Haberin yayım tarihi
2018-01-01
Haberin bulunduğu kategoriler

İRAN'DA NELER OLUYOR?

İzzet Dönmez Yazdı

İran, sadece Müslüman kimliği ile değil, sahip olduğu köklü kültürel geçmişi ile, yeryüzünün en önemli ülkelerinden birisidir.

İran, binlerce yıllık köklü bir medeniyettir.

Med`lere, Sasanilere dayanan bir birikime sahiptir.

Tarih`te Romalı`larla, Yunanlı`larla, Büyük İskender`le, Osmanlı`larla yaptığı birçok savaşlar vardır.

Bugünkü Mısır`dan Afganistan`a kadar, bugünkü Bulgaristan`dan Pakistan`a kadar egemenlikler kurmuş bir uygarlıktan bahsediyoruz.

Konuştukları dil olan Farsça, köklü bir kültür, sanat, tarih ve edebiyat dilidir.

İran, Müslüman olmadan önce, Sasani`ler döneminde Zerdüştlük inancına sahiptir.

Zerdüştlük`te tek tanrılı bir inanç sistemidir.

İran, Hz. Ömer zamanında fethedilmiştir.

Hz. Ömer dönemi, İslam topraklarının en fazla genişlediği dönemi kapsar.

Onun döneminde, Suriye, Filistin, İran, Irak, Mısır ve Azerbaycan toprakları fethedilmiştir.

İran, Kadisiye savaşı ile net ve kesin olarak İslam Toprağı yapılmıştır.

İran`ın fethedilmesi, İslam Tarihi ve Dünya Siyasi Tarihi açısından çok önemli bir olaydır.

Çok köklü ve çok güçlü bir medeniyetin, kökten din değiştirmesi, öyle çok kolay izah edilecek bir olay değildir.

Sancıları hala bitmiş değildir.

İran Şia`sının kökeninde, geçmiş medeniyetin izleri vardır.

Kadisiye Savaşı, miladi 636 yılında yapılmıştır.

Hz. Ömer, İran üzerine Sa`d bin Ebi Vakkas`ı başkomutan olarak görevlendirmiştir.

Usül üzere, Sa`d bin Ebi Vakkas, defaetle Sasani kralı Yezd-i Cürd`e müslüman olması, ya da teslim olması için elçiler göndermiştir.

Kral Yezd-i Cürd, bu teklifleri kabul etmemiş, en büyük komutanı Rüstem`i İslam Orduları`nın üzerine salmıştır.

Rüstem`in elinde 120 bin kişilik bir kuvvet mevcut idi.

İslam Orduları ise 34 bin kişi civarında idi.

Yapılan savaşı, Sasani ordusu kaybetti ve ordunun tamamı kılıçtan geçirildi.

Yezd-i Cürd, sarayını dahi terk ederek, kaçtı.

İşte, İran Şia`sında Hz. Ömer ve Hz. Ebubekir düşmanlığının kökeni buraya dayanır.

Birçok İran`lı tarihçi, bunu çok açık ve seçik yazar.

Orta Arabistan`lı bir çöl bedevi`sinin, dini`ne girmiş olmak, Sasaniler’in hiç hazmedemediği vakıadır.

İran`da bugün dahi, işler ters gidince "Hay lanet Ömer`e" derler.

Şiiler, Hz. Ömer ve Hz. Ebubekir düşmanlığını, Hz. Ali ve Ehli Beyt sevgisi ile kamufle ederler.

Hatta, daha da ileri giderler, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman`ın sırf İslam Halifesi olabilmek için, Hz. Muhammed ile akrabalık bağı kurduklarını söylerler.

Çok açıkça Hz. Peygamberi, kimlerle akraba olacağını bilemeyecek kadar saflıkla suçlamış olurlar.

Nasıl ki; Emevi Hanedanlığı döneminde, Camilerde, diğer dini mekanlarda Hz. Peygamber`in Ehli Beytine çok aleni olarak küfredildi ise, İran`da da Şia döneminde, Hz. Peygamberin yol arkadaşlarına çok açıkça küfür ve hakaretler edilmektedir.

Bu hakaretler ve iftiralar, bugünde devam etmektedir.

Benim 40 yıldır savunduğum bir iddia vardır.

Hem Hristiyanlıkta, hemde İslam`da mezhepler, tamamen siyasi kurumlardır.

Bizim sahip olduğumuz Hanefi mezhebi de buna dahildir.

Bakınız, Hristiyanlıkta 3 temel mezhep vardır, Katoliklik, Ortodoksluk ve Protestanlık.

Hatta İngilizlerin mensup olduğu Angilikaniz mi de varsayarsak, 4 temel mezhep.

Bunların nedeni nedir?

Çok basit, her uygarlık, yeni bir dine geçerken, geçmiş müktesabatı ile geçiyor o dine.

Mezhep ayrımının temel nedeni budur.

Güney`deki Latin halkların Katolik olması, Slavların Ortodoks olması, Anglosaksonların Protestan olmasının nedeni budur.

