İzzet Dönmez Yazdı..

Lafı eğip, bükmeden söyleyeyim ki; bu seçimlerin mutlak kaybedeni iktidar partisi Ak Parti`dir.

Ak Parti, yaklaşık % 9 oy kaybederek, tek başına iktidarı kaybetmiş.

Yaklaşık % 41 oy alıp ta kaybetmek böyle bir şey.

Ak Parti, yaklaşık 13 yıldır sürdürdüğü tek başına iktidarı kaybetmiştir.

7 Haziran seçimlerinde iktidarın oy kaybedeceği bekleniyordu.

Ancak düşüşün bu oranda olacağı beklenmiyordu.

Bütün iktidar partisi mensuplarının beklentisi % 44 ile % 47 aralığında bir oy yüzdesi idi.

Bu sonuç iktidar partisi mensuplarını üzmüş.

Muhalif düşüncede yurttaşlarımızı ise sevindirmiştir.

Düşünün bir kere, yaklaşık bir yıl önce kurulan bir siyasi parti, bir yıl sonra yapılan Genel Seçimlerde tek başına iktidara geliyor.

Ve aralıksız 13 yıl boyunca ülkeyi tek başına yönetiyor.

Hal Ak Parti iktidarından vazgeçmişte gözükmüyor.

İktidar partisi hala ezici bir üstünlükle önde gözüküyor.

Bu seçimlerde kesinlikle demokrasi kazanmıştır.

İktidar partisinin kendi kontrolünde yaptığı seçimi kaybetmesi.

Otoriterleşme, diktatörleşme iddialarını kesinlikle rafa kaldırmıştır.

Sandıkla iktidar değişiyorsa.

Demokrasi yürüyor demektir.

Halkın özgür iradesi rejime egemen demektir.

Bu Genel Seçimlerin bir kaybedeni var, iki tane de kazanamayanı var.

Biri CHP, diğeri MHP`dir

CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, nerdeyse cennetten tapu vaat etmediği kaldı, bundan başka her şeyi vaat etti.

Bu absürd vaatlere vatandaşın hiç itibar etmediği görüldü.

Esasında bu seçimlerin mutlak kaybedenlerinden birisi de CHP`dir.

İktidar Partisi yaklaşık % 9 oy kaybediyor.

Ana muhalefetin havuzuna bir tanesi bile düşmüyor.

Demokrasi adına bu çok vahim bir durum.

Ana muhalefet partisi, kendi memleketinde hezimetle seçim kaybediyor.

CHP`nin bu durumda kalması Türkiye Demokrasisi adına çok ciddi bir yaradır.

Sayın Kılıçdaroğlu, siyasette ki son kozunu oynamıştır.

Diyeceği her şeyi demiştir.

Bundan sonra Türkiye siyasetinin sayın Kılıçdaroğluna ihtiyacı yoktur, kavgasız, gürültüsüz, makamını boşaltmalıdır.

Bu seçimlerin diğer kazanamayanı da MHP`dir.

Sayın Devlet Bahçeli`nin o çok beğendiğim "Bizimle yürü Türkiye" sloganına vatandaş itibar etmemiştir.

Türkiye seçmeninin % 84`ü MHP ile yürümeyi tercih etmemiştir.

MHP geçen yerel seçimlerinde aldığı oyun üzerine ciddi bir şey koyamamıştır.

Uzun vade de Devlet Bahçeli`nin liderliğinde MHP`den çok daha fazla bir şey beklemekte mümkün değildir.

Oy miktarımızı artıramadık ama mebus sayımızı artırdık, avuntudan öte bir anlam taşımaz.

Bu seçimlerin mutlak galibi, mutlak muzafferi HDP`dir.

Daha önceki yazılarımda, eğer HDP barajı geçerse, öyle % 10.5 oylarla geçmez, HDP, % 14-15`lere tırmanır demiştim.

Nitekim dediğim oldu, HDP, % 13 aldı.

HDP bu oyları Türkiye partisi olma iddiası ile aldı.

Buyursun, görelim.

Benim HDP`den hala kuşkularım var.

Bu oylar, namuslu ve ahlaki oylar değildir.

Ben buna inanmıyorum.

HDP, Doğu ve Güneydoğu`da bu oranda oyu.

Tehditle, baskıyla, şantajla almıştır.

Bunlar kuru bir iddia değildir.

Gözümle bizzat gördüğüm olaylar var.

PKK, acımasız bir Stalinist örgüttür.

Acımasız ve vahşidir.

Zavallı Kürt halkının başkaca da yapacak bir şeyi yoktur.

HDP, bu saatten sonra Devlete meydan okuyacaktır.

"Kırk katır mı, kırk satır mı" dayatması yapacaktır.

En az PKK kadar hain bir örgüt olan Paralel yapı da hem Güney Doğu`da ve hem bütün Türkiye`de HDP`yi desteklemiştir.

HDP, geleneksel olarak CHP`yi destekleyen Alevilerden de ciddi oy almıştır.

Özellikle "Ali`siz Alevi`lerden oy almıştır.

Büyük şehirlerde ki zadeganlardan, rantiyecilerden, asalaklardan da ciddi oy almıştır.

Ama sonuçta bu oylar HDP`nin hanesine yazılmıştır.

Görelim bakalım HDP`yi.

Ne kadar Türkiye Partisi olacak?

Kandil, HDP`ye ne kadar izin verecek?

Kandil`in ipoteği altında ki HDP`den bu vatana ne katkı gelecek?

Dün olduğu gibi.

Bu gün de, yarında yazmaya devam edeceğim.

Yarın Türkiye`yi çok zor ve karanlık günler bekliyor.