Haberin yayım tarihi
2016-06-21
Haberin bulunduğu kategoriler

MHP'DE HİÇBİR ŞEY DÜNKÜ GİBİ OLMAYACAKTIR.

İzzet Dönmez Yazdı..

Osmanlı İmparatorluğu`nun kurucuları Türk olmasına karşın, Saray`ın Resmi Dil`inin Türkçe olmasına karşın, Devlet`in Türklük diye bir gailesi hiç olmamıştır.

Hatta Türklük aşağılanmıştır bile.

Ta ki, 1789 Fransız İhtilalinden sonra, Müslim-Gayri Müslim, farklı bütün etnik kimlikler ayaklanıp, kendi devletlerini kuruncaya kadar.

Devlet, ayakta kalabilmek için önce "Osmanlıcılık`ı" birliğin ortak paydası yapmaya çalıştı.

Bu da tutmayınca, hem Saray çevresinde, hem de asker, bürokrat, sivil Osmanlı aydınları içerisinde Türkçülük fikirleri taban bulmaya başladı.

Arapların, Kürtlerin, Arnavutların, Müslüman olmalarına karşılık, ayaklanarak Osmanlı`dan ayrılmak istemesi, çok derin kırılmalar yarattı.

Özellikle Anadolu dışından gelen aydınlar, Yusuf Akçura`lar, Zeki Velidi Togan`lar Türkçülük hareketinin öncüleri oldular.

Her zaman diaspora da milliyetçilik duygusu daha fazladır.

Batı Avrupa`da yaşayan soydaşlarımızda olduğu gibi, 1. Dünya Savaşından sonra Anadolu`da oluşturulan Kuvvayı Milliye Hareketi, adı üstünde Milliyetçi bir harekettir.

Misak-ı Milli fikri, nüfusunun çoğunluğu Türklerden oluşan Osmanlı topraklarında bir "Milli Devlet" kurma fikridir.

Mustafa Kemal Atatürk, Alparslan Türkeş, Türkiye`de Türk Milliyetçiliği fikrinin iki aksiyoner lideri.

Her ikisi de asker kökenli.

Her ikisi de çok iyi birer Kurmay subay.

Her ikisi de katıksız Türk Milliyetçisi.

Aralarında ki çok temel fark şudur.

Mustafa Kemal Atatürk, çok keskin çizgilerle; Seküler Milliyetçi.

İçinde dini değer ve duyguların asla olmadığı bir kuru milliyetçilik.

Bu Atatürk`ün tercihi.

Alparslan Türkeş farklı bir çizgide.

Alparslan Türkeş`in içine dahil olduğu Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi de katı laik-seküler anlayışta bir partiydi.

O yıllar zaten aksi düşünülemezdi, anında kapatılırdı.

Alparslan Türkeş, 1 Ağustos 1965 yılında Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisine Genel Başkan oldu.

1969 yılı kongresi tarihi bir kongre.

Bu kongrede parti adını, amblemini ve siyasi ideolojisini tamamen değiştirdi.

CKMP, Milliyetçi Hareket Partisi adını aldı.

Parti amblemi, Osmanlı`ya ait 3 hilal oldu.

Parti, ideoloji olarak da, Türk-İslam felsefesini siyasi ideoloji olarak kabul etti.

Bunun üzerine parti içinde çok kavgalar, çok kopmalar yaşandı.

Alparslan Türkeş, partiye tamamen egemen olduktan sonra, Kemalist çizgiden tamamen koptu.

Milliyetçi çizgide iki ana omurga oluştu.

Laikçi-Ulusalcı çizgide CHP, Türk-İslam Sentezci çizgide MHP.

Bu iki ana akım, 1969 yılından 1980 yılına kadar müthiş bir kavga içinde geçirdi son 20 yılını.

6 bine yakın insan hayatını kaybetti.

1980 darbesinden sonra MHP ile CHP`yi birbirine benzetmeye, birbirine yaklaştırmaya çalışanlar, toprağa düşen 6 bin kişiyi unutmuş gözüküyor.

.Alparslan Türkeş`in lideri olduğu partisinin siyasi çizgisini temelden değiştirmesi, çok bilinçli bir tercihtir.

Türkeş, çok iyi biliyordu ki; içinde İslam`ın imani karakteri olmayan hiçbir siyasi hareket, muhafazakar-mütedeyyin Anadolu Gençliği içinde taban bulamazdı.

Alparslan Türkeş`in yeni siyasal tercihleri, eski yol ve dava arkadaşları ile büyük kırılmaların yaşanmasına vesile oldu.

Nihal Adsız, Reha Oğuz Türkkan, Muharrem Ergin gibi laikçi-milliyetçi eski dava arkadaşları ile yollar tamamen ayrılıyordu.

1975`lere gelince Alparslan Türkeş ve MHP, koyu İslamcı Necip Fazıl Kısakürek ile siyasi işbirliği noktasına gelmiştir.

