Haberin yayım tarihi
2017-11-04
Haberin bulunduğu kategoriler

DİYANET'E İFTİRA ATILIYOR.

İSTANBUL(AA)

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından İstanbul Ali Emiri Kültür Merkezinde düzenlenen "Uluslararası 2. Kıraat Sempozyumu"na katılan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, son günlerde Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinde kopartılan fırtınanın iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı`nın, Türkiye ve Türk milletinin Anayasal kuruluşlarından olduğunu anımsatan Bozdağ, şunları kaydetti:

"Diyaneti yıpratmak isteyen çok çevreler var. Herkes farklı gerekçeye sahip. `Diyanet şunu yapıyor. Niye yapıyor? Şunu yapmıyor. Niye yapmıyor?` Bakın çok net bir şey söylüyorum. Eğer Türkiye`de Diyanet İşleri Başkanlığı olmasın, memleket cami cami bölünür. Emin olun. Ben böyle inanıyorum. Ama böyle diyorum diye bana çok kızacak olan da vardır biliyorum. Diyanet bir çatı kuruluştur esasında. Tüm farklılıkların üstünde, hiçbir grubun, ekibin, emrinde olmayan, sadece Kur`an ve sünnet eksenli İslam ve Müslümanlara hizmet eden bir teşkilattır. Hiç kimseye yakın değil, hiç kimseden uzak değil. Herkesin yanında, herkesle beraber. Diyanet İşleri Başkanlığımızın varlığı, milli birliğimizin, beraberliğimizin gerçekten en önemli çimentolarından biridir. Diyanet`i yıpratmak, Diyanet İşleri Başkanlığını buradan çekip almak emin olun Türkiye`ye çok büyük zarar verir."

Öğrenci yıllarında kendisinin de Diyanet İşleri Başkanlığıyla ilgili eleştirel bakışa sahip olduğunu ve farklı düşündüğünü dile getiren Bozdağ, ancak devlette edindiği tecrübe ve yaşının belli bir noktaya gelmesinden sonra Diyanet`i kuranların, niyeti ne olursa olsun bugün geldiği noktada Türkiye ve İslam alemine çok büyük örnek olduğuna yürekten inandığını anlattı.

"Diyanet`e iftira atılıyor"

Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı`nın birleştirici, bütünleştirici, her türlü siyasi düşüncenin üzerinde ve dışında kalarak rolünü yerine getirmesini son derece önemsediğini aktararak, "Diyanet İşleri Başkanlığı`nı hadis düşmanlığı yapanlara, veya hadis üzerinden farklı algılar oluşturmak isteyenlere, sünnete karşı olanlara destek veriyor gibi göstermek büyük bir iftiradır ve yalandır. İnsanlara da Allah`a da yalan söylemektir. Bunun da Allah indinde de insanlar indinde de elbette bir karşılığı vardır. Diyanet`i ehli sünnetin veya hadisin karşısında göstermek isteyenlerin farklı bir ajandaları olduğuna tereddütsüz inanıyorum." diye konuştu.

Bunun son derece önemli olduğunu vurgulayan Bozdağ, "Burada şunun da altını çizmekte fayda görüyoruz. Son günlerde bir soruşturma nedeniyle birtakım şurada burada bir sürü Diyanet`e iftira atılıyor. Deniliyor ki, `Ayet okudu, hadis okudu diye birisini Diyanet açığa aldı.` Bunu diyenler, yalanın alasını söylüyorlar. AK Parti`nin iktidar olduğu dönemde Sayın Recep Tayyip Erdoğan beyin Cumhurbaşkanı olduğu dönemde bu ülkede Müslümanların yaşadığı sorunların nasıl çözüldüğü, özgürlük alanlarının nasıl genişlediği ve dini konularda nasıl bir rahatlama olduğu gün gibi ortadadır."  değerlendirmesini yaptı. 

