘Fildişi kulelerinden, boğaz manzaralı mekanlardan’ bakıyorlar eleştirileri,  CHP nin halka dönük politikaları ile uzun zamandan beri yapılamıyor.  CHP’nin Avrupa’da birlik oluşturmaya yönelik çalışmalarında CHP’ye gönül vermiş her kesimden insanların olması da bu düşünceyi teyit etmekte.

-CHP Bilindiği gibi Brüksel’de AB Nezdinde bir Temsilcilik açmıştı. CHP AB ile ilgili politikalarını anlatmak için bir ofis oluşturarak, başına da Kader Sevinç`i getirdi.

-Kader Sevinç misyonu gereği, yetkileri dahilinde buradan çalışmaları yönetirken, halkın içinde bulunan CHP’lilerle yakından ilgilenememekteydi. Her fırsatta kendisine `halkın içinde olmalısınız` gibi eleştirilere de `benim misyonum` farklı cevabı alınıyordu. Kendine göre haklıydı elbette. Sorumlu olduğu alanda çalışması da doğaldı.

-Ancak, CHP Avrupa Birlik Yapılanmasında Belçika ayağı oluşturulduğunda Kader Sevinç bir anda halkın talepleri karşısında halka olan sorumluluğunu hatırladı. Belçika oluşumuna öncülük eden Erdinç Utku ve ekibini görmezden gelerek, CHP’yi halk nezdinde örgütleyen bu ekibe soğuk davranmaya başladı. CHP temsilcisi olan Kader Sevinç bir AB Temsilcisi olarak, halkın büyük coşkuyla oluşturmaya çalıştığı ‘CHP Belçika Birliği’ yapılanmasını görmezden gelerek, AB kulesinden oluşumu takip etti.

-Brüksel’de yapılan ilk kongreye CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz iştirak etmişti. Ama ne yazık ki, CHP AB Temsilcisi Kader Sevinç yoktu. İkinci ve 400’e yakın CHP gönüllüsünün, Genel Başkan Yardımcısı  Faruk Loğoğlu ve CHP Yurt Dışı Örgütlenme Koordinatörü Ali Kılıç’ın hazır olduğu coşkulu kurultay’da da Kader Sevinç yoktu.

-CHP’ye gönül veren tabanın yanında olmayan Kader Sevinç, 15 gün önce ADD’de yapılan bir konferans’ta Fikri Sağlar ve Ercan Karakaş’ın yanında oturuyordu. Genel Başkanı ve Milletvekilin yanında olmayan Kader Sevinç’in, bu tavrı kongrede yer alan CHP’lilerin tepkisine neden oldu.

-Kendi tabanından uzak olanlarla birarada olmaktan kaçınmayan Kader Sevinç, Belçika’daki CHP’lilerin coşkusunu görmezden gelmesiyle son derece şahsi ve hissi bir tavır sergilemekte.

Kader Sevinç Bu Eleştirilere Cevap Vermelidir.

Belçika’da 2013 Ocak ayında başlatılan ve belli bir mesafe alan CHP Belçika Birliği dosyası taraftarları göz önüne alındığında bir yandan mutluluğu diğer yandan ise şüphe ve kaygıları içinde barındırıyor.

Soru şu: Onca çaba ve toplantılardan sonra CHP taraftarları, sempatizanları gelecekte birlik ve beraberlik içerisinde hareket ederek toplum adına bir artı değer yaratabilecekler mi?

CHP AB temsilcisi Kader Sevinç ve CHP Belçika Birliği yöneticileri birlikte yanyana olabilecekler mi?

Kader Sevinç Erdinç Utku’yu gazetecilik işini bir kenara koyarak, bir çok riskler alarak büyük bir özveri ile yaptığı çalışmaları takdir edip kucaklayabilecek mi?

Bence herkes sorumluluğun bilincinde olmalı ve gerekeni yapmalı. Aksi halde savunulamayacak durumda olan ünvanlar, koltuklar çabucak yer değiştirebilir.