Haberin yayım tarihi
2008-06-18
Haberin bulunduğu kategoriler

Belçika Diyanet Vakfı Ateşle Oynuyor..

Belçika'da yaşanan en dikkat çekici tartışmaların başında kısa adı EMB(Executif) olan Belçika Müslümanlar Temsil Organı geliyor.
 
Geçtiğimiz hafta Exeutif Genel Kurul üyelerinden Belçika Diyanet Vakfı kanadı olarak bilinen 20(Son bilgilere göre 23 kişi) kişilik bir toplu bir şekilde istifalarını sundular.
 
Executif organı 1998 yılında Belçika devletinin desteği ve gözetiminde ülkede yaşayan Müslümanların din hizmetleri alanında ihtiyaçlarını karşılaması için kurulmuştur.
 
Kısa adı EMB olan bu kurum 1998-2004 yılları arası görevi suistimal, yolsuzluk, radikal güçlerin kurumda etkili olması gibi suçlamalarla karşılaşmış ve kurum kamuoyunda destek ve güvenini kaybedince bir şekilde fesh edilerek 2005 yılında yeniden seçime gidilmişti.
 
Belçika Müslümanlar Temsil Kurumuna daha güvenilir bir karakter kazandırmak üzere koları sıvayan Belçika Adalet Bakanı Laurette Onkelinx ve kendisine pozisyonu itibari ile yardımcı olab TC Brüksel Büyükelçisi Erkan Gezer ve aynı doğrultuda Belçika Türk Diyanet Vakfı yöneticileri bir ortak iradenin belirlenmesine yardımcı oldular. Ve nihayet oldukça sancılı bir seçin sürecinin ardından bir şekilde farklı yüzlerle, yeni bir meclis ve üst kurul oluşturuldu..
 
2005 yılında Executif adlı kurumun yeni genel kurul üyelerinin belirlenmesi için yapılan seçim sürecinde Belçika Diyanet Kurumu bünyesinde kurulan 'Çalışma Gurubu' toplantılarında yaşanan sert tartışmalarda 3 önemli konunun altını çizmiştik.
 
a-Belçika Diyanet Vakfı bünyesinde görevli konumunda olanların geçmişteki yaşadıklarını bahane ederek yeni süreçte bazılarına karşı asla bir intikam duygusu ile yaklaşmamalıdırlar. 

b-Her türlü guruplaşmaya mesafeli olunarak insan yetenek ve kalitesini ön plana çıkaran bir yaklaşım sergilenmelidir.
 
c-Belçika Diyanet Vakfı yönetimi Belçika siyasi partilerine eşit mesafede bulunup, ilişkilerini bu mantık zerine kurmalıdır.
 
Belçika'da din hizmetleri alanında ortaya konan tüm projelerde bir Diyanetçi, Milli Görüşçü kavgası olagelmiştir. Bu konuda çok detaylı bir açıklamaya gerek olmadığını düşünüyoruz. Fakat bugün içinde aynı çatışmanın çok daha sert bir ortamda devam etmesinin sonuçları ortada.
 
Burada asıl vurgulanması gereken ince nokta ise 2005 seçimleri sürecince bir şekilde frenlenemeyen intikam naralarının yeni Executif Üst Kurulu daha oluşmadan mezarınıda hazırlamış olmasıdır. Seçimler süresince meydana gelen gergin ortamda Siyaset, ticaret, kişisel beklentiler gibi kısaca herşeyin birbirine karıştığı görülmüştür..

Seçim süreci içersinde şu anda Diyanet Vakfı yönetimde olan bazı üyeler dahil, başta eski müşavir. Ö.F.T olmak üzere Vakıf yönetim kurulu üyeleri E.Ö, T.Ö, M.M, İ.S ve Milletvekili C. Ç desteğinde kurulunan üstü kapalı oluşumun perde arkasında hazırladığı planlar 2008 başlarında hazin bir şekilde bitti.
 
Sonuç  olarak ortada ne Allah Rızası, ne güven ve kalite ne de itibar kaldı..
 
Bizlerin uyarılarını önemsemeyen ve bir şekilde günün şartlarında eline fırsat geçenlerin kısa bir zaman sonra hüsrana dönüşmesini üzüntüyle seyrettik. Gurur ve azameti ile ortaya çıkan 'Ben Bilirimciler' in tasfiyesi 14 mart 2008 tarihinde tescil edilmiş oldu.
 
Şimdi ortada yeni bir çıkış var. Önce karşılıklı konuşuldu, beyinler yıkandı ve nihayet kılıçlar çekildi.
 
