Haberin yayım tarihi
2016-12-21
Haberin bulunduğu kategoriler

GÖZYAŞI ADASI.

İzzet Dönmez Yazdı.

Bundan yaklaşık 20 yıl önce Belarusya`ya ( Beyaz Rusya) gittim.

Kışın en soğuk ve karlı aylarından birisiydi.

Bütün arabalar buz üstünde, sanki tekerlekleri dönmüyor, adeta kayıyordu.

Trafikte de hiçbir aksama olmuyordu.

Belarusya’ya da Başkent Minsk, tekrar gezip, görmeyi düşündüğüm yerlerden birisidir.

Başkent Minsk`in ortasından Suisloch nehri akar.

Nehrin ortasında da zamanla alüvyon birikintisi ile bir adacık oluşmuş.

Son yıllarda adacığın adına Gözyaşı Adası denmiş.

Suisloch nehri`nin ortasındaki Gözyaşı Adasının üzerinde de bir Şapel ( Küçük kilise) var.

Eski Sovyetler Birliği`nin Afganistan`ı işgali sırasında, onbinlerce Sovyet askeri öldü.

Afganistan`ın işgali, Sovyetler Birliğine çok pahalıya mal oldu.

Sovyet-Afgan savaşı sırasında, Sovyetler Birliği tam 115 adet MIG savaş uçağını kaybetti.

Amerika`nın Afgan mücahitlere verdiği Stinger füzeleri ile Afganlılar Sovyet uçaklarını keklik gibi avlıyorlardı.

Kayalıkların arasına gizlenen mücahitler, Amerikan yapımı Stinger füzelerinin sadece düğmesine dokunuyordu.

Semaya yükselen hiçbir MIG savaş uçağının kurtulma şansı yoktu.

Uçağın eksozuna duyarlı füze`den kurtuluş yoktu.

Sovyet ekonomisi, Sovyet askeri gücü bu kırıma dayanamadı ve çekildi.

Sadece çekilmekle kalmadı.

Sovyet sistemi de çöktü.

Sovyetler Birliği, kaybettikleri askerlerinin cenazesini dahi alamıyorlardı.

Onbinlerce Sovyet askerinin cenazesi bile kayıptır.

Suisloch nehri`nin ortasında ki adacık, Gözyaşı Adası adını bunun için almıştır.

Belarusya`dan askere giden gençler geri gelmiyor.

Analar gözyaşı döküyor.

Devlet, nehrin ortasına bir kilise yaptırmış.

Belarus analar oraya toplanıyor ve beraberce, geri gelmeyen evlatlarına göz yaşı döküyor.

Rejim, komünist rejim.

Kime hesap soracaklar?.

Analar sadece sessizce gözyaşı döküyor.

Anaların akan gözyaşları, adanın adını da "Gözyaşı Adası" yapmış.

Bu sabah hanımla bir mekana kahvaltıya gittik.

Dönüşte onu kızıma bıraktım.

Bende arabamı Serdivan Belediyesi`nin karşısındaki akaryakıt istasyonunda yıkatıyorum.

Karşıdaki Sapak Camiinde sela okunmaya başladı.

Müezzin sela`yı öyle dokunaklı okuyor ki; içim titredi.

"Kim bilir hangi ocak söndü şimdi" derken, sela bitti ve anons başladı.

 

Meğer ki sela, Güney Doğu`da şehit düşen yavrumuz Kaynarcalı Gökhan Ayder içinmiş.

 

Gözyaşlarımı tutamadım.

 

Arabanın içinde başladım ağlamaya.

Arabayı yıkayan genç, bana yaklaştı ve sordu "Abi, yakının mıydı?".

"Evet, yakınımdı, hemde çok yakınımdı, evladım kadar yakındı bana" dedim.

Bu aziz vatan uğruna canını veren her evlat bana yakındır.

Her Türk evladı benim hanemden birisidir.

Evlat acısını en iyi ben bilirim.

Tam 18 yıldır, kaybettiğim iki evladımın acısı her gün, her dakika, her saniye.

Cehennem ateşi gibi ciğerimi fokur fokur kavurur.

Kimseye derdimi anlatamam.

Hani namazda deriz ya "Uydum imama".

Bende yalandan bir şekilde "Uydum devrana".

Gidiyoruz işte.

Son şehidimiz Gökhan Ayder`e de rahmetler diliyorum.

Ciğeri yanmakta olan aile efradına sabırlar diliyorum.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.