Haberin yayım tarihi
2006-06-28
Haberin bulunduğu kategoriler

Milletvekili Emin Özkara sorularımızı yanıtladı.

Emin Özkara Brüksel'in en güler yüzlü, sempatik politikacısı. Bir dostum "insanın dürüstlüğü ve samimiyeti yüzünden okunur" derdi. Bu sözü Emin Özkara'da bulabilirsiniz.
 
Kendisini 2004 seçimleri sırasında tanıdık. Brüksel'in Aken semtinde bir elinde afişler, diğer elinde telefon, müthiş bir tempoyla ordan oraya koşuşturuyordu. O zamanlar yazdığım bir makelede Emin Özkara'nın bu koşuşturmadan dolayı oldukça zayıf düştüğünü ve belindeki kemerin artık pantolonu tutmadığını yazmıştım.
 
2004 seçimleri sonrası Türkiye'de tatildeydim. Bir gün gecenin 12,00 si, bir telefon çaldı. Alo, ben Emin Özkara. Türkiye'ye kemer almaya geldim. Sizin orda kemer var mı?
 
Gülüştük tabii. Kendisini karşıladık. Seçimleri, Brüksel'i konuştuk. Emin Özkara'nın seçilmesine herkes gibi bizde sevinmiştik. Brüksel gibi Avrupa'nın Başkenti durumunda olan bir yerde milletvekili olmak elbette önemli bir durum.
 
Brüksel Parlementosu Milletvekili Emin Özkara ile yine bir seçim arefesinde son iki yılda yaşadığı tecrübeleri konuştuk. Bizler sorduk Emin Özkara içtenlikle cevapladı.
 
İşte reportajımız.
 
Dönmez: Sayın Özkara 2000 yılından bu güne kadar siyaset alanında yaşadıklarınızı kısaca özetlermisiniz?
 
Özkara:Aslında anlatacak çok şey olabilir. Bunu bizzat yaşamak lazım. Siyasete girmek için öyle özel bir hazırlığımız hiç olmadı. Bizleri o günün şartları buralara getirdi. Siyasete katılmadan önce yaptığımız işler gereğiTürk toplumuyla çok iç içe olamıyorduk. Gerek tüm eğitimim süresince, gerekse çalışmaya başladıktan sonra toplumumuzla tam anlamda bütünleşmeye yeterli zamanım olmamıştı. Siyaset beni vatandaşlarımla kucaklaştırdı.
2000 yılında ilk defa aday oldum ve seçildim. 2002 de Sosyalist Partiye geçtim. 2004 yılında ise yapılan Bölge Parlementoları seçiminde aday oldum ve 3500 tercih oyuyla milletvekili seçildim. Yeni bir süreç yaşıyoruz. Şu anda hem hizmet ediyoruz, hemde genel anlamda tecrübe kazanıyoruz. Bizlerin gerçek anlamda siyaset altyapısı yoktu. Hiçbirimiz özel olarak aileleri tarafından bir gün gelir bunlar siyasetçi olur diye hazırlanmadık. Eksiklerimize rağmen iyi yolda olduğumuzu düşünüyorum.
 
Dönmez: Bildiğiniz gibi Türk kökenli siyasetçi olmanın ayrı bir zorluğu var. Hem Belçikalı'ya hitap edeceksiniz. Hem de Türk kökenli seçmenlerinizi memnun edeceksiniz. Zaman zaman tercihler ve beklentiler çakışıyor.  Örneğin Ermeni soykırım iddiaları ve Fehriye Erdal dosyası sık sık gündeme geliyor. Hele hele Fehriye Erdal gibi sicilli bir teröristin göz göre göre kaybolmasını Türk toplumu hiç içine sindiremedi. Siz bu olaylara nasıl bakıyorsunuz.?
 
