Haberin yayım tarihi
2016-11-08
Haberin bulunduğu kategoriler

KUŞAKLARIMIZI SAĞLAM KUŞANDIK MI?

Zekiye Doğan Yazdı.

Yıllarca Hollanda zengin devlet; Sosyal ülke; Toleranslı ülke; Özgürlükler ülkesi olarak bildik biz.

“Uzaktan davulun sesi hoş gelirmiş insana” derler ya hani. Her şeyi birebir yaşamadan bilemiyor; Öğrenemiyor insan.

Kuralcı devlet; Kuralcı millet; Kuralcı insan ilişkileri.

Biz de bu kurallara; Kural içinde kuralla yaşamaya yıllarca alışmış; Öğrenmiş insanlarız. Öğrenemeyenlere de bir şekilde öğretildi.

Her ne kadar vatandaş sayılmayıp; Bazı kesimler tarafından yabancı gözüyle bakılsak da; Biz de bu ülkenin vatandaşlarıyız artık

Yıllarca bu ülkenin kalkınmasında emek sarf etmiş, vergi ödemişiz.

Ama her nedense “Gurbette yabancı; Memlekette Almancı” Damgasından kurtulamadık gitti.

Bu durumu değiştirmek, kendimizi ifade etmek çok zor; Zoru başarmak da ayrı bir haz olsa gerek; Elbet bir gün başaracağız.

Birinci; İkinci; Üçüncü; derken şu an dördüncü kuşaklar boy salıyor; Kuşaklarımızı sağlam kuşandık mı acaba?

Sağlam kuşanmadığımız kesin, kesin olmasa; Yabancı ve İslam düşmanı; Sayın Wilders şuan kabine koltuğunda yer alamazdı değil mi?

“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” dersek; Gün gelir o yılan zehrini bize de kusar değil mi?

Bırakın; Din; Dil; Irk; Renk ayrımı yapmayı. Bir siyah beyazı önünüze getirin, bir de bütün renkleri; sizce hangisi daha ahenkli?

Ahengin, farklı kültürlerin zenginliği, güzelliği olduğunu görmeyenler tarafından ikinci ülkemiz de yabancı sıfatıyla bakılıyoruz hala. Şimdi de soyutlanalım mı?

Yoksa soydaşlarımızla birlik olup, bir bütün olup evlatlarımıza iyi bir gelecek mi hazırlayalım?

Hazırız aslında. Tek sorun birlik ve beraberlik. “Bir elin nesi var; İki elin sesi var” deriz hep değil mi?

Sesimiz politikada dengeyi sağlayabilecek güçte. Gücümüz hiç azımsanacak kadar değil. Biz azınlık değiliz artik, Yaşadığımız bu ülkenin bireyleriyiz.

Hollanda’ya ilk geldiğim yılları hatırlıyorum da her alan darmadağındı.

Giyim-kuşam, çevre düzenlemesi, tren istasyonları, havalimanları, karayolları, yıkık dökük binalar... İkinci Dünya Savaşının kalıntıları her alanda görülüyordu.

Fakat şuan her şeyin iyisi, güzeli, mükemmeli mevcut. Biz de mevcut olan düzene yıllarca katkıda bulunan emekçileriyiz. O yılların emekçileri simdi çöpe atılmak üzere.

Hollanda grileşme dönemine çoktan girdi. Bir gün gelecek o çöpe atılanları bulamaz hale geleceğiz. O gün geldiğinde çok geç kalmış, geç kaldığımızı ve son pişmanlığınsa fayda etmediğini anlarız.

Hani yıllarca çalışıp devlete vergi ödediği halde bir şekilde işsiz kalan ve ödenek alanlara hor bakıyoruz ya; Bir gün bizde ödenek almak zorunda kaldığımızda.

Bize devlet kasasında para kalacak mı?

Bakıp göreceğiz…

Sosyal işlerden sorumlu Devlet sekreteri Paul de Krom (VVD), “Kötü hava şartlarında halkın sosyal ödenek alan

kesimi sokakta karları temizlesin; Tuzlamaya yardım etsin” diyor.

Ama her nedense düşünmüyor ki; Bu insanlar bir şekilde işsiz kaldı ve ödenek almak zorundalar. Acaba aldıkları ödenekle geçimlerini sağlayabiliyorlar mı?

İstatistiklere göre ödenek alan kesim minimumun altında yaşıyor ve geçim sıkıntısı çekiyor.

Nerde kaldı bizim zengin ülkemiz?

Bu insanlar devlet kasasına yıllarca vergisini ödemedi mi?

İşsiz kalmış ve ödenek alıyorsa suç mu?

Suç teşkil eden bir durum varsa devlet kurumları ne güne duruyor efendim.

İnsanları kamera önünde yermeye, ekonomi iyi gitmiyor diye ödenek alanları parmakla göstermeye; Kimsenin hakkı yok.

Oysa bu insanlara tekrar iş alanı sağlamak, onlara tekrar iş alanları açmak çabası olmalı asıl uğraşları.

Nerde kaldı bizim sosyal ülkemiz?

“Biz bindiğimiz dalı kesenlerden değiliz”…

Devleti yönetenlerimiz çıkardıkları uyum yasalarıyla bizleri zorda bırakıp; İnsanları guruplara ayırıyorsa.

Biz sıradan insanlar olarak, özgürce bir arada yaşamayı nasıl sağlarız?

Nerde kaldı bizim özgürlükçü ülkemiz?

Bir atasözümüz der ki, “Birlikten bereket doğar”.

Bereketimiz; Bu ülkenin emekçileri, bütün renkler ve onların evlatları olmalı.

Amacımız neslimizin devamı, yavrularımızla birlikte bu ülkenin kalkınmasında onların geleceğini sağlamaksa.

Sorumluluğumuzun bilincinde olup sorunlara birlikte el atmaktır.

Örnek teşkil eden başarılı evlatlarımız zaten devlet dairelerinden tutun politikaya kadar her alanda yer almıyorlar mı?

Bu başarının devamı için kuşaklarımızı sağlam kuşanma zamanı.

Zaman geçmeden, zamanı zaman içersinde değerlendirelim.

Hep birlikte; Yıllarca emek sarf ettiğimiz ikinci ülkemiz ve çocuklarımız adına çaba gösterelim. Geleceğe yatırımın çocuklarımız olduğunu unutmayalım…

Sevgi ve saygılarımla

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.