Kısaca  verilen mesajlara bakılırsa 'bu cepheden çekiliyoruz, hedef tam imha için yıpratma ve kamuoyu oluşturmaktır' denildiğini görüyoruz..
 
Fakat yapılan tek taraflı projenin Belçika Türk Diyanet Vakfına neye mal olacağı hesap edilmemiş. Anlaşılan o ki, Belçika devleti sanki Patoganya Cumhuriyeti yerine konuluyor. İstifa eden üyelerin ikna ediliş biçimleri ve senaryonun hazırlanışına bakılırsa tam bir amatör çalışma düzeni içersinde olduğu hemen görülüyor. 
  
Bu soruların cevaplarını bekliyoruz?
 
-Toplu istifa senaryosunun yazarı acaba uygulamaya geçmeden önce sayın Büyükelçimiz Fuat Tanlay'a görüş bildirildi mi?.
 
-Toplu İstifa Fikri kimin eseri? Din İşleri Müşaviri Prof. Dr. Halife Keskin bu istifaların şayet arkasındaysa neden Cami Dernekelerinin Yöneticilerine bugüne kadar bilgi vermedi?
 
-Belçika Türk Diyanet Vakfı statü olarak uluslararası bir kurum niteliğinde. Ancak Vakıfa üye olan tüm camiler Belçika dernek statüsünde resmi makamlarca tescil edilmiş ve Belçika kanunlarına tabii kurumlardır. Belçika'da Camilerin resmen tanınma süreci başlatılmışken birden bire "tanınma müracaatlarınızı geri çekin" emrinin Belçika devletine meydan okuma anlamına geldiğinin farkında değiller mi? Bu emri hangi yönetici, kimlerle istişare yaparak aldı?. Böyle bir kararın neticelerinin neler olabileceği hesap edildi mi?
 
Kamuoyuna yansıyan bilgiler…
 
Diyanet Vakfı tarafından kamuoyuna sızdırılan bilgiler.
 
Executif kurumunda istifa eden eski yönetim kurulundan bazı üyelerin yeni oluşturulan Vakıf yönetiminde yer aldığı biliniyor. Bu şekilde Executif bünyesinde yaşanan tüm tartışmaların dolaylıda olsa Vakıf bünyesine taşınmasıda elbette kaçınılmaz olacak. Belçika Diyanet Vakfı bir nevi Executif'de yöneticilik vasfı tartışmalı durumda olanların birden kalesi durumuna getirildi.
 
Bazı Vakıf üyelerine toplu istifa konusunda yöneltilen sorulara verdikleri cevapların savunulur tarafı olmadığı gayet açık. Bazı üyelerin 'Adalet Bakanı Vandeurzen kuruma para vermiyor, bundan dolayı bir tepki göstermek istedik' şekilde yapılan savunmaya, bakan Vandeurzen yaptığı bir açıklamada, '23 üyenin şuradan istifa etmelerine karşılık ülkedeki Müslüman toplumunu resmen temsil eden Belçika Müslüman Temsil Kurumu ile görüşmelerimiz devam edecektir. Şura yöneticileri arasında 4 yöneticinin maaşlarının halen Adalet Bakanlığı tarafından ödemektedir' şeklinde cevap vermiştir.
 
Toplu istifa olayının içersinde ve arkasında bulunan şahsiyetlerin ortaya attıkları bir diğer iddia ise 'Camiler tanındığı takdirde artık Türkiye'den İmam gelmeyecektir' savunmasıdır. Halbuki bu savunmanın da tutarsızlığı yeni Din İşleri Müşaviri Prof. Dr. Halife Keskin'in Belçika'da göreve başladığı daha ilk günlerde yaptığı açıklamalarlada çelişiyor. Keskin bir çok vesile ile yaptığı açıklamalarında sürekli 3 büyük projeden bahsetmişti. Bunların başında Belçika'da bir İslam Fakültesi kurulması, küçük cenaze fonlarının birleştirilerek büyük bir fon oluşturulması ve Avrupa çapında bir Diyanet Vakfı kurulması gibi projeler gelmektedir. Belçika şartlarına göre İmam yetirmek konusunda net açıklamalar yapılmasına rağmen 'artık Türkiye'den İmam gelmeycek, bundan dolayı tanınma dosyaları geri çekilmelidir', şeklinde yapılan telkinlerin yanlışlığı ortadadır.
 
Executif kurumunda bir yöneticinin verdiği bilgiler.. 
 
