Haberin yayım tarihi
2020-05-26
Haberin bulunduğu kategoriler

KİMİN ÇOCUKLARI BUNLAR ?

Dr. Ümit İPEKSOY

Bugün 27 Mayıs. Üzerinden çok zaman geçti gibi görünse de bu yara hiç kapanmadı.

Nasıl kapansın ki ellerine geçen her fırsatta hatta kendilerine verilen her emirle ülkenin demokrasisine hançerlerini acımasızca batırdılar.

Kim mi onlar :”Bizim Çocuklar” canım yabancı değiller.

Kimin çocukları olduklarını hepimiz biliyoruz.

Ama yaşı yirmili ve otuzlu olan pek çok gencimiz bilmez “ Bizim Çocukları”.

Onlar bizim değil onların çocuklarıdır.

Her 10 yılda bir ayar verip, 20 yılda bir milletin sinesine çöken, “devletin bekası tehlikededir” yalanının arkasına sığınıp uşaklık ettikleri elleri öperek, dizlerinin üzerinde emir bekleyenler…

Bu ülke onlardan çok çekti. Bugün devlet başında ki yönetici de bir anlık zafiyet görseler hiç tereddüt etmezler. Bunlar demokrasi aşığı otokratlar, insan hakları savunucusu katiller, din düşmanı zalimlerden başkası değildir.

Merhum Adnan Menderes, halkın kahir ekseriyetinin oylarıyla seçildiği daha ilk hükümette, Türkçe ezan saçmalığı ve alçaklığına son verince karar vermişlerdi zaten darbe yapmaya. Ondan sonra ki süreç tamamen ortamın hazırlanması, sürecin olgunlaştırılması ve halkın gözünü boyamak için sergilenen orta oyunundan ibaretti.

Halkta hiçbir karşılığı bulunmayan, yapılacak hiçbir seçimde iktidar olmasını bırak koalisyon ortağı bile olması mümkün olmayan bir parti, seçimi doğal olarak kaybedince bir anda ordu içinde ki Cuntacılar ellerini ovuşturup “ Bu böyle gitmez” demeye başladılar.

Neydi böyle gitmeyen?

Bugün neyse, onlara göre doğru gitmeyen o zaman da oydu.

Son post modern darbede ne diyorlardı: Ülkenin başına geçecek kişi Atatürk ilke ve inkılaplarına özde bağlı olmalıydı. Yani eşi başörtülü olamazdı. Türkiye’nin başına Abdulah Gül’ ü ve onun tesettürlü eşini yakıştıramıyorlardı. Bu ülkeye Şeriat gelecek diye ortalığı yıkıyor, anayasayı bile tersten okutuyorlardı.

Sonra,

Sayın R. Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yaptı. İmam hatiplilerin önünde ki engeller kalktı, hem üniversiteler de hem de kamu personeli için baş örtüsü serbest oldu.

Ne oldu peki…

Şeriat mı geldi bu ülkeye, birileri insanların giyimine, ne yediğine, ne içtiğine, neye inandığına mı karışıyor 17 yıldır.

Demek ki hesap bu değilmiş. Merhum Adnan Menderes, kendilerinin bile inanmadığı bir ton yalan yanlış bilgi ile idam edilmemiş.

Ülkenin hemen bütün üniversitelerini, tüm bürokrasiyi, tüm kamuyu, hemen tüm basını ele geçirmiş olan güç, bu gücü paylaşmak, gücünün azalmasına müsaade etmek, aralarına farklı görüşten insanları almak istemedikleri için yaptılar bu darbeleri. Bunun için de ordunun için de yuvalanmış cuntacı bir tayfayı kullandılar.

Bunlar gibi adamlar her zaman vardır. Her zamanda olacaktır. Önemli olan, bizim bir an bile gaflette olmamız.

Tüm solcular, darbeye karşıdır ve demokrasi havarisidir. Ama nasıl oluyorsa hemen tüm darbeleri masa altından alkışlayıp, “ bir şekilde” iktidarı gönderme çabası içerisindedirler. Tankların üstüne çıkmaktan bahsedip, kahve içerek tankların altına yatan vatan evlatlarını seyrederler.

Maalesef bunlar gerçek.

15 Temmuz da bunların hepsini ve daha fazlasını yaşadık…

Üstat Necip Fazıl

Seni tanımak şerefine nail olamadık. Yaşımız buna kifayet etmedi. Bu yüzden mahsun olduğumuz nadir insanlardan biridir büyük Üstad. Ölüm yıldönümü 25 Mayıs’tı onu anmadan geçmek bize yakışmaz.

Şiir yazan birisi olarak bile, onun şiirleri hakkında konuşmak ve övgü dolu da olsa bir şeyler söylemek bize düşmez. Onun gibisi gelmemiştir cumhuriyet döneminde desek yanlış olmaz sanırım.

Bütün hayatını, milletine vakfetmişti büyük usta. Baskının, sansürün, acımasızlığın kol gezdiği bir ülkede hiç korkmadan doğru bildiğini söyleyerek, milletin değerlerine sahip çıkarak ve bu doğruları gençliğe anlatmak için çırpınarak geçen zor bir hayat.

Allahü Teala mekanını cennet, Makamını Âli eylesin inşallah.

Bu günkü yazımıza da uygun bir şiiriyle bitirelim;

Bir idamlık Ali vardı, asıldı;
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.