Haberin yayım tarihi
2016-12-01
Haberin bulunduğu kategoriler

TESETTÜR İLE ŞAKA OLMAZ.

İzzet Dönmez Yazdı.

Geçen yıl şirketimize eleman temini ile ilgili gazetelere verdiğimiz ilan üzerine Kazımpaşalı olduğunu söyleyen bir genç, iş başvurusunda bulundu.

Gencin özellikle Kazımpaşalı olduğunu belirtiyorum ki; vaziyet daha iyi anlaşılsın.

Kazımpaşa`nın muhafazakar yapısı belli.

Gencin kulağında küpe, çok dar deri bir pantolon, saçları iki ayrı renge boyanmış.

Daha başka gariplikleri de var.

Daha söze başlamadan "Beni çok iyi tanırsınız, ben, filanca evlilik programındaki filancayım" dedi.

Halbuki ben böyle programları hiç izlemem.

Sadece programlar arası zap yaparken görürüm o kanalları.

Genci ilginç bulduğum için biraz konuşturdum.

Eğer doğru ise, anlattıkları şeyler korkunç.

Programların arka planlarında açıkça fuhuş var.

Taşradan getirilen insanlar, otellerde konaklatılıyor.

Oralarda çirkin ilişkiler başlıyor.

Çoğu dul olan kadın ve erkekler, çok kolay cinsel ilişkilere giriyor.

Hamilelikler ve kürtaj olayları oluyor.

Delikanlı anlattıkça coştu.

Kendisinde benzer ilişkileri sıklıkla yaşadığını söyledi.

Bu hayattan bıktığı için geri döndüğünü, normal bir hayat yaşamak istediğini söyledi.

Görüntüsü gerçekten randevu evine düşmüş köylü kızı gibi idi.

Televizyonlardaki evlilik programları her halükarda toplumu dejenere ediyor.

Özellikle çalışmayan ev hanımları, sabah`tan akşama kadar bu programları izliyor.

Eğitim düzeyi de düşük olan bu hanımlar kolayca tuzağa düşüyor.

Kadın cinayetleri niçin arttı sanıyorsunuz?

Cep telefonları ve internet, yuva yıkan katiller haline geldiler.

Kapalı, muhafazakar ailelerin içine dinamit gibi girdi cep telefonu ve internet.

Bu ahlaksız programlarda cabası.

Düşük gelirli aile kadınları, önce boşanıp, daha sonra bu programlar vasıtası ile tanınıp, meşhur olduktan sonra zengin biri ile evlenme hayali kuruyor.

Tıpkı, 1960`lı yıllarda artist olma hayali gibi.

İzmirli Hanife Gürdal, tesettürlü kıyafetlerle televizyonlarda ki evlilik programlarına çıkıyor, özel hayatında tesettürlü olmadığı söyleniyor.

İşte bundan çok rahatsızım.

Tesettürlü olmak ya da olmamak, kişinin kendi tercihidir.

Buna kimse bir şey diyemez.

Ancak, tesettürlü bir kıyafetle evlilik programlarına katılmak, dini değerlere karşı yapılmış bir sabotajdır.

Art niyetli bir harekettir.

Kabul edilemez.

Buna karşılık halkımız demokratik tepkisini ortaya koymalıdır.

Aslında programların tümüne karşıyım.

Tesettürle şaka olmaz.

Tesettür, dinin açık bir emridir.

Uyan, uyar, uymayan, uymaz.

Ancak, uyanla da dalga geçilmez.

İsteyen, kendi vicdani anlayışına göre istediğini giyer.

Bu ülkede demokrasi var, buraya kadar tamam.

Hiç kimse benim kıyafetimle de dalga geçemez.

Burada demokrasi işlemez.

Çok tepkisiz bir toplum olduk.

Biz kimseye kılık-kıyafet dayatması yapmıyoruz.

Ancak, sinsice bizim tercihlerimize saldırılmasını da kabul edemeyiz.

Hanife Gürdal hadisesi bana 28 Şubatta ki Fadime Şahin`i hatırlatıyor.

Bir pavyon kadını olan Fadime Şahin, tesettürlü bir hanım olarak tanıtılıp, korkunç ve adice algı operasyonları yapılmıştı.

Benzer bir saldırı ile karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.