Haberin yayım tarihi
2016-10-26
Haberin bulunduğu kategoriler

BRÜKSEL'E VARIŞIMIZ.

Yakup Yurt Yazdı..

Tam 50 yıl önce aynı bu gün, yani 24 Ekim 1967`de, kardeşim Hüseyin ve ben THY uçağı ile Brüksel Havalimanına sağ salim indik.

Babam 19.05.1966`da yola çıkmış, maceraya atılmıştı.

1963`te Belçika`ya Zolder`de kömür maden işçisi olarak giden küçük kardeşi Mustafa Amcamın evine ve yanına sığınmıştı.

Bunun üzerine annemi ve küçük kardeşimiz rahmetli Halil`i yanına alma gereğini hissetmişti.

Ben o sene bir yıl önce sınıfta kaldığım lise 2`den 3`e geçmiştim ve liseyi bitirmeme bir yıl kalmıştı.

Bursa Erkek Lisesinde yatılı okuyordum ve iyi sayılan öğrencilerindendim.

Suçum bir yil sınıfta kalmış olmak gibi sunulsa da gerçek durum farklıydı.

Umurbey`den tanıdığım evli barklı 4 çocuk babası biri (ismini vermiyorum) 17 yaşında olan siftahsız beni genel evin bahçesinde dolaşırken görmüş ve küçük kuş Zolder`deki babama haberi ulastırmıştı.

Öyle ya o tür mekanlara evli babalar gider, ama delikanlılar gidemezdi.

Baba biraz bekle, bir yıl sonra diplomalı olarak gelsem daha iyi olur teklifimi peder beye kabul ettiremedim.

Zira her zaman olduğu gibi gözünün önünde olmalıydım ve onun komiser Kolombo gözünden bir sey kaçmazdı...

Onu olduğu gibi sevdim, saydım.

Allah rahmet eylesin!

***

O vakitler Belçika`da tam istihdam vardı, ama babam işsizdi.

Veya yarın güvencesi olmayan, sigortasız bir işte çalışıyordu...

Komşu vilayet Hasselt`te Göçmenleri Karşılama ve Yardım Merkezi vardı.

Thonissenlaan, 19 adresinde ve orada Fransızca da konuşan iki sekreter bayan çalışıyordu.

Bu bayanlar benim lise ögrencisi olmama ve Fransızcayı çat pat bilmeme şaşırmışlardı.

Az biliyor, ama yazıyor, okuyor ve doğru konuşuyordum.

Bir göçmen ailesi ferdinde o güne kadar görmedikleri bir şeydi…

Çok yardımcı oldular ve babamı bir fabrikaya sokmayı başardılar.

Aynı fabrikada, ben de öğrenci statüsünde, büyük tatillerde çalıştım.

3`er gün süren 2 vardiye çalışılır (06-14, 14-22, 08-06) cumartesi, pazar ve geceleri dahil ve bir gün ara verilirdi.

Rahata kavuşan ailem amcamlardan aynı sokaktaki başka bir maden isçisi olan Gümüşhane-Kelkit-Çambaşı köyünden Süleyman Abilerin evlerine taşındı.

Kömür Ocağı İşletmesi çalışanlarına iki katlı, büyük bahçeli bir evi ucuz kiralıyor ve kömür yardımı da yapıyordu.

Kirayı paylaşmak için kiracılar alt-kiracı buluyor ve göçmenliğin gereğini yapıyorlardı.

Çoğunun ilkokul diploması ve okuma yazması yoktu.

Zonguldak, Sivas, Kayseri, Kars, Posof, Ardahan gibi…

Yani o günün şartlarında ben bir istisna idim ve benim yatılı okuldan hafta sonu tatili için eve dönmemi bekleyenler çoktu.

Beni evlerine yemeğe davet ederler, mektup yazdırırlar, biraz da para sıkıştırırlardı…

***

Babamın elinden her iş gelirdi.

İyi bir insan olmasından başka, çok iyi bir kasap ve şofördü.

Gemlik Zeytinlerini ve Saatli Maarif Takvimini Heusden-Zolder`de o tanıtmış, sonra ondan öğrenen başka hemşehriler bayrak yarışına girmişlerdi…

Sonraları teknolojik devrimler toplumun yapısını ve tercihlerini değiştirdi, okuryazarlık arttı, bizlere olan ihtiyaç bitti çok şükür…

***

Viyana aktarmalı gelen uçağımız Brüksel’e indiğinde hava karanlıktı.

Güneş batmıştı ve belki de yağmur yağıyordu…

Canım uçaktan hiç inmek istemedi.

Tepe lambalarını ve anonsları hiç umursamayan küçük kardeşim Hüseyin uçaktan ilk çıkandı.

Ben ise son çıkan!

Arkamda hadi beyefendi çıkında kapıları kapatalım diyen hostes hanımın uyarısıyla…

Evet «İki kapılı bir handa, uzun ince bir yolda, gidiyoruz gündüz gece» «Emanet bir nefesle» cennet Anadolu’nun güneşini bırakıp… yağmura alışarak…

Yakup Yurt©

24.10.2016, Umurbey-Gemlik

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.