Haberin yayım tarihi
2019-01-06
Haberin bulunduğu kategoriler

ALMANYA'DA "CAMİ VERGİSİ" MÜMKÜN MÜ?

Ali KILIÇARSLAN

Almanya’da, 4. Alman İslam Konferansının (AİK) öncesinde ve sonrasında öne çıkan gündem maddelerinin başında “cami vergisi” geliyor. Özellikle (sosyal) medyaya yansıyan görüşlere baktığımızda, konuya adeta “cami vergisi de nereden çıktı” gibi yaklaşıldığını görüyoruz. Bu paylaşımlar, sorunlarımızı sistemli takip ve düşünme yeteneğimizi henüz geliştiremediğimizi gösteriyor!

“CAMİ VERGİSİ” GÜNDEME NE ZAMAN GELDİ?

Almanya’da 1979 yılından bu yana Müslüman çatı kuruluşlarının “kamu tüzel kişiliği”ne sahip olmaları gerektiği tartışılıyor. “İslam‘ın resmen tanınması” şeklinde yanlış dile getirilen bu talebin adı “kamu tüzel kişiliği”dir. Bazı Müslüman çatı kuruluşları, 1990’lı yılların ortasından sonra kamu tüzel kişiliği alacaklarını ileri sürerek “üyelik kampanyası” başlatmışlardı. Zira kamu tüzel kişiliği, Alman Kilise Hukuku çerçevesinde dini topluluklara/cemaatlere verilen bir statüdür. Bu statüye sahip olan dini topluluklara/ cemaatlere vergi toplama da dahil bazı özel haklar tanınıyor. Müslümanlar için bu statü, kiliselere verilen hakların camilere de verilmesi anlamına geliyor.

 Kamu tüzel kişiliğine sahip olmak isteyen Müslüman çatı kuruluşları, elbette kiliselerin, kamuda ve toplumda din işlerini yürütebilmek için üyelerinden kilise vergisi aldıklarını da biliyorlar(dı). Fakat “cami vergisi” son yıllarda, özellikle siyaset tarafından farklı gerekçelerle gündeme getirildi. Örneğin 2016 yılında, CSU eski Genel Sekreteri Andreas Scheuer, Avusturya’da olduğu gibi, Almanya’da da bir “İslam Yasası” çıkarılarak ülkedeki camilerin yurtdışından finanse edilmesinin yasaklanmasını istemişti.

Federal Meclis milletvekili Alexander Radwan (CSU) da, yurt dışından camilere gelen yardımların kesilmesini, buna karşılık kiliselerde olduğu gibi cami vergisi de toplanabileceğini önermişti. Fakat bu öneriye karşılık, Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisi eski Genel Sekreteri Peter Tauber, Almanya’nın da yurt dışındaki kiliselere para yardımı yaptığını hatırlatarak, hatta yasak getirmenin imkânsız olduğunu belirtmişti.

“Cami vergisi” son olarak AİK ekseninde yeniden gündemin ilk sırasına taşındı. AfD dışında bütün partilerin destek verdiği “cami vergisi” önerisinin arkasında yatan düşünce, “yurt dışından finanse edilen cami dernekleri üzerindeki yabancı ülkelerin etkisini azaltarak bağımsız ve şeffaf bir finansmana kavuşturmak” olarak özetlenebilir.

Diğer taraftan öneriye, “Almanya, diğer ülkelerin etkisini azaltırken kendisi ‘camileri kontrol’ etmek istiyor” şeklinde yaklaşanlar da var. Hangi neden öne sürülürse sürülsün, anayasa hukukunun alanına giren bir konudan bahsediyoruz. Vergi toplama hakkı sadece devletin yetki ve denetimindedir.

Devlet bu hakkı, sadece kamu tüzel kişiliği statüsü verdiği dini topluluklar/cemaatlerle paylaşıyor. Almanya’daki camiler kamu tüzel kişiliğine sahip olmadıklarına göre, “cami vergisi” nasıl toplanacak?

