Haberin yayım tarihi
2013-04-15
Haberin bulunduğu kategoriler

MELEK, ŞEYTAN VE SANAT

Yazan: Sevim Ünal

Artık her mey satılık. Vicdan, gurur, haysiyet, saygı vs.... her şey satılık. Hele ki, bir yerlere yazıyorsanız, sanırsınız ki, dünyanın lideri sizsiniz. Herkesi silip geçebilirsiniz.

Oysaki silip geçebileceğinizi düşündükleriniz, size yaptıklarınızı misliyle ödetmezler mi?

Çok güzel ödetirler. Hem yaptıklarınızı ödersiniz, hemde bir daha kaleme dokunmaya korkarsınız. O güne dek satmış olduğunuz kirli düşüncelerinizi, kaypak kişiliğinizi,seviyesizliğinizi alıp oturursunuz ininizde.
 

Oldum olalı hiç bir zaman hayali şeylere inanmamışımdır. Hele şeytan olgusuna hiç. Çünkü şeytan denen şeyin insanın içinde barındırdığı iyi ve kötü duygulardan oluştuğunu bilirim.

Bence,iyi duygular taşıyorsanız meleksinizdir, kötü duygular taşıyorsanız şeytansınızdır. Yine, fikrimce, şeytan tek değildir, çokcadır, o kadar çokturlar ki, her yerde her an karşınıza çıkabilir veya çıkabilirler. İşte benim düşüncemdeki şeytan budur. İnanıldığı gibi, öbür dünyada şeytan olsa dahi, dünyevi şeytanlar ona papucu gerçekten ters giydirir düşüncesindeyim.

Zaten öbür dünyadaki şeytanın,dünyamızda ne işi olabilir?

O şeytanın bizimle uğraştığına dair  bir delil yok. Fakat aksine inanmam için o kadar çok delil var ki, hangisini anlatsam,göstersem bilemiyorum. İşte son günlerde yaptığımız sanatsal çalışmalar şeytanların gözüne batınca bakın neler yaptılar. Kod (takma isim veya şifre) kullanıp kendine sanat dergisi diyen, ne olduğu anlaşılmayan yerlerde hakkımızda haber yapmalar, çirkin iddalar, uyduruk yorumlar. Buna benzer bir sürü şeyler yayınladılar.

Bazı şeytanlarda (bu şeytanlar, bana bu konuda yazmam için sonsuz özgürlük tanınmıştır diye bağırıp duruyorlar) bu haberi görünce, haberin, o güne dek hep nefretle baktığı kurum ve kuruluşları da kapsadığını görür ve der ki  `vay, fırsat bu fırsat, kullanayım` ve kullanır da. Alıp o haberi, kes, kopyala, yapıştır tarzında kendi yayınlar. Amacı o kurumlara saldırmaktır, bu bilinir fakat şeytan baltayı taşa vurur.

Sanat vardır işin içinde, adamı düşündüğü gibi özgür bırakmaz sanat. ‘Hop’ der, ‘Nereye gidiyorsun destursuz?’der. Şeytanca fikir şudur.  Sanat`a saldıracak ve ordan mesajını asıl kişilere ulaştıracak planı bu şeytanın. Plan ters tepti, aldı dersini oturdu. 

 

Ne mi oldu?

Gittiği diğer aktivitelerden kovuldu, bir çok kişi yüzüne bakmadı, bir çok kişi ise bu şeytanın yüzüne tükürmemek için kendini zor tutuyor.

Neyseki bu şeytanın kim olduğu belli.

Bir de belli olmayan şeytanlar var ki, aman allahım, bunlar tam kadrolu şeytanlar. Dost, yakın arkadaş, sanatdaş görünüp fırsat gelince ilk atılanlardır. O güne dek bu şeytanın veya şeytanların kimler olduğunu bulmanız mümkün değildir.

O gün gelince  anlarsınız gerçeği. Allahtan, böylesine kadrolu şeytanlar fazla değiller, yoksa canlı canlı cehennemde olduğumuzun resmidir.

Şeytanların en çok kullandıkları dayanağa gelince `Özgürlük, demokrasi` var dayanağıdır. Bu kavramlar, şeytanların düşüncesine göre birilerine saldırmak için düzenlenmiştir. Melek değiliz ama şeytan da değiliz fakat  bizde biraz demokrasi ve özgürlük kullanalım bakalım ne oluyor?

Not. Bu yazımdaki şeytan ve melek başlığı tamamen mecazi anlamdadır.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.