Yeni MHP`nin Laikçi-Ulusalcı-Kemalist çizgi ile hiçbir ortak noktası kalmamıştır.

İş daha ileriye gitmiştir.

1991 Genel seçimlerinde, nispeten daha laik çizgide başka partiler olmasına rağmen, onlarla seçim işbirliği imkanı olmasına rağmen, Alparslan Türkeş ve dava arkadaşlarının Necmettin Erbakan`ın partisi Refah Partisi listesinden seçimlere girmesi topluma ve tabana bir mesajdır.

Alparslan Türkeş`in iki oğlunun da Refah Partisi`nin bir şekilde devamı olan Ak Parti`den milletvekili seçilmesi çok dikkate alınması gereken bir durumdur.

MHP`deki 2. büyük kırılma, Alparslan Türkeş`in vefatından sonraki dönemdir.

MHP, çok sancılı bir süreçten sonra yeni Genel Başkan`ını seçti.

Türkeş`siz partiyi sayın Devlet Bahçeli tam 19 yıl yönetti.

Bu 19 yıl boyunca sayın Devlet Bahçeli`nin iyi ve doğru yaptığı çok şeyler var.

Yanlış yaptığı, özellikle parti tabanında kabul görmeyen yanlış sayılabilecek uygulamaları da var.

Bunları burada madde madde sayacak değilim.

7 Hazirandan 1 Kasım`a kadar, aradan geçen bir kaç aylık süre içinde MHP, oylarının neredeyse dörtte birini kaybetti.

Seçmen tabanının bundan hoşnut olması düşünülebilir mi?

Her siyasi parti de bu durum tartışılır.

Doğaldır ki; MHP tabanında da tartışıldı.

Partililer bu duruma çare aramaya başladı.

Olağanüstü Kurultayda Genel Başkan seçimi yapılamadığı için, önce Tüzük Kurultayı yapılarak, Tüzüğün değiştirilip, ondan sonra da Genel Başkan Seçimli Kurultaya gidilmesi gerekiyordu.

Bunun için yeterli sayıda Kurultay Delegesi oy verdi.

Ne hazindir ki; sayın Devlet Bahçeli ve MHP Genel Merkezi bu süreci doğru yönetemedi ve bugünlere gelindi.

Devlet Bahçeli`ye karşı parti içinden bir çok kişi Genel Başkan adayı olduğunu açıkladı.

Görünen odur ki; Meral Akşener adı öne çıkmış durumda.

Şu anda MHP en büyük 3. kırılmayı yaşamaktadır.

Bugünkü Tüzük Kurultayına MHP Genel Merkezi Yönetimi katılmamaktadır.

Şu anda Tüzük Tadilatı için gerekli delege yeter sayısı toplanmış durumdadır.

Buradan MHP çok güçlenerek de çıkabilir.

Parçalanıp, darmadağında olabilir.

Ne yazık ve ne hazindir ki; Parçalanıp-dağılmak, paramparça olmak Türk Milleti`nin karakteristiğinde var.

MHP`deki muhalif hareket, partiyi ülkenin ve dünyanın gündemine taşıdı.

Arkasına müthiş bir rüzgar aldı.

Bence sorun sadece lider değişikliği değildir.

MHP tabanı sorunu sadece lider değişikliğinde görür ise, müthiş bir hayal kırıklığı yaşar.

Sayın Devlet Bahçeli, aslında eksik bir lider değildi.

MHP`de eksik olan, Türkiye`yi ve yeni Dünya`yı yanlış ve eksik okumaktan kaynaklanıyordu.

Diyelim ki; beklenen oldu.

MHP`de kan değişimi oldu..

Siyasi felsefe değişmedikçe, değişen hiçbir şey olmayacaktır.

Yeni yüzlerde hızla eskiyecektir.

MHP, Kürtleri de kapsayacak, Alevileri de içine alacak, kucaklayıcı bir Milliyetçilik anlayışı geliştirmek zorundadır.

İslam Dünyasına söyleyecek yeni sözleri olmak zorundadır.

Batı ile ilişkiler konusunda net tavrı ve yeni duruşu olmak zorundadır.

Kısacası, MHP, yeni bir MHP olduğuna toplumu ikna etmek zorundadır.

Hatırlayın; Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti`yi kurduğunda çok açık ve net olarak "Milli Görüş gömleğini çıkardık" dedi.

Aksi olsaydı, Asla ve Kat`a Ak Parti, % 50`yi bulamazdı.

Siyaset, halk ile birlikte yapılır.

Halka rağmen siyaset yapılmaz.

Mevcut MHP Genel Merkez`inin anlamadığı, anlayamadığı hakikat budur.

MHP`de iyi şeylerin olması Türkiye`de de iyi şeylerin olacağı anlamına gelir.

Yeni süreç, hayırlı olsun.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.