Özkara: Bizler Türk kökenli politikacılarız. Elbette bize oy vererek parlementoya gönderenlerin bir konuda rahatsızlığı olursa, ona kayıtsız kalamayız. Fakat her oyunun bir kuralı var. Kazanmak için iyi bir ekibiniz olması gerekir. Türk toplumunu ilgilendiren bir çok konuda iyi bir sınav verdiğimizi düşünüyorum.
Ayrıca Ermeni meselesi olarak ortaya atılanlar 1915'li yıllara ait bir hikaye durumunda. Partimizin ağır toplarından Adalet Bakanı L.Onkelinx Ermeni meselesi konusunda gayet net konuşuyor.  Kendisi "bu konu bizi aşar. Bunu uzmanlara, tarihçilere bırakmalıyız" diyor. Bu duruşu biz de destekliyoruz. Zaten Türkiye'de bu yönde bir politika yürütüyor.
Fehriye Erdal olayında net şeyler söylemek mümkün değil. Bazıları Fehriye Erdal'ın Belçika Devleti tarafından bilinçli salıverildiğini düşünüyor. Öyle mi?, Yoksa bir ihmal mi söz konusu? Bunu tam bilemiyoruz.
Bu tür konuları takip eden iki bakanlık var. Adalet Bakanlığı ve İç İşleri Bakanlığı bu tür konuları ortak takip ediyor. Adalet Bakanı L. Onkelinx bizim partimizin temsilcisi. İç işleri Bakanı P.Dewael ise Liberal partiden. İki faklı parti, iki faklı mantelite, iki farklı siyaset anlayışı. Bu durum Belçika'da bir çok alanda işleri zorlaştırıyor.
Ayrıca kurumlar arası sorunlarıda görüyoruz. Tutarsız raporlar uzun zaman tartışıldı. İstihbarat Şefi C.Daes'ın görevden alındı. Tüm bunları üst üste koyduğunuz zaman Belçika'da çok yapısal bir sorun olduğu net bir şekilde ortaya çıkıyor.
 
Dönmez: Belçika'da en çok konuşulan konulardan bir taneside uyum sorunu. Brüksel'de oldukça yoğun Türk kökenli vatandaş yaşıyor. Siz şahsen burada yaşayan Türklerin yeterli derecede uyum sağladığını düşünüyormusunuz?
 
Özkara:Uyun sorunu biz politikacıların önüne en çok sıklıkla gelen bir konu. Bizler bu gün için elbette 40 yıl içersinde çok mesafe aldık. İşte görüyorsunuz. Çeşitli parlementolarda seçilmiş vekillerimiz var. Belediyelerde temsilcilerimiz var. Bir çok kendi iş yerini kurmuş işadamlarımız var. Sanatkarlarımız, binlerce üniversiteli öğrencimiz var. Bunu görmemezlikten gelemeyiz.
Bu yeterli mi? Elbette değil. 40 yıda hiç bir uyum programı olmadan kendi imkanlarımızla geldiğimiz nokta bu. Türk toplumu kendi yapısından kaynaklanan çok güçlü bir şarlara uyum sağlama yeteneği var. Çok kötü durumda olabilirdik. Şu anda bir çok diğer göçmen topluluktan daha iyi durumdayız. Fakat daha iyi noktalara gelebiliriz. Örneğin önümüzdeki 10 yılda 40 yılda yaptıklarımızın daha fazlasını yapmaya çalışmalıyız. Bunu yapacak potensiyel bizim toplumumuzda var. Ben halkımıza güveniyorum.
Belçikalılar uyum konusunda farklı düşünüyorlar. Belçikalılar'ın bir çoğu uyum deyince aynı dili konuşan, aynı geleneklere, aynı inanca, aynı davranış biçimine sahip asimile olmuş insanları kastediyorlar.
Bize göre bu uyum değil, yok olmaktır.  Bu genş anlamıyla asimilasyondur. Bizler kendi kültürel değerlerini kaybederek oluşturulacak bir uyuma karşıyız.
 
Dönmez:Şiddet olayları gün geçtikçe artıyor. Irkçı partilerin oyları artyor. Tahammül ve hoşgörü sınırları zorlanmaya başladı. Toplum her an bir patlama noktasına doğru sürükleniyor. Siz bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz.?
 
