Haberin yayım tarihi
2020-04-28
Haberin bulunduğu kategoriler

İZMİR VE ANKARA BAROLARININ BEYANLARI NEYİ İFADE EDİYOR?

İzzet DÖNMEZ

Rahmetlik dedem, rahmetlik babam, çok küfürbaz idiler.

Fizik olarak, hem dedeme, hemde babama çok benziyorum.

Bırakın benzemeyi, yaşlandıkça onların fotokopisi oldum.

Fiziki anlamda benzediğim kadar, küfürbazlığımda onlara çekmiş.

Rahmetli dedem, çok dindar bir insandı.

Yanında bir insan, aşk ile, şevk ile "Allah" dese, gözyaşlarını tutamazdı.

Sabah namazlarını hatimle kılardı.

Herhalde 5 defa da hacca gitti.

Ancak, haksızlığa tahammülü yoktu.

Genellikle yanlış yapanı bi güzel tımar ederdi.

Onunla hiç kimse şaka yapmayı dahi düşünmezdi.

Vurduğu yer, çökerdi çünkü.

Ama öfkelendiğinde, edeceği küfrün haddi hesabı yoktu.

Rahmetli babam, hafızdı.

Ancak, o da babası gibi küfrü çok severdi.

Şimdi hayatta olsaydı, İzmir ve Ankara Barosu yetkililerine "Çüküm kadar aklı olmayan adamlar. Bakın ettikleri laflara" derdi.

Babamı rahmetle anarak, bende aynı lafı ediyorum.

Vallahi bunlarda çü. kadar akıl yok.

Ben, bildirilerini hiç kaale almadım aslında.

Barolar, Tabip Odaları, Eczacılar Odası, Mühendis ve Mimarlar Odası, bunların hepsi osuruktan tayyaredir.

Yaptıkları hiçbir bildiriyi okumam, hatta hiçbir bültenlerine bakmam bile.

İzmir Barosu`nun açıklamasına vallahi göz dahi atmadım.

Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş hoca göreve geldiği günden beri, belli odaklar, ona bir çürütme taktiği uyguluyor.

Zaten aksi olsaydı, hocadan şüphe ederdim.

"Çürütme taktiği uygulandığına göre, hoca sağlam adamdır" dedim ve geçtim.

Ali Erbaş hoca, tıpkı benim gibi Adapazarı İmam-Hatip Mezunu.

Ancak benden çok sonraki yıllarda mezun.

Okuldan tanışıklığımız yok.

Daha sonraki yıllarda protokol gereği merhabamız oldu.

Sayın Diyanet İşleri Başkanımız, bir İlahiyat Profesörüdür.

Yani akademisyendir.

Yani bilim adamıdır.

Yazdığı çok kıymetli kitapları vardır.

Üniversite Rektörlüğü vardır.

Her haliyle oturduğu koltuğu doldurmaktadır.

Peki, onu kimler eleştiriyor?

Haddini bilen avukatlarımız sakın alınmasınlar.

Kimler eleştiriyor Diyanet İşleri Başkanını?

Hukuk`un çakal taifesi.

Başka hünerleri var mı?

Yok

Bir işadamı olduğum için, çok eyi bilirim ki "Yoktur"

Bu çakal taifesi, bir alimi eleştirse, ne yazar?

Bu durum, millet olarak, bizim kaderimizdir.

Son 300 yıl, milletimizin son 300 yılı, 200 yılı Osmanlı döneminde, 100 yılı Cumhuriyet döneminde yaşandı.

Tam 300 yıldır bizim yarı cahil, sözde aydınımız var.

Hepsinde iflah olmaz bir aşağılık kompleksi var.

Bu aşağılık kompleksi ile Türk`ün bütün inanç değerlerine düşmandır bunlar.

Osmanlı döneminde arka arkaya savaşların kaybedilmesi, bazı yarı aydın Osmanlı`da bir kanaat oluşturdu;

"Biz, Müslüman olmasaydık, bunlar başımıza gelmezdi. Müslümanlık geri kalmamıza neden oldu. Müslümanlıktan çıkmadığımız sürece, sırtımız yenilgiden kurtulmayacak"

O devrin yazar, çizer taifesini okursanız, ortalama bunları görürsünüz.

Cumhuriyet`in kurucusu Mustafa Kemal`de bunlardan müthiş etkilenmiştir.

"Neslimizin ıslahı için, Macaristan`dan damızlık erkek getirelim, kadınlarımızla onları çiftleştirelim" diyen Abdullah Cevdet, Osmanlı`nın İttihat ve Terakkicilerinin ve Cumhuriyet`in aydınlarıdır

Mal ve malzeme budur işte!

*******

Kıymetli dostlarım,

Size çok iddialı bir laf ediyorum.

İstediğiniz dönemde içini doldurmaya hazırım.

Son 200 yıldaki Osmanlı Padişahları, Atatürk`ten çok daha ileride reformcu insanlardı.

