İnsanoğlu, sosyal bir varlıktır. Toplum içinde yaşarken karşılıklı haklara, sözlere ve değerlere riayet etmesi beklenir.
Bu bağlamda, “ahde vefa” ve “saygı” kavramları hem bireysel hem toplumsal yaşamın temel taşlarındandır.
Gerek ailede gerek arkadaşlıkta gerekse toplumun genelinde bu iki değerin korunması, sağlıklı bir birlikteliğin ve güven ortamının kurulması açısından büyük önem taşır. Örneğin yola birlikte çıktıklarınızı yolda bulduklarınla değiştirmezsiniz.
"Ahde vefa", verilen sözün tutulması, yapılan anlaşmalara sadık kalınması anlamına gelir. Kelime olarak "ahd", söz veya ant; "vefa" ise sadakat, bağlılık demektir. Birlikte ele alındığında, ahde vefa; bireyin gerek Allah'a, gerek insanlara karşı verdiği sözleri yerine getirme sorumluluğunu ifade eder.
Kur'an-ı Kerim'de ve hadislerde ahde vefa sıklıkla vurgulanan bir erdemdir. Nitekim Maide Suresi 1. ayette “Ey iman edenler! Akitlerinize (sözleşmelerinize) sadık kalın.” buyrularak Müslümanlara verilen sözleri yerine getirmeleri emredilmiştir. Peygamber Efendimiz (sav) de hayatı boyunca ahde vefayı en güzel şekilde temsil etmiş, düşmanlarına karşı bile sözünden dönmemiştir.
Saygı ise, bir başkasının varlığına, düşüncelerine, haklarına ve duygularına değer vererek yaklaşmak demektir. Aile büyüklerine saygı, öğretmenlere saygı, farklı inanç ve düşüncelere saygı; toplumsal barışın olmazsa olmazlarıdır. Saygı, kişinin kendisine duyduğu özsaygının bir yansımasıdır ve empati yeteneğiyle de doğrudan ilişkilidir.
Saygı, sadece büyüklerimize değil; küçüklerimize, doğaya, hayvanlara ve hatta düşüncelerimize dahi yöneltilmesi gereken bir davranış biçimidir. Saygı kültürü gelişmiş kişilerde her şeyden önce kendisi için zamanını ayırmış, çaba harcamış, savunmuş, kavga etmiş, hatıralar biriktirmiş insanlara yönelik bir mütevazi davranış biçimi olur.
Belli bir yaşa geldiyseniz ve geçmişte büyük emek harcadığınız kişiliklerin sizi görmezden geldiğini fark ettiğiniz anda yıkılan güven ve hayal kırıklığı duygusunu ifade etmek oldukça zordur. Bunu ancak böyle durumları yaşayanlar bilir. Sakın ola ki, siz siz olun sizde emeği olanlara en küçük bir saygısızlıkta bulunmayın.
Ahde vefa ve saygı duyguları birlikte birbirini tamamlayan iki önemli değerdir. Verilen söze sadık kalmak, karşımızdakine duyduğumuz saygının bir göstergesidir. Sözünden dönen, güveni zedeleyen bireyler, sadece ahlaki bir zafiyet göstermemiş, aynı zamanda muhatabına saygısızlık etmiş olurlar. Bu nedenle ahde vefa, bireyin hem kendine hem karşısındakine olan saygısının en somut göstergelerinden biridir.
Ahde vefa ve saygı, insani ilişkilerin temelini oluşturan değerlerdir. Bu iki kavramın yaşatılması, bireyler arasında güveni artırır, toplumsal huzuru güçlendirir. Verdiğimiz sözlere sahip çıkmak, karşımızdakine saygı duymak; sadece ahlaki değil, aynı zamanda dini ve toplumsal bir sorumluluktur. Unutmamak gerekir ki, vefasızlık ve saygısızlık; en büyük kırgınlıkların ve kopuşların nedenidir. Oysa bir toplumun gerçek gücü; bireylerinin birbirine duyduğu güven ve saygıyla ölçülür.
İşte size Heusden-Zolder’de uzun yıllardır Türk toplumunda tavır ve davranışları ile eli öpülesi 3 değerli insan. Onlar örnek insanlar olarak gelecek nesiller için büyük emek harcadılar. Bugün varlıkları ile büyük bir saygıyı hakediyorlar. Türkiye'den Belçika'ya gelen ilk nesil temsilcilerimizden olan Ziya Temur (90) Samsun, Kâmil Uygun (91) Denizli, Sırrı Sağıroğlu (92)Trabzon bugün aramızda o vakur duruşları ile dim dik ayaktalar. Ömürleri daha da uzun olsun inşallar.
Heusden-Zolder Sultan Ahmet Camii’nin kuruluşundan(1986) bugüne kesintisiz üyesi olan ve bölgedeki cemaatin 3 değerli büyüğünü saygı ile selamlıyorum.
Bugün 90 yaşını aşmış birinci neslin çok değerli 3 büyüğü, geçmişinizle bizlere liderlik yaptınız, inançlı insanlar olarak bizlere örnek oldunuz. Sizden sonrası için dünyaya inançlı nesiller bıraktınız.
Allah sizden razı olsun.
Hüseyin Dönmez
25.07.2025
Houthalen/Belçika