BSD-Nerkiz Şahin ve Sevim Ünal ile Lindner Otel Antwerpen’de yaptıkları sergide, sergi salonunda beraberiz. Lindner Otel’i dünya çapında otel zincirine sahip ve Antwerpen’deki otel ise ilk defa bir sergiye imza atıyor. Bu sergide ressam Sevim Ünal ve ressam Nerkiz Şahin’e ait resimler sergileniyor. Öncelikle sanatçılarımızı tanıyalım, daha sonra burdaki sergi hakkında ve sanatsal faliyetleri hakkında biraz bilgi alacağız kendilerinden. Nerkiz hanımla başlayalım. Bize anlatır mısınız, resme yolculuğunuz nasıl başladı?
N.Ş- Resme yolculuğum, ben çocukken başladı. İçimde sanat’a karşı hep bir merak, hep bir heves vardı. Sanat sevdası bende büyüdükçe kronikleşti ve kendimi sürekli resim yaparken, tasarım yaparken buldum. Eğitimime tasarım dersleri alarak başladım fakat bu beni tatmin etmedi ve eğitim bittiğinde yine resme yöneldim. Tasarım esnasında da sürekli tabiki çizim yapmak gerekiyordu. Akademiye giderek resmi, teknik olarak geliştirdim. Sıra bir tarz oluşturmaya geldiğinde, hayata bakış felsefemi tema olarak kullanarak, soyut eserler üretmeye başladım. Daha çok içe yönelik belki çalışmalarım fakat izlendiğinde, izleyiciye bir çok mesaj taşımaktadır. Yani, hayata bakış açım benim resimde kendi tarzımı bulmamı sağladı diyebilirim.
BSD-Peki, bize felsefeniz hakkında biraz bilgi verebilirmisiniz, nedir felsefeniz?
N.Ş- Felsefem, insanların iyi, dünyanın da güzel olduğunu düşünmektir. Olumsuz şeyler yok mudur? Tabiki, bir çok olumsuz etken de mevcuttur dünyada. İşte, olumsuzluğun olduğu yerde, hep olumlu yanını görmektir benim felsefem. Yaşadığımız hayatın içerisinde iyi vede kötü olmak zorundadır. Kötü şeyleri en az zararla, iyimser bir şekilde bertaraf etmek gerekir. Her yolun sonunda bir ışık mutlaka doğacaktır. Tablolarımda, insanlara vermek istediğim mesaj da budur. İyi olanın peşinden gidilmesi, kötüyü ise bir şekilde bertaraf edilmesidir. Pes edilmemesi gerekiyor, pes etmek yenilgiyi getirir. Hayat felsefem bu düşünceler üzerine kuruludur.
BSD- Sevim Ünal’a yöneliyoruz. Kendisi, uzun zamandır sanat’ın içinde. Kaç yıl oldu, öğrenebilir miyiz?
S.Ü- 1989’dan bu yana yoğun bir şekilde sanatla ilgiliyim. Zaten başka işim de mevcut değil. Bütün işim sanat, desem yeridir.
BSD-Sevim Ünal, akademik resim eğitiminden sonra İstanbul, Adalardan taşınıp Antwerpen’e yerleşmiş bir sanatçımız. Resim eğitimi görmüş olmasına rağmen, Belçikadaki Türk kökenli bir tiyatronun olmayışı onu çok hayıflandırmış ve ilk Türk kökenli tiyatro olan Sesimiz Tiyatrosunu bir kaç arkadaşıyla kurmuş. Tiyatro on yıllını almış ve daha sonra yeniden asıl mesleği olan resme geri dönüş yapmış. Sanatçı, resimlerde, genellikle kadın sorununu, göç olgusunu, soykırımları ve mevleviliği ele alıyor . Evet, Sevim hanım, sizinle ilgili kısaca bunları biliyoruz fakat sanırım bir de Antwerpen’de Galeri açtınız değil mi?
S.Ü- Artworld Galerisi’ni açtım, ondan önce dernek kurdum fakat sergiler için mekan sıkıntısı çektiğimiz için daha sonra galeri de açma ihtiyacı duydum. 2007 yılından bu yana bu galeride uluslararası bir çok sergi yapıldı ve hala yapılmaya devam ediliyor. 5 Nisanda başlayıp 5 Mayısta son bulacak olan göç temalı uluslararası sergimiz olacak ve ona da Türkiyeden, Hollanda’dan, Almanya’dan, Belçika’dan farklı kökenden sanatçılar katılacaklar. Tabi bunların dışında da sergilerimiz ve farklı kurum ve kuruluşlarla çalışmalarımız oluyor.
BSD- Çok merak ettiğim şey de, Lindner Oteli. Burada harika bir serginiz var. Böylesine önemli bir otelin dikkatini nasıl çektiniz acaba?
S.Ü- Nerkiz Şahin ile yapmış olduğumuz kişisel bir sergimize sanat sever olarak gelmiş bir kişinin tabi bu kişinin aynı zamanda Lindner Otel ile de bağlantısı varmış. Eserlerimizden ve temalarımızdan çok etkilenerek bizi Lindner oteline önermesi üzerine, otelden aldığımız davet üzerine bu sergi oluştu. Otel gerçekten yaptığı ilk resim sergisinin resepsiyonunda kendisine ve bize layık muhteşem bir resepsiyon gerçekleştirdi. Normalde iki haftalık bir sergi olarak anlaştığımız otel, resepsiyon sonrası yaptığı teklifle sergiyi bir buçun aya uzatmış bulunuyor. Bu gelişme bizi daha da sevindirdi.
N.Ş-Örneğin, biz ArtofTies adlı Belçikalı bir sanat oluşumuna üyeyiz. Bu kuruluş oldukça aktif, yılda beş altı sergi düzenliyorlar. Düzenlemiş oldukları sergilerde iki Türk kökenli sanatçı olarak yer alıyoruz ve diyaloğlarımız gerçekten çok iyi. Yakın zamanda Knokke’da bir karma sergimiz olacak onlarla, gerçi o sergide ben yer alıyorum, Sevim oraya katılmadı. Daha sonra yine 27 Nisanda başlayıp 5 Mayıs’a kadar sürecek bir sergimiz var. Nevele’de olacak. Orda ikimiz de yer alıyoruz ve yine karma bir sergi olacak. Tüm bunlardan önce 8 Mart Dünya Kadınlar Günü anısına Brüksel CDF’nun destekleriyle yapacağımız bir sergi var. Bu sergi Atatürkçü Düşünce Derneği expo salonunda yapılacaktır ve resepsiyon saat 19:00 da başlayacak. Sizde bu serginin duyulmasında vesile olmuş oldunuz böylece.
BSD-Oldukça yoğun olduğunuzu tahmin etmiştim fakat bu denli yoğun olduğunuzu değil. Schaarbeek Belediyesi ve Emirdağlılar Platformuyla da yapılacak bir aktiviteniz olduğunu duydum, bu konuda biraz bilgi vermeniz mümküm mü?
N.Ş- Schaarbeek Belediyesi ve Emirdağlılar Platformu tarafından, Avrupa’ya göç’ün 50 yılı olması nedeniyle bir aktivite düzenlendi. Bu aktivitede bir çok farklı kökenden sanatçı iştirak edecek. 21 Mart 2013 tarihinde Schaarbeek Belediyesi içerisinde bulunan sergi salonunda yapılacak bir etkinlikle göç teması sergilenecektir. Detaylarıyla ilgili henüz bir bilgi almadık fakat sanıyorum en yakın zamanda bu konuyla ilgili detaylar paylaşılacaktır. Bu arada sizleri de 8 Mart akşamı saat 19:00 da Dünya Kadınlar Günü ‘Varolmak’ adlı sergimizin kokteyline bekliyoruz.
BSD-Peki,mutlaka geleceğiz. Bize ayırmış olduğunuz zaman için, siz sanatçılara teşekkür ediyor ve sana hayatınızda başarılar diliyoruz.
1-03-2013