Bir Sultan Fatih`i, bir Yavuz Selim`i, bir Kanuni Sultan Süleymanı Atatürk`le mukayese dahi etmem.

Sanmam ki Atatürk`te kendisini o muhteşem mareşaller ile mukayese etsin.

Bir Sultan 3. Selim, bir Sültan 2. Mahmud, bir Sultan 2. Abdülhamid, kendi dönemlerinde Atatürk`ün yaptığı reformlardan çok daha fazla reform yapmışlardır.

Çok basit bir örnek sizlere; Atatürk`ün okuduğu bütün okulları, ilkokuldan Harp Akademisine kadar okuduğu bütün okulları yaptıran Sultan Abdülhamid`tir.

Hani o Kızıl Sultan, hani o gerici Padişah, Sultan Abdülhamid`in yaptırdığı Harp Okulu ve Harp Akademisi, Mustafa Kemaller, Mareşal Fevzi Çakmak`lar, Orgeneral İsmet İnönü`ler yetiştirmiştir.

Çanakkale Destanını yazan subaylar, Sultan 2. Mahmud`un kurduğu ordu ile, Sultan 2. Abdülhamid`in kurduğu okullarda okuyarak yetişmişlerdir.

Yine Kurtuluş Savaşını yapan bütün subaylar, Sultan Abdülhamid`in kurduğu askeri okullarda okudular.

Şuraya bakar mısınız?

Ankara`da Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920`de kuruldu.

Bu bilgi tam doğru mu?

Hayır.

Bu milletin ilk Millet Meclis`i, 23 Aralık 1876`da kuruldu.

Ankara`da toplanan meclis, işte bu meclistir.

Demek ki; Türk Milleti`nin Meclisi`nin kurulma tarihi,144 yıllık bir geçmişe sahip.

İşgal dolayısı ile, İstanbul`da kapatılan Meclis, Ankara`da toplanmıştır.

Hadise budur sadece.

Meclis işi yeni değildir yani.

Hemde, Cumhuriyet`ten sonraki tek partili Meclis yerine, Osmanlı Meclis-i Mebusanı çok partiliydi.

İstanbul Üniversitesi`nin kuruluş tarihi 560 yıl önceye dayanıyor.

İtfaiye Teşkilatı 300 yıl önce kurulmuş.

Jandarma Teşkilatı 175 yıl önce kurulmuş.

Polis Teşkilatı 170 yıl önce kurulmuş.

Demiryollarının geçmişi 160 yıla dayanıyor.

Ziraat Bankası 150 yıl önce kurulmuş.

Kızılay`ın kuruluş yılı 145 yıl geriye gidiyor.

Daha neler var neler.

Cumhuriyet, yeni neyi getirdi?

Alfabeyi değiştirdi.

Arap Alfabesini kaldırdı, yerine Göktürk Alfabesini mi getirdi?

Ne gezer?

Güya savaştığımız ve zafer kazandığımız 7 düvelin Frenk Alfabesini getirdi.

Başka?

Başımızdaki Tunus fesini kaldırdı.

Yerine ne getirdi?

Oğuzların giydiği börkü mü?

O da değil.

Ne getirdi?

Yahudi mişon`un fötürünü.

Acaba niye getirdi Yahudi mişon`un fötürünü?

Hala bilinmiyor.

Başka başka ne getirdi yeni sistem?

İsviçre`den, Fransa`dan, İtalya ve Almanya`dan bi sürü kanunlar getirdi.

Dün, kanlı bıçaklı olduğumuz gavır`ın herşeyini aldık.

Keşke hiç savaşmasa idik.

Savaştık, herşeyini aldık.

Ya savaşmasa idik, kimbilir neler olurdu neler?

Atamız ve yeni siyasi rejim, başka neler yaptı?

Ben bilmiyorum.

Bilen varsa, anlatsın.

Size yeminle söyleyebilirim ki,

Osmanlı Devleti, 1. Dünya Savaşına girmeseydi, geçmişte yaptığı muhteşem yenilikleri, hızla yapmaya devam ederdi.

Kendi atasını, kendi ecdadını bu kadar aşağılayan bir başka millet, yeryüzünde yoktur.

Hem Cumhuriyet dönemini, hem Osmanlı dönemini çok çok ileri düzeyde biliyorum.

Bildiğim hakikatlar budur.

Elbette ki, Sultan 2. Mahmud`ta benim atamdır.

Sultan Abdülhamid`te benim atamdır.

Mustafa Kemal`de benim atam`dır.

Tarihi olayları değerlendirirken, vicdanlı olmak gerekir.

Cumhuriyet kurulduktan sonra, Mustafa Kemal, yatıp, uyumamıştır.

Son nefesine kadar, ülkesi ve milleti için mücadele etmiştir.

Bunu inkarda nankörlüktür.

Ancak, şu da nankörlüktür;

Atatürk`ü öveceğim diye, atalarımıza sövmek, vicdansızlıktır.

Bunu yaptığımızda, malum baroların piçleri peydahlanıyor.

Artık uğraş, uğraşabilirsen.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.