Fransa Gençlik Köprüleri Grubu YTB’yi Ziyaret Etti
Başkanlığımız tarafından desteklenen ve Fransız Türk Dostluk Derneği tarafından yürütülen proje kapsamında Fransa’nın Bordeaux şehrinden ülkemize gelen 27 kişilik Gençlik Köprüleri grubu YTB’yi ziyaret etti.
Kurum başkanımız Doç.Dr. Kudret Bülbül tarafından kabul edilen heyete YTB’nin çalışmaları hakkında bilgiler verildi.
YTB Başkanı Doç.Dr.Kudret Bülbül: “Çok daha birikimli, donanımlı ve ülkenizi çok daha yakından görmüş insanlar olarak bulunduğunuz ülkede çok daha gururlu ve dik bir yürüyüşle kendinizi ve ailenizi temsil etmelisiniz.”
YTB Başkanı Doç.Dr. Kudret Bülbül gençlere Gençlik Köprüleri projesini anlattı. Dünya çapında 1500 genci proje kapsamında Türkiye’ye getirdiklerini söyleyen YTB Başkanı, ayrım yapmaksızın Gençlik Köprüleri projesi kapsamında yurtdışından tüm STK’lara destek verdiklerini söyledi.
Gençlerin görüşlerini de dinleyen YTB Başkanı daha sonra Ermeni meselesi ile ilgili heyetle konuştu.
Doç.Dr.Kudret Bülbül: “Düşünce özgürlüğü bağlamında bir şeyin yasaklanması asla düşünülemez”
YTB Başkanı Doç.Dr.Kudret Bülbül, Fransa’dan gelen Gençlik Köprüleri heyetiyle Ermeni meselesini de konuştu. Konu hakkında katılımcıların Fransa’da yaşamış oldukları tecrübeleri dinleyen YTB Başkanı, onlara tavsiyelerde bulunarak görüşlerini dinledi. “Ne yapmak gerekir?” konusu üzerine de görüş alışverişinde bulunan Doç.Dr.Kudret Bülbül sözlerini şöyle sürdürdü.
“Fransa esas itibariyle düşünce özgürlüğünün merkezi olarak bilinir. Bir defa Ermeni olayları ile ilgili iddialar düşünce özgürlüğü bağlamında ise bir şeyin yasaklanması asla düşünülemez. Elbette birileri Ermeni soykırımı olduğunu düşünebilir. Bunun için gerekli propagandayı yapabilir. Ama bunun karşı tarafını yasaklamak düşünce özgürlüğüne aykırı bir durumdur. Bu gerçekten kabul edilebilecek bir durum değil. Bu Türkiye’ de olsaydı bütün Dünya ayağa kalkardı. Ama şu an Türkiye’de Ermeni soykırımını savunan insanlar üniversitelerde programlar yapıyorlar. Anma düzenliyorlar. Tarihte bu konuda çok ciddi karşılıklı acılar yaşanmıştır. İnsanların bir kısmı bunun olduğunu düşünüyorlarsa bunu söyleme özgürlüğüne sahip olmalılar. Bu düşünce ve inanç özgürlüğünün gereğidir. Umarız bir gün Fransa’da bu noktaya gelir ve insanlar istediklerini konuşarak istediklerini ifade edebilirler. İnsanların bu çağda düşüncelerini ortaya koyamaması Fransa için çok büyük bir ayıptır.”