Haberin yayım tarihi
2014-07-11
Haberin bulunduğu kategoriler

FİLİSTİN'E SAHİP ÇIKMAK..

İnternet üzeri bir dolanırken gözüme “Filistine’e sahip çıkmak her onurlu müslüman için bir görevdir.” adlı başlık çarptı.

Merak ettim ve başlığın üzerine tıklayınca memurları temsil eden bir sendikanın sayfasına yönlendirildim. Bir başka sitede ise bir afiş gözüme çarptı; Filistinli bir çocuk eline Filistin bayrağı almış ve resmin üzerine şu sözler yazılmış: “Müslümanın derdi ile dertlenmeyen bizden değildir!” Araştırdım  ve bu sözün hadis olduğu karşıma çıktı.

İlk etapta bu sözleri paylaşanlara elbette karşı olma düşüncemiz yoktur. Filistin gerçekten kan ağlamakta ve özellikle son günlerde ve bir de Ramazan ayında ekranlara gelen işkenceler ve bombalanmalar her onurlu insanı çileden çıkarmaktadır.

Fakat ne hikmetse birden yine Filistin aşkına gelenler yıllardır ezilen Türk topluluklarını bir türlü görmezler. İşin ilginç tarafı bu ezilen Türkler aynı zamanda müslümandırlar. Dikkat edin Türkmeneli’nde katledilen, evlerinden ve yurtlarından edilen, tecavüze uğrayanlar için bir yardım parmağını dahi uzatmazlar. Doğu Türkistan’da ise bırakın işkecenleri ve Türklerin ceza olarak asılmalarını, Ramazan orucu tutmaları Çin tarafından yasaklandı yine bu Filistin için ortaya çıkanlardan ses yoktur. Hatta Çin’i protesto edeceklerine Konya’da Türk – Çin dostluk parkını bile açabiliyorlar.

İşin en ilginç tarafı ise konu Türk olunca duyarsız kalanların Türkmeneli ve Doğu Türkistan’a sahip çıkanlara en adi iftiraları bile atabiliyor olmalarıdır. Hemen ırkçılık gibi insanlık suçu olan bir ayıp ile suçlayabiliyorlar. Halbuki Türk’ü inkar etmek ırkçılığın en belirgin örneğidir.

Nerede bir mazlum varsa ona sahip çıkmak insanlığın bir gerekçesi olmalıdır. Irk, dil, din ayrımı yapmadan ezilenlere sahip çıkmak her Allah’ın kulu için bir görev olmalıdır. Fakat maalesef görülüyor ki Filsitin’e sahip çıkan kesim burada sadece ve sadece siyasi çıkar için hareket etmektedir. Yoksa neden hep Filsitin, ve neden Türkmeneli ve Doğu Türkistan hep göz ardı edilmekte.

Gerçi dikkat edilirse Filistin’e sahip çıkanlar yeri geldiğinde Mısır’a, Myanmar’a ve diğer ezilen Türk olmayanlar için de yardım ellerini uzatabiliyorlar. Burada görülmektedir ki siyasi çıkar için ümmetçilik kullanılmaktadır. Hele bir de bu konular seçim zamanlarında yapılırsa samimiyetin ne kadar ortada olduğu görülmektedir. Gerçi bu arada Mısır’ı yönetenler idam kararlarına halen devam ediyorlar, bizim Rabia’lar ne oldular acaba? Görünmez oldular değil mi? Birilerinin gemileri ise Mısır ile ticareti gün geçtikçe artırmakta, tıpkı İsrail ile olduğu gibi.

Bu gün ezilen müslüman alemi belki de tarihinin en kara günlerini yaşamaktadır. Arap Baharı deyip sunni güzellik gösterileriyle bakın Libya, Cezayir, Mısır, Suriye gibi ülkeler ne hallere gelmektedir. Ve bu Arap Baharı’nda maalesef Ankara’nın vebali çok büyüktür. Gerçi Irak’taki Türkmenlerin terör örgütlerinin ve peşmergelerin eline bırakılmalarında da aynı Ankara sorumlu ve vebal altındadır. Maalesef ama maalesef her akıtılan Türkmen’in kanında Ankara’daki siyasi iradenin parmağı vardır desek yalan söylemiş olmayız.

Uzatmayalım konuyu. Ne yaparsanız yapın altında samimiyet olmazsa bilin ki o iş gösteriş ya da çıkar içindir. Türk milletinin tarih boyunca mazlumların yanında olduğunu tarihi vesikalar hep ortaya koymaktadır. Hem de insanlar arası ayırım yapmadan.

Türkmeneli’nde ve Doğu Türkistan’da her şey açıkca ortada iken oraları görmemek ya vicdansızlıktır ya da açıkca Türk’e düşmanlıktandır. Bunu yapıp konu Türk olmayan mazlumlar olunca hemen yardım elini uzatmak ise doğrudan samimiyetsizliktir.

Filsitin’e sahip çıkmak müslümanlığın değil insanlığın bir gerekçesidir. Bunun yanında her Türk’ün Filistin’e önem vermesi çok doğaldır; çünkü bizlerin oralarla tarihi, coğrafi ve kültürel bağlarımız vardır.

Filistine sahip çıkmak her şeyden evvel insanlıktan geçer demekle aynı zamanda şunu da demek isterim: “Filsitin’e sahip çıkıp, Türkmeneli ve Doğu Türkistan’a sahip çıkmamak insanlıktan noksanlık var demektir.”

Madem hep müslümanlıktan dem vuruyoruz, o zaman Yüce Kitap ile bu yazıyı sonlandıralım:

“Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl – 90)

Murat Gedik, 17 Temmuz 2014

E-posta: muratgedik@muratgedik.nl

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.