-Toplu istifa olayı tam bir komediye dönüştü. Belçika Diyanet vakfı Executif Genel Kurulu üyelerinin iradesini ipotek altına aldı. Kuruma gönderilen istifa mektuplarının toplu olarak( 1 üye hariç) Brüksel'den gönderilmesi, bir yönlendirme olayıdır. Bu olayın içersinde bazı üyelere santaj ve baskı yapıldığıda öğrenilmiştir.
 
-İstifa mektubunun birileri tarafından amatörce hazırlandığı görülmektedir. Meclis başkanının ismi belkide dikkat çekmesi istendiği için istifa edenlerin içersindeymiş gibi gösterilmiştir. Ayrıca eski Executif üst Kurul Üyelerinden 11 tanesinin toplu istifa edenlerin arasında olması dikkat çekicidir.
 
-Camilere İmamlar aracılığı ile Belçika Devleti tarafından tanınma dosyalarını geri çekilmesi telkinlerinde bulunuyorlar. Bu işi resmi yazı ile değil, el altından İmamlar aracılığı ile yaparak İmamlar ile Yöneticileri karşı karşıya getiriyorlar.
 
-Belçika'da Din Hizmetleri alanında en önemli kurumlarımız olan Camilerimizin devlet tarafından resmen tanınması süreci yaşanırken dosyalarınızı geri çekin emrini kimin verdiğini merak ediyoruz. Walon bölgesinde Camilerin tanındığı resmen açıklandı. Flaman Bölgesinde ise tanıma porsedürü gereği dosyaları içeri verilen 34 Cami'den 6'sı tanınmıştı. Bu günlerde ise 9 tanesi Türk, 4 tanesi Faslıların oluşturduğu camiler olmak üzere 13 Caminin dosyası daha yakın bir zamanda tanınması için içeri verilmesi gerekiyordu. Bu süreç adeta sabote edildi.
 
-Flaman Bölgesinde tanınma dosyaları hazır durumda olan 28 Cami daha var. Uyum ve Göçmenlerden sorumlu bakan Marino Keulen'ün verdiği sözlü teminata göre bu camilerden 13 tanesi bu yıl, geri kalan 15 tanesi ise gelecek yıl başlarında tanınmış olacak. Hal böyleyken 'Belçika Devleti tarafından resmen tanınmayı kabul etmeyin ve dosyalarınız geri çekin emir ve telkinleri bu devlete bir başkaldırmadır'. Bu anlayışı kabul etmek ve hoş görmek ise mümkün değildir.
 
-Bu bağlamda bizlerden bilgi almak isteyen Camilerimizin bir çoğu tanınma dosyalarının içeri verilmesini bizzat bildirdiler. Bu durumu ise Belçika'da sağduyu sahibi ve bulunduğu pozisyonun getirdiği sorumluluğu iyi kavrayan yöneticilerimizin olduğunun en iyi işareti olarak görebiliriz. 
 
-Executif kurumunda yaşanan yeni olşumu içine sindiremeyenler önce yeni bir denge yaratma yoluna girdiler. Bu doğrultuda bazı Faslı üyelerin peşine düşenler sonuç alamayacaklarını görünce toplu istifa yolunu seçtiler. Bir kaç ay önce kendi camileri tanınan üyeler büyük bir zafer kazanmış komutan edası ile basın açıklamaları yaparak, bakan büyükelçi ve siyasetçilerin katıldığı kutlama resepsiyonları düzenlerken, birden tamamen bir zıt yaklaşım içersine girmeyi acaba nasıl açıklayacaklar?. Bu durumu acaba kim nasıl izah edebilecek?

Umarız ki, Belçika'da önemli bir kurum olan Türk Diyanet Vakfının meydana gelen son gelişmelerin kendi varlığını daha da zor duruma bırakabileceğinin zamanında farkında olur ve gereğini yapar.
 
Değerli okurlarımız,
 
Belçika'da din hizmetleri konusunda son derece önemli bir konuma sahip Belçika Türk Diyanet Vakfı'nın kamuoyunda yaşanan olumsuz polemiklerle kan kaybetmesine gönlümüz asla razı değil. Ancak son birkaç yıldır Diyanet Vakfı'nı bazı üyelerin ipoteğinden kurtulamaması ve hiçbir demokratik alt yapısı olmadan alınan tek taraflı kararlarla bir büyük kurumu geleceğe taşımanın mümkün olmadığını birilerin hatırlatması gerekiyor diye düşünüyoruz.
 
Saygılarımızla
 
 
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.