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, bir zamanlar İmam Hatip mezunlarının sadece İlahiyat Fakültesine gidebildiğini anımsatarak, şöyle devam etti:

"Polis okuluna, akademisine de gitmesinler diye de kanun çıkardılar. Üniversitelerde İlahiyat`ın dışındaki yerlere girmesinler diye de kat sayı engeli getirdiler. Şimdi soruyorum, Türkiye`de imam hatip liselerinin önünde harp okulu da dahil gidemediği bir okul, giremediği bir yer var mı? Kim kaldırdı bunu? Kur`an kurslarını benden çok iyi biliyorsunuz. 12 yaşını doldurmadan yaz Kur`an kurslarına gitme yasağı, 15 yaşını doldurmadan da örgün Kur`an kursuna gitme yasağı vardı. Doğru mu? Bale, spor kursuna gider serbest ama 12 yaşına kadar bu milletin çocukları camide bile Kur`an eğitimi alamazdı. Hafızlık 15 yaşında. Kim kaldırdı bu yasakları? Yeniden hafızlığı, Kur`an`a hizmetkar bu neslin oluşmasına hangi siyasi iktidar katkı sağladı. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu kadro bunu sağladı. Başörtülü kadınlar parlamentoya giremezdi. Merve hanım girdi parlamentoyu dar ettiler. Üniversiteye de giremezdi. İkna odaları var. Ya açacaksın ya gideceksin. Kamuda çalışabilir miydi? Kamuda başörtülü çalışmak kamudan atılmaktı. Orta öğretimde var mıydı? Orada kimse akıl dahi edemezdi."

Şimdi bu tür hukuk dışı yasakların kalmadığını hatırlatan Bozdağ, tüm alanların özgürleştirildiğini ve tüm bunları bu kadroların yaptığını dile getirdi.

Bozdağ, büyük bir dönüşüm yaptıklarını vurgulayarak, liselerde de Kur`an eğitimi ve benzer dini eğitimlerin verilebildiğine işaret etti. 

"İslamofobi dedikleri şey, İslam düşmanlığının ta kendisidir"

Konuşmasında İslamofobi`ye de değinen Bozdağ, şunları aktardı:

"Esasında İslamofobi dedikleri şey, İslam düşmanlığının ta kendisidir. İslamofobi`yi besleyen şey; cehalettir, terördür, dini doğru anlamamak, doğru anlatmamak konusunda yaptığımız yanlışlıklardır ve İslam bilginlerinin, alimlerinin vazifelerini layıkıyla yapamamalarıdır. DEAŞ diye bir terör örgütü var, El Kaide diye bir terör örgütü var, FETÖ diye bir terör örgütü var, Boko Haram diye bir terör örgütü var, Eş-Şebab diye bir terör örgütü var, Nusra diye bir terör örgütü var, önüne gelenleri doğruyorlar. Öldürüyorlar, öldürürken cihat yaptıklarını zannediyorlar. Fotoğrafa bakın, bu fotoğraf kimi memnun eden bir fotoğraf? İnsanları, İslam`dan, Kur`an`dan, peygamberden soğutmak için bütün şeytanlar bir araya gelmiş olsa ancak böylesi terör örgütleri gibi örgütler ihdas ederler."

"İslam alimleri de terörle mücadele etmeli"

İslam`ı kötüleyen terör örgütleriyle, İslam alimlerinin kalemleriyle mücadele etmesi gerektiğini dile getiren Bozdağ, toplumun her kesimiyle terör örgütlerinin karşısında durulması gerektiğini, İslam ile alakalarının olmadığını göstermeleri gerektiğini söyledi.

