Haberin yayım tarihi
2016-02-24
Haberin bulunduğu kategoriler

BİZİM ÜLKEDE BÜROKRASİ DEDİĞİN BÖYLE OLUR..

İzzet Dönmez Yazdı..

Dedem merhum Mehmet Dönmez`e ait, Akyazı ilçemize bağlı Hanyatak Köyünde araziler vardı.

Hanyatak köyü, tipik bir orman içi köyü.

Dedemler oraya Osmanlı-Rus savaşından sonra gelip, yerleşmişler.

Bende orada doğdum.

Köyün tamamı hazineye ait.

Köydeki kadastro çalışmaları yapıldıktan sonra, yüz yıla yakın dedemin zilyetliğindeki tarlalar, yine dedemin adına tapulandı.

Buraya kadar herşey normal.

Dedem 2001 yılında vefat etmişti.

Kadastro çalışması 2005 yılında yapıldı.

Zilyetlik hakkı dedeme ait olduğu için, arazileri önce dedemin adına tesçil ettirdik.

Sonra da mirasçıları olarak aramızda paylaşmaya kalktık..

Vay kalkmaz olaydık.

Babam ve bir halamın da vefatı üzerine mirasçı sayısı 20 kişiye yakın.

Buna rağmen, uzun uğraşlar sonucu aramızda anlaştık.

Ancak bir sorun çıktı.

Merhume Halamın bir oğlu vardı.

Adı Hasan.

Hasan, 1970`li yıllarda Kıbrıs’ta askerdi.

Türk-Rum hududunda nöbet tutarken, birliğinde bir silah kaybolur.

Komutanları kendisini tehdit ederler.

Kendisine "Silahı bul, yoksa vatana hıyanetten kurşuna dizilirsin" demişler.

Hasan, bir köylü çocuğu.

Korkmuş, kaçmış Rum tarafına.

Orada da atmışlar onu cezaevine.

Casus diyerekten.

Cezaevinden çıktıktan sonra, muhtemelen Rum tarafında kalan bir Türk kızı ile evlenip, Yunanistan`a geçmiş.

Oradan sonrası meçhul.

Oradan İngiltere’ye gittiği söyleniyor.

Evladının yokluğuna dayanamayan halam intihar ederek canına kıydı.

Hasan, vatandaşlıktan çıkarıldığı için, hiç bir yasal işlem yapamıyoruz.

Başka bir ülke vatandaşı da değil.

Hiç bir resmi işlem yapamıyoruz.

Zorunlu olarak İzale-i Şüyu (Ortaklığın giderilmesi) davası açtık.

Bir dağ köyü olan Hanyatak Köyünde dedemden bana düşen miras yaklaşık 1 dönüm.

Piyasa değeri de 1500-2000 TL civarında.

Ortaklığın giderilmesi davası açtım.

Avukata verdiğim vekalet ücreti 6-7 bin lira.

Oradan sonuç alamadık.

Bir tanıdığın akıl vermesi sonucu, hala oğlu ile ilgili gaiplik davası açtık.

O dava içinde bir başka avukata bir o kadar daha para.

Onu da hallettik derken.

Birde ne görelim.

Nüfus kütüğünde dedemin ağabeyinin hanımı, dedemin kızı olarak kaydedilmiş.

80 yıl önce vefat etmiş yengesi, kızı olmuş.

Kendisinden de 11 yaş büyük kızı.

Yine dedemin küçük yaşta vefat etmiş kızı sağ gözüküyor.

Kız, 1955 yılında vefat etmiş, nüfus kayıttan düşmemiş.

Nüfus Müdürlüğü olmayan bu iki ismi Kadastro Müdürlüğüne verince, onlarda otomatikman mirasçı olmuşