Haberin yayım tarihi
2012-06-12
Haberin bulunduğu kategoriler

Sanatla ilgili bir kaç söz..

 ‘Sanatın kalitesi kültür kalitesinin şaşmaz bir gösterisidir’.

 Belçikada yaşayan Türk kökenli halkın sanatla ilgili yaptıkları aktivitelere baktığımızda, halkın kendini eğitim ve kültür alanında hızla yukarılara taşımak istediğini anlayabiliriz. Bu yolda verilen emekler, sarfedilen çabalar gerçekten küçümsenecek şeyler değildirler. 1998 yıllarını düşünecek olursak. O yıllarda Belçika Türkleri tarafından kurulmuş olan ne tek bir tiyatro, ne tek bir sinema filmi, ne bir galeri vardı. Keza bunların olmaması halkı eve ve kahvelere mahkum edip, dar bir alanda monoton bir hayatın renksizligine de maruz bırakıyordu.  Oysa sanatı ve eğitimi olmayan halkların gelişmesinin söz konusu olmadığı birinci nesle geldiği ülkede ilk okuldan itibaren okutulmuştu, okumamış olanlar ise okumuş olanlardan bunu sıkça duymuşlardır. ‘Sanat ve eğitim olmadan da yaşarız’ diyebilen bir toplum asla olmadık. Birinci neslin Avrupaya iş ve aş kaygısıyla göç ettiği yılların zorlukları, psikolojik etkisi, aşılması gereken bir sürü sorun, öğrenilmesi gereken dil ve kültür meselesi. Kısacası  bir sürü derdin arasında göç ettikleri ülkeye gelirken, onlara ilk etapta gerekecek şeyleri koydular valizlerine. Yani, kendi dillerini,dinlerin,geleneklerini ve bir de güzel yureklerini getirebildiler.

İkinci neslin gelişimini ben, iki kültürün elindeki bir bilgisayara benzetiyorum. Her ikisi de kendisi için önemli olan değerleri hızla elindeki bu genç beyne yüklemeye çalışmış. Genç beynin asıl sahibi işlevi olan,kültürüne,halkına yararlı başarılı bir birey isterken. Diğer kültür, bu beyni kendi kontrolünde kalması için programlamaya çalışmış. Bunu bir yere kadar başarmış gibi görünsede, aslında üçüncü neslin gelişiyle bu program suya düşmüş. İkinci nesil, birinci nesle kıyasla daha donanımlı olduğundan ve iki kültürün kendi üzerindeki deneysel etkinliklerini bildiğinden. Kendinden sonraki nesli daha bilinçli yetiştirmeye ve daha çok kendi kültüründen yola çıkarak hareket edip, diğer kültüre ait değerlerin bilgi olarak üçüncü nesle geçmesine dikkat etmiştir. Ana bilgi olarak kendi kültürüne ait doneleri çocuklarına vermeyi hedef seçmiştir.

Daha geniş bir bilince ve bakış açısına sahip olan ikinci nesil  Türkiyeden Belçikaya sonradan gelen eğitimli yeni nesil ile birleşip  el ele vererek, bu ülkede yaşayan Türk kökenli topluma sanatı ve eğitimi kazandırıyor.

Avrupa ülkelerinde sıkça karşılaştığımız ‘Türkler sanatla mı ilgileniyor?’ Sorusu üçüncü nesilden itibaren şöyle olacaktır. ‘Avrupalılar sanatla ne kadar ilgililer?’e  dönüşecektir. Cani gönülden inanıyorum buna. Siz ne düşünüyorsunuz?

Sevim Ünal

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.