İzzet DÖNMEZ

Benim ömrüm, Türkiye`deki bütün askeri darbelere canlı tanıklık etmeye yetti.

Bütün askeri darbeleri canlı canlı yaşadım.

Darbenin ne olduğunu iyi bilirim.

Türkiye`deki bütün askeri darbeler, sağ parti iktidarlarına karşı yapılmıştır.

Bütün darbeciler, "Atatürk Maskesi" takarak, darbe yapmışlardır.

Şimdi öğreniyoruz ki; başarılı olmuş bütün askeri darbelerin arkasında ABD varmış.

Meğer ki; bütün darbeci askerler, kallavi Amerikan köpeğiymiş.

Amerika`dan icazet almamış hiçbir darbe`nin başarılı olma şansı yokmuş.

Mesela 1962 ve 63 yıllarında darbe yapmaya kalkışan Albay Talat Aydemir, arkasında ABD olmadığı için, başarılı olamamış ve kellede gitmiş.

Yine askeri darbelerin bir ortak yanı daha var.

Halk, darbeye zihnen hazırlanmış, ülke`de önce kargaşa yaratılmış, işbaşındaki siyasi iktidar iyice yıpratılmış, ülke`yi yönetemeyeceği algısı oluşturulmuş, darbe ondan sonra gelmiş.

27 Mayıs 1960`ta da böyle olmuş, 12 Mart 1971 arifesinde de böyle olmuş, 12 Eylül 1980 arifesinde de böyle olmuş, 28 Şubat`ta da aynen böyle olmuş.

Hatırlayın 15 Temmuz arifesinde yaşananları.

İşbaşındaki siyasi iktidara karşı operasyon üzerine operasyon çekildi.

Gezi eylemleri, baştan sona bir ihanet senaryosu idi.

Şimdi artık herkes biliyor ki; 7 Şubat 2012 tarihinde MİT Müsteşarı`nın ifadeye çağrılması, bir yargı darbesi operasyonu idi.

Amaç, Başbakan`ı daha ayılmadan ameliyat yatağında tutuklamaktı..

17/25 Aralık operasyonları, yargı ve polis darbe senaryosu idi.

Her iki operasyonda başarısız oldu.

Her iki darbeyi de başarısız kılan, Rizeli kayıkçı merhum Ahmet Erdoğan`ın Tenzile merhumdan doğma oğlu Recep Tayyip Erdoğan`dır.

Kimse kendisine buradan pay çıkarmasın.

Tek başına o`dur, yanında ona omuz verecek bir tane Bakan dahi yoktur.

MİT Tırlarına yapılan operasyonları sakın hafife almayın.

O operasyonların arkasında da Amerika ve İsrail vardır.

Operasyon, birlikte yapılmıştır.

Yaratılmak istenen algı şu idi; "Türkiye Hükümeti, Tır`lar dolusu silahı IŞİD`e götürüyordu".

Türkiye`deki bazı zevzek ve yavşak siyasi liderler dahi bunu dile getirmediler mi?

Gelelim 15 Temmuz`a;

Sözümün başında hemen ifade edeyim ki; 15 Temmuz gecesi askeriyle, polisiyle, halkı ile birlikte, destansı bir mücadele vererek, bu ihaneti püskürtenlere şaşı bakanlar, namerttirler, alçaktırlar, şerrefsizdirler.

Bu konuda zerre nisabı toleransım yoktur.

Böyle düşünen öz kardeşim dahi olsa söyleyeceğim bunlardır.

15 Temmuz, şanlı bir direniştir.

15 Temmuz, Plevne kadar şanlıdır.

15 Temmuz, Çanakkale kadar şanlıdır.

15 Temmuz, Milli Mücadele kadar şanlıdır.

15 Temmuz direnişine şaşı bakanlar, Ahmet Anzavur`un torunlarıdır.

15 Temmuz darbesi, Türklüğü Anadolu`da yoketme planıdır.

15 Temmuz, milli direnişi kırma tezgahıdır.

15 Temmuz, vatan topraklarımızı lime lime bölme planıdır.

15 Temmuz`lar daha bitmemiştir.

Arkası da gelecektir.

Hazırlıklı olun, düşman, daha yeni yeni ne senaryolar hazırlıyor.

Bekleyin göreceksiniz, kahpe düşman, hiç ummadığınız, hiç beklemediğiniz yerden vuracaktır hemde.

Bakın 15 Temmuz darbesine muhatap olan siyasi iktidar mensuplarını bazı konularda eleştirebilirsiniz.

Ordu`nun komuta kademelerini eleştirebilirsiniz.

Milli İstihbarat Teşkilatını da acımadan eleştirebilirsiniz.

Bunlara hiçbir şey demem.

Haklıda olabilirsiniz.

Ancak sizde azıcık vicdan ve insanlık var ise şunu asla unutmayın.

15 Temmuz ihanetini gerçekleştirenler, tam 50 yıl boyunca hazırlık yapmışlar.

Tam 50 yıl boyunca herkes uyumuş.

İş başındaki siyasi iktidarda uyumuş, ondan önceki iktidarlarda uyumuş koca koca apoletli generallerimizde uyumuş.

Atatürkçülük adına, attı mı mangal`da kül bırakmayan anlı şanlı paşalarımızın dönemlerinde çalınmış sorular.

Bu kahpeler, askeri okullara o vakitler girmiş.

50 yıllık mazisi olan bu alçak örgütten bu iktidarın sorumlu olduğu dönem, sadece 4 yıldır, evet sadece 4 yıl 2007 ile 2011 yılları arası.

2002 Genel Seçimlerinde, bu hain yapı siyasi desteğini Doğru Yol Partisine vermişti.

Bu iktidara sadece 2007 ve 2011 seçimlerinde siyasi destek verdi.

İpler 2011 seçimleri ile koptu zaten.

50 yıllık bir kahpe örgütün bütün faturasını, 4 yıllık ilişkiye ciro etmek, insafsızlıktır.

O 4 yılında faturası çıkarılacaksa bu iktidara, varsın çıkarılsın.

Tamamda, o örgütün canına okuyanda, o çok eleştirdiğiniz adam`dır.

Bunuda itiraf edin.

Yemin ve şard ile iddia ediyorum ki; Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bugün hayatta olsaydı o yapı ile Recep Tayyip Erdoğan`ın verdiği mücadeleyi veremezdi.

Türkiye yakın siyasi tarihini çok iyi bildiğim için söylüyorum bunu.

Bu yapının yüzde biri kadar olan yapıları dahi Atatürk tam temizliyememiştir.

Bunlar onların kalıntılarıdır.

Tarih, herşeyin en doğrusunu mutlaka yazacaktır.

Recep Tayyip Erdoğan, yüzde yüz yerli ve milli`dir.

Düşmanlık, onun için, onadır.

Günlük siyasi mülahazalarla, ona sahip çıkmaz isek, Veyl olsun bizlere.