Bekir Bozdağ, şöyle devam etti:

"Darbe teşebbüsü sırasında, Fetullahçı Terör Örgütü`nün darbecilerinden bir tanesi Türksat`ı ele geçirmeye çalıştığı sırada 2 tane vatandaşımızı şehit ediyor. Sonra orayı ele geçiriyorlar, su istiyorlar, kendilerine su getiriliyor. Çömeliyor ve besmele çekerek üç nefeste su içiyor. Sonra da şehit edilenlerin arkadaşlarından biri dayanamıyor. Diyor ki, `bak biraz önce burada iki tane arkadaşımızı şehit ettiniz, şimdi de oturmuş besmele ile üç nefeste su içiyorsun.` Güya İslami usulde su içiyor. Ne diyor biliyor musunuz? `Biz onlara iyilik yaptık, onlar şehitler, şimdi cennetteler. Biz de şehadet şerbetini içtik öyle geldik.` Yani kendisi de ölse kendisinin şehit olacağını düşünüyor. Bu DEAŞ`ın teröristleri de aynı düşünüyor. Nusra`nın teröristleri de aynı düşünüyor, El Kaide`nin teröristleri aynı düşünüyor."

İslam`ın doğru anlatılmadığı zaman olacakları hep beraber yaşadıklarını belirten Bozdağ, teröre karşı hep birlikte çalışmaları gerektiğini ifade etti.

Terör örgütü DEAŞ`ın 2010`dan sonra ortaya çıktığını anlatan Bozdağ, 152 ülkeden örgüt mensubu terörist olduğunu dile getirdi.

"5 yıllık bir terör örgütü, 102 ülkenin dilini, kültürü, dinini, tarihini öğrenecek ve insanları öldürmeye, ölmeye ikna edip, Suriye`ye getirecek kadar uzman profesyoneli ne zaman nerede yetiştirdi?" diyen Bozdağ, şöyle devam etti:

"Daha dün ortaya çıkmış bir terör örgütünü bunu nasıl başarıyor? Başardığı yok. Başka yerlerde, başkaları onların adına o ülkedeki psikolojisi bozuk, bu işe uygun insanları buluyor, ikna edip gönderiyor. Silahları kim veriyor? Tüm dünya DEAŞ terör örgütüne karşı ittifak etmiş durumda. Tüm dünya bir olur da bir terör örgütünü yenemez mi? Hava, kara kuvvetleri, füzeleri her şeyi var ancak ne hikmetse bu terör örgütü bir türlü yenilemedi. Ancak şimdi ne oldu? Amerika, PKK, PYD, YPG ile işbirliği yaptı ve Rakka`dan DEAŞ çekildi. Peki soruyorum, Rakka`da çatışmalara dair bir satır haber duydunuz mu? Rakka`da çatışma olduysa ölen, yaralanan var mı? Atılan bombalardan hiç duydunuz mu? Ama bir duyduk ki iki terör örgütü anlaşmış, koridor açmışlar, DEAŞ`lı teröristler oradan gidiyor. Bakın çok net ve inanarak söylüyorum, DEAŞ terör örgütü bazı uluslararası güçlerin İslam dünyasında yapmayı planladıkları yeni siyasi programların, projelerin öncü gücüdür. Araziyi onların dediği hale getiriyorlar ve vahşetin alasını yapıyor, yaptırıyorlar, sonra onlar araziyi hazırlayanlara karşı, `Bakın bunlar ne yapıyorlar?` diye dünyayı ayağa kaldırıyorlar ve sonra da insanları yerinden yurdundan yapıyorlar. Suriye`nin kuzeyinde Arap ve Türkmenleri kaldırıp, onların yerine Kürtleri getirmek suretiyle orada başka bir hesabın içinde başka bir projeyi hayata geçiriyorlar. Kimi kullanıyorlar? Müslümanları kullanıyorlar. Her şeyi bildiğini zanneden ama kendisini katile çeviren katili, canavara çeviren canavarı, Allah düşmanına çeviren şeytanları göremeyen körleri kullanıyorlar."

Bu terör örgütlerini kullananların, bunların miadının dolmak üzere olduğunu gördüğünü belirten Bozdağ, bundan dolayı yeni bir fitne ateşini yakmak istediklerinin altını çizdi.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.