Özkara: Şiddet olayları çok ciddi bir konu. Belçika'da şiddet ve o doğrultuda extrem ırkçı partiler orantılı bir şekilde yükselişte. Bu gün Anvers'de sokakta her üç kişiden birinin oyunu ırkçı bir partiye vereceği bekleniyor. Bu çok vahim bir durum. Son günlerde meydana gelen olaylar da hep ırkçı partilerin argümanlarını güçlendiriyor.
Çok geç kalmadan bir şeyler yapmak lazım. Bu tür büyük sosyal sorunların çözümü tek taraflı başarılamaz. Güçlü bir devlet politikası oluşturulması gerekir. Özellikle ırkçı partilere yönelik denetimlerin daha etkin yapılması gerekmektedir. Şiddete yönelik önlemlerde etkin olunmalıdır. Mevcut kanunlar gözden geçirilmelidir. Bir olay olduğunda failleri doğru dürüst sorgulamadan serbest bırakırsanız, bu durumda kimse devletten ve cezadan korkmaz. Bir teröristin elini kolunu sallayarak ortadan kaybolması ve buna benzer örnekler Belçika'da suça meyilli insanları daha da cesaretlendiriyor.
Diğer tarftan bu gelişmeler sosyolojik bir sorun. Herşeyin enine boyuna iyi incelenmesi gerekir. İnsanlar niçin kolayca şiddete yöneliyor,?. Bunların çok iyi araştırılması gerekiyor. Toplumsal sorunları gerektiği gibi çözemediğimiz sürece, gün gelir bir şekilde büyük sosyal patlamalar olabilir.
 
Dönmez: Brüksel'de Türk kökenli politikacılarla önemli sorunlar söz konusu olduğunda gereken uyumu sağlayabiliyormusunuz?
 
Özkara: Türk kökenli Politikacılar arasındaki uyum içinde yaşadığımız sosyal sorunlar göz önüne alındığında aslında bir zorunluluktur. Bir iktidarın başarısı, ortaklarının veya üyelerinin uyumuna bağlıdır. Her şey ekip işi. Bizim Türk toplumu olarak bu konuda eksiklerimiz var. Bizler ancak zor anlarda , bıçak kemiğe dayandığında birlikte hareket ediyoruz. Aslında Türk kökenli politikacılar için birlikte hareket etmeyi zorunlu kılan bir çok önemli nokta var. Fakat bu işi gerektiği gibi yaptığımız söylenemez. Ben şahsen toplumsal konularda gayet esnek durmaya çalışıyorum. Fakat genel görüntü itibari ile pek mutlu olduğumu da söyleyemem. Gerisini siz anlayın.
 
Dönmez: Bir kaç ay sonra önemli bir seçim var. Bu seçimlere bir çok genç arkadaşımız da katılacak. Siz belli bir süre siyaset alanında tecrübe edindiniz. Genç siyasetçilere neler tavsiye edersiniz.?
 
Özkara: Genç politikacılar unutmasınlar ki, onlar seçildikleri bölgede herkesin temsilcisi olacaklardır. Kendilerini sınırlamasınlar. Öncelikle kendi parti arkadaşları ile iyi bir uyum içersinde olsunlar. Şayet Türk kökenli politikacılar sadece kendi seçmenleri ve kendi sorunları ile ilgilenirlerse politikada gerçek anlamda başarılı olamazlar. Politika uzun soluklu bir iştir. Politika sonuç alma sanatıdır. Şayet politik süreçte dostlar edinemezseniz gerektiği zaman başkalarından yeterli destek de göremezsiniz.
Politikacılar için çok yönlü iletişimin hayati önemi var. Her düzeyde halk, basın ve diğer muhataplarınızla iyi bir iletişim içersinde olmalısınız. Bizler de aslında bu konuda çok iyi bir görüntü veremedik. Bu da önemli bir eksiklik. Daha bir çok şeyi öğreneceğimiz bir süreç yaşıyoruz.
Genç siyasetçilerimize en önemli tavsiyem kesinlikle seçim süresince diğer partilerin adayılarına çamur atmaya çalışmasınlar. İyi bir politikacı önce kendi yaratıcılığını ortaya koymalıdır.

8 Ekim yerel seçimlerinde tüm adaylara başarılar diliyorum:

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.