ALMANYA’DA KAMU TÜZEL KİŞİLİĞİ

Almanya’da bir dini topluluğun/cemaatin kamu tüzel kişisi olarak tanınmasına eyaletler karar verir. Fakat, Federal Alman Anayasasının 140. Maddesi (Weimar Anayasasından alıntı:

11 Ağustos 1919 tarihli Alman Anayasasının 136, 137, 138, 139, 140 ve 141. Maddeleri) „Din ve Dini Topluluklar/Cemaatler” ile ilgili hükümleri belirler.

Madde 136:

Medeni ve siyasi hak ve ödevler, ne din özgürlüğünün icrasına bağlıdır ne de bu nedenle kısıtlanabilirler.

2- Medeni ve siyasi haklardan yararlanma ve kamu görevlerine giriş dini inanca bağlı değildir.

3- Hiç kimse dini inancını açıklamakla yükümlü değildir. Resmi makamlar ancak, kişi için hak ve ödevlerin icrası veya yasayla öngörülen bir istatistikin yapılması gerektirdiği ölçüde, dini bir kuruma üyelik konusunda soru sorma hakkına sahiptir.

 4- Hiç kimse bir kilise ibadetine veya törenine veya dini bir ibadete katılmaya veya dini bir yemin şeklini kullanmaya zorlanamaz.

Madde 137:

1- Devlet kilisesi yoktur.

2- Dini topluluklar kurma hakkı güvence altına alınır. Dini toplulukların İmparatorluk toprakları içinde birleşmeleri, hiçbir sınırlandırmaya tabi değildir.

3- Her dini topluluk, kendi işlerini, herkes için geçerli olan yasaların çerçevesinde bağımsız olarak düzenler ve yönetir. Görevlilerini, devlet veya belediye ve köylerin katılımı olmaksızın belirler.

4- Dini topluluklar, medeni hukukun genel hükümlerine göre hukuki ehliyet kazanırlar.

5- Halen kamu tüzel kişi niteliğinde olan dini topluluklar, bu hüviyetlerini muhafaza ederler. Kuruluş ve üye sayılarına göre devamlılık gösteren diğer dini topluluklara da istekleri üzerine aynı haklar tanınır. Kamu tüzel kişi niteliğindeki dini toplulukların bir birlik kurmaları halinde, bu birlik de kamu tüzel kişi sayılır.

6- Kamu tüzel kişi niteliğindeki dini topluluklar, bölgesel vergi listeleri üzerinden, eyalet hukukunun tespit ettiği koşullar çerçevesinde vergi toplamak yetkisine sahiptirler.

7- Belirli bir dünya görüşüne ortaklaşa hizmet etmeyi kendilerine amaç edinmiş birlikler dini topluluklara eşit sayılırlar.

8- Bu hükümlerin uygulanmasının yeni hükümler konulmasını gerektirmesi halinde, bu yetki eyalet yasama organlarına aittir.

Madde 138: Devletin yasaya, sözleşmelere veya diğer hukuki tasarruflara dayanarak dini topluluklara yaptığı yardımlar konusu, eyalet yasama organlarının yetkisine geçer. İmparatorluk, bu konuda temel hükümler koyar. Dini cemaat ve derneklerin mülkiyet ve diğer hakları, onların diyanet, öğretim ve hayırsever amaçlara hizmet eden kuruluş ve vakıfları ve diğer varlıkları güvence altına alınır.

Madde 139: Pazar ve devletçe kabul edilmiş diğer tatil günleri, bedeni ve ruhi dinlenme günleri olarak, yasayla korunmakta devam edecektir.

Madde 140: Ordu mensuplarına, dini görevlerinin yerine getirmeleri için yeterli vakit ayrılır.

Madde 141: Orduda, hastanelerde, cezaevlerinde ve diğer kamu kuruluşlarında ibadet ve maneviyat takviyesine gereksinme olduğu ölçüde, dini topluluklara, gerekli dini işlemlerin yapılması hususunda izin verilmelidir. Bu arada her türlü zorlamadan kaçınılmalıdır.”

Kısaca; Almanya’da kamu tüzel kişiliğine sahip dini topluluklar/cemaatler, sözü edilen haklardan yararlanabiliyorlar. Ancak bu haklardan yararlanmak istemeyenler de olabiliyor.

Bir sonraki sayıda: Almanya’da kamu tüzel kişiliğine sahip dini topluluklar/cemaatler, kilise vergisi nasıl alınıyor?

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.