Angilikanizm, İngilizlerin milli dinidir.

Şu andaki Kraliçe, Angilikan Kilisesi`nin başıdır, yani baş papazdır.

İngiltere`nin hanedanlıktan vazgeçmeme sebebi de budur.

Kürtlerin Şafii, Orta Asya`dan Anadolu`ya gelen Türkmenlerin Alevi, İranlıların Şii, Orta Arabistan Arapları`nın Vahhabi olmasının kesin nedeni budur.

Bu kadar uzun girizgah`tan sonra, gelelim bugünkü İran`a.

Bugünkü İran, 1 Nisan 1979 yılında siyasi rejim değişikliğine gitti.

İmam Humeyni, Fransa`dan ülkesine dönerek, siyasi rejimi kökten değiştirdi.

Monarşi ile yönetilen İran, açık bir din-mezhep devletine dönüştü.

İran, Şahlık döneminde de, İmam Humeyni rejimi döneminde de, halkı rahatlatacak, gelir dengesini sağlayacak düzeni kuramadı.

İran`da zengin, çok zengin, fakiri ise hala çok fakirdir.

İran`da ta Sasanilerden kalma bir "kast sistemi "vardır.

Babek Zencaniler, Rıza Zarrap`lar bu sistemin ürünüdür.

İran`da toprakların çok büyük çoğunluğuna mollalar sahiptir.

Zaten, Pehlevi Hanedanlığı`nın yıkılma nedenlerinden en önemlisi budur.

Şah Muhammed Rıza Pehlevi`nin toprak reformu çalışmaları, mollaları ayaklandırmıştır.

Din, işin tamamen kılıfıdır.

Humeyni rejiminin vaatlerine rağmen, İran`da yoksulluk ve yolsuzluk bitmemiştir.

Petrol geliri, tabana yayılmamıştır.

Birde İran, sanıldığı kadar dindar bir toplum değildir.

Aşırı sol akımlar, İran`da çok güçlüdür.

Humeyni, rejim değişikliğine giderken, komünist TUDEH partisinden çok büyük destek almıştır.

Pehlevi Hanedanı döneminde, Batı Ülkelerine okumaya gönderilen gençler arasında Tudeh partisine müthiş bir sempati oluşmuştur.

Sovyet Rusya`da bu akımı desteklemiştir.

Rejimi ele geçiren mollalar, liberal aydınlara ve Tudeh mensuplarına tam bir kıyıma girişmiştir.

İran, etnisite bakımından bir bütünlük arzetmez.

İran içinde bir çok etnik kimlik barınır.

Farisilerin, Genel Nüfusa oranı, % 45-50 seviyesindedir.

Daha da azınlık olduğu iddiaları da mevcuttur.

İran`da en büyük 2. halk topluluğu, Azeri`lerdir.

Azerilerin haricinde, İran`da başka bir çok Türk topluluğu da vardır.

Kürtler, Araplar, Ermeniler, Tacikler, Belüciler gibi birçok halk topluluğu, bugünkü İran`ı oluşturur.

İran`daki koyu mezhep taassubu`nun kökeninde bu vardır.

Her ne kadar İran`da bu sıkıntılar var ise de İran`ın dışarıdan karıştırıldığı muhakkaktır.

Baksanıza Amerikan Başkanı Trump, işi gücü bırakmış, sosyal medya`da paylaşımları ile İran`la uğraşıyor.

İran`lı muhaliflere "Arkanızdayım" mesajı veriyor.

Amerika bunu niçin yapıyor?

Çok belli ki, Astana süreci, Amerika`yı çok rahatsız etti.

Suriye ve Irak`ta nerdeyse denklem dışında kaldı.

Orta Doğu`da uygulamaya koyduğu senaryolar, elinde patladı.

Amerika, Irak`ta Saddam`ı devirirken, tarihi hata yaptı.

Sandı ki, hem Kürt`ler ve hem Şii`ler, Amerika`ya ebedi olarak meftun olacaklar.

Hiçte öyle olmadı, Irak`ta ellerinde sadece Kürt`ler kaldı.

Şii`ler İran tarafını seçti.

Amerikan Devlet aklı, bunu düşünemedi.

Bugünkü Irak rejimi, İran ile sanki tek devlet haline geldi.

İran rejimi, Rusya ile işbirliği yaparak, Suriye`ye de girdi.

Amerika`nın buradaki oyunu da bozuldu.

Amerika`nın bölgedeki niyetleri yüzünden, Türkiye ile de ilişkileri bozuldu.

Amerika, elindeki bütün kozlarını oynayarak, Türkiye`yi diz çöktürmeyi denedi, askeri darbeyi dahi denedi, başaramadı.

Şimdi sıra İran`da.

İran`ın Devlet Aklı`nın bu tezgahı bozacağını umuyorum.

İran dağılırsa, bölge dağılır, İran dağılırsa, yer küre dağılır.

İran hadisesine, buradan bakmak gerekir.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.