Haberin yayım tarihi
2023-11-22
Haberin bulunduğu kategoriler

MASKELERİMİZ VE GÖLGELERİMİZ

Her insan yalnız doğar ve yalnız göçüp gider şu hayat yolculuğundan.

Bir ömür öyle ya da böyle, sağlık sorunlarıyla, maddi sorunlar veya ailevi sorunlarla, bazen acılarla, bazen de mutlulukla, bir şekilde geçer gider.

Hayat hiç kimse için kolay değildir. İnsan için cennet de, cehennem de bu dünyada başlar.

Hiç kimsenin hayatı kimseninkine benzemez.

İnsanın dünyaya geliş amacı vardır. İnsanda cüzi de olsa bir irade sahibidir. İnsandan istenen de bu iradeyi doğru kullanması, yaratıcısını tanıyıp O’nun istediği şekilde ve kanunlarına göre yaşamasıdır. Her insan bir dünyadır ve herkesin kendisine göre nasipleri, bir yaratılışı, bir mizacı vardır.

Psikanalizin kurucusu olan Freud’a göre insan haz almak üzere programlanmış bir makinedir. İnsan özünde kaotik, ahlak tanımaz ve zaman ötesi bir varlıktır. Bu ne kadar da dar ve yanlış bir düşüncedir. Jung’a göre ise insan garip bir varlıktır. İnsanın “ben” veya “ego” dediği varlık çok değişken bir yapıdadır.

Asırlardır bir arayış içerisinde olan psikoloji biliminin günümüze kadar ne kadar yol kat ettiği güzel bir tartışma konusudur. İnsan konusu hep araştırılır ama maalesef asıl incelenmesi gereken kaynak hep göz ardı edilmiştir. İnsanı her yönüyle bilen, tanıyan, ona şah damarından daha yakın olan, şüphesiz onun yaratıcısıdır. Dolayısıyla insanı anlamanın en iyi yolu onun gönderdiği kitabı incelemek olacaktır.  Yıllardır bu çalışmalar yapan, “Dokuz yüz Katlı İnsan” ve “Nefs Psikolojisi” Kitaplarının da yazarı olan Psikiyatr Dr. Nesip Mustafa Merter’inçalışmaları hem tüm insanlık için, hem de Psikoloji ilmi için de oldukça umut verici görünüyor. 

“İnsanın var oluşunun biricik amacı, varlığın karanlığına bir ışık yakmaktır. Dünyanın öbür kutbuna yapılan bu keşif gezisi pek rağbet görmez; çünkü belirsizlikler ve tehlikelerle doludur.” Der,C. Gustav Jung

Evet, insanın özü güzeldir. Ancak özü bu kadar güzel olan bir yaratık nasıl olur da dünyayı bu kadar yaşanmaz bir hale getirebilir?
En güzel şekilde yaratılmış olan bu varlık neden aşağıların aşağısına indirilmiştir ? Bu sorulara cevap bulmak için öncelikle biraz araştırmak, biraz da tefekkür etmek gerekir. İlk şart okumaktır…

İnsan sırlarla doludur. Hayat yolculuğunda her insanın kendisiyle ilgili, kabul etmekte zorlanacağı, hatta fark ettiğinde rahatsız olacağı pek çok gizli yönleri vardır. Jung insanın kabul etmekte zorlanacağı bu karanlık yönünü “Gölge arketipi” diye adlandırır. “Persona” yani maske ise kişinin arzu ettiği, büründüğü rolleri, dünyanın onda görmesini istediği tarafıdır. Gölge ise bunun tam zıttıdır.

Gölge insanın gizlediği taraflarıyken persona çevresine göstermek istediği yönleridir. En büyük tehlike de insanın gölgelerinden kaçarak maskelere bürünmesi, personalarıyla özdeşleşmesidir. Örneğin bir makam sahibinde görülebilen bu özdeşleşme onu adalet ve merhamet erdemlerinden alıkoyabilir. Kişi makamından aldığı gücü zayıflar üzerinde kötüye kullanabilir.

Jung’a göre bir insanın gerçekten iyi olabilmesi için kendindeki kötülük potansiyelinin de farkında olması gerekir.

Aslında insanın içindeki kötülük potansiyeli ondaki iyilik potansiyelidir. Çünkü bu alem zıtlıklar alemidir. Gece ile gündüz, siyah ile beyaz, sıcak ve soğuk gibi zıtlıklar olmasaydı insan kıyaslama yapamazdı. Kötülük olmasaydı insan iyiliğin kıymetini anlayamazdı. İnsan zihni kıyaslarla çalışır.

Her ne kadar Jung insanın keşif yolculuğunun pek rağbet görmeyeceğini düşünüp belirsizlik ve tehlikelerle dolu olduğunu söylese de, işin aslı öyle değildir.

Çünkü bu yolculuk her ne kadar tehlikelerle dolu olsa da, insanın sığınacak bir limanı vardır. Yaratıcı Rahman ve Rahimdir ve isteyene istediğini verir. Yeter ki insan sahip olduğu hazinenin farkına varıp O’nun ipine sıkıca sarılsın. 

İnsana tam bir halifelik yetkisi verilmiş olduğuna göre insanda müthiş bir kapasite olduğunu anlayabiliriz.

Kendi kapasitesinin farkında olmayan insan bir ömrü boşu boşuna geçirir ve diğer aleme eli boş gidebilir.

Bildiğimiz gibi, kâinatta tesadüf yoktur ve her insanın kaderi kendi çabasına bağlı kılınmıştır.

Kendi içimizdeki hazineleri ortaya çıkarmamız bizim elimizdedir.

Dünyanın bu hale gelmesinde en büyük sebep ise kötülerin azmasından değil, iyilerin sessizliğinden, kapasitelerini iyi kullanamamalarındandır.

Materyalizmin kölesi olmuş toplumların uyanması, insanların akletmesi, tüketimlerin azaltılıp üretimin çoğaltılması tüm insanlığın yararına olacaktır.
Sosyal Medya’nın gittikçe asosyalleştirdiği, yapayalnız bıraktığı, matrix’e esir olmuş tüm zavallı insanları birilerinin uyandırması gerekmektedir.

Bu durumda, başta kendimizi, nefsimizi tanıyıp, kapasitelerimizin farkına varıp, elimizden geldiğince iyiliklerde yarışmak, insanlığa faydalı olmak boyunlarımızın borcudur.

“İnsanlara faydalı olmayanı ölülerden say gitsin..” Hz. Ali

Birgül Kapaklıkaya
22 Kasım 2023

Brüksel

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.