İzzet Dönmez Yazdı

Günlerdir Kudüs`le yatıp Kudüs`le kalkıyoruz.

‘’Acaba doğru mu yapıyoruz’’ diye hiç düşündük mü?

Arap dünyasının iki amiral gemisi, Mısır ve Suudi Arabistan, Türkiye`yi bir kaşık suda boğmaya çalışıyorlar.

Katar`a bu ülkelerin düşmanlığı sizce nedir?

15 Temmuz ihanetinden sonra Türkiye bir ekonomik yıkıma uğramasın diye Katar`dan uçaklar dolusu dolarlar geldi.

Katar`a ambargonun yegane sebebi budur.

Yemen ve Filistin cephelerinde bizzat savaşıpta, şans eseri hayatta kalan bazı gazilerle sağlıklarında bizzat görüştüm.

Yine Medine müdafaasında bulunupta, hayatta kalabilmiş gazilerimizle bizzat görüştüm.

Aile ve sülalemizin büyüklerinin çoğu o savaşlardan geri gelmedi zaten.

Gelen çok az sayıdaki büyüklerimizden, oralarda yaşanan vahşetleri dinledim ben.

Hicaz`da, Şerif Hüseyin`in köpekleri, Askerin gıda ihtiyacı için beslenen canlı hayvanların tamamını kurşuna diziyor.

Aç kalan askerlerimiz, aylarca çekirge yiyerek, hayatta kalıyor.

Oralarda şehit düşen vatan evlatlarının şimdi mezarları dahi yok.

Mısır, dibindeki Filistinli’ye sahip çıkmıyor.

Suudi Arabistan müftüsü, Yahudi öldürmenin günah olduğu yönünde fetva veriyor.

Filistin`li bir genç nutuk atıyor "Türkler gelip, bizi kurtarsın".

Yok yav, alanda gaçan mı?

Niye Türkler kurtaracakmış sizi?

Vaktiyle Türkleri kovmasaydınız, bey gibi, Paşalar gibi oralarda yaşıyor olacaktınız.

Gerçi, şimdi tıpkı Kürt`lerin bir kısmının ihaneti gibi, Oralarda rahat durmazdınız.

Mutlaka kaşınırdınız.

Şimdi Yahudi`ye karşı yaptığınız intifada`yı mutlaka Türk`lere karşı yapardınız.

Geçmişte yaptınız zaten, demem o ki; Türkiye`nin başında yeteri kadar dert ve bela var.

Bir One Minute dedik, Başımıza gelmeyen kalmadı.

Sayın Cumhurbaşkanı`nın en hazzetmediğim tarafı bu işte!

Sayın Cumhurbaşkan`ım, Eski geleneksel kabüllerle dış siyaset yapılmaz.

Duygusal dış siyaset hiç yapılmaz.

One Minute yanlıştı, Gazze`ye gemi göndermek yanlıştı, Rus uçağını düşürmek yanlıştı.

Yeni yeni düzelmeye başlayan İsrail ile ilişkileri yeniden germek, vallahi yanlış, billahi yanlış.

Dış siyasette bir tek doğru vardır, o da ‘’Sonucunu alacağın siyaseti güdeceksin’’

Sonuç alamayacağın siyaset, yarın seni çok mahçup eder.

Çokta mahçup olduk zaten.

Rusya ile bozulan ilişkilerimizi kimler tamir etti?

Nursultan Nazarbayev ve Cavit Çağlar, iki aklı başında adam.

Türkiye`nin yerlerde sürünen devlet itibarını, bir iş adamı ile Kazakistan`ın bilge lideri Nazarbayev kurtardı.

Şimdi Rusya can simidimiz oldu.

Darlandık mı Rusya ile görüşür olduk.

Rusya ile ilişkilerimiz kötü iken, hatırlayın, güney sınırlarımızda, bir uçağımızı, bir helikopterimizi dahi havalandıramıyorduk.

Kuzey Suriye`ye Rusya`nın izni ile girdik.

Yalan mı bu?

1.8 milyarlık İslam Dünyası, tek vücut olmadıkça, Türkiye`nin tek başına Filistin siyaseti gütmesi, intihardır, çılgınlıktır, gereksizdir.

Birileri, Orta Doğu sokaklarında "Recep Tayyip ERDUGAN" sloganları atacak diye, kendimizi ateşe atmanın manası yoktur.

İsrail ile kötü olmakla, Filistinliler’in kazanacağı hiçbir şey yoktur.

İsrail, tek başına İsrail değildir.

İsrail, topyekün Amerika`dır.

Vaktiyle, Amerika`da, Ermeni ve Rum lobilerine karşı, Yahudi lobisi`nin desteği ile var oluyorduk.

Efendim, Yahudi ile dost olunur mu?

Peki, Rus`la dost olunur mu?

İran`lı Farisi ile ne kadar dost olunur?

Suudlu Vehhabi ile ne kadar dost olunur?

Beyler, Paşalar, Muhterem Zevatlar!

Orta Doğu ateş topu, dokunanı yakıyor, dokunanı kavuruyor.

Buraya dalıp da, sonuç alacağına inanıyorsan, mahsuru yok, dal gitsin.

Enver Paşa Alman ve Avusturyalılar ile ittifak kurup, hilafetin kaybettiği toprakları geri alacaktı.

Hem elde kalanlarda gitti.

Enver Paşa gibi bir vatansever devlet adamı, Türkistan`da Moskof Mitralyözlerinin kurşunları ile delik deşik olup gitti.

Eski, geleneksel Milli Görüş sloganlarının heyecanı ile dış politika yürütülemez.

Yol yakın iken, acilen dönülmeli.

Neyi yapmaya gücümüz yetiyorsa, neyi başarmaya gücümüz yetiyorsa onları yapalım.

Bakın işte, Türkiye, 3. çeyrekte % 11.1 büyümüş.

Türkiye`nin takip edeceği hedef budur.

Türkiye, istikrar içinde kalkınma ve büyüme yarışına devam etmek zorundadır.

Başkasının tavuğuna "kış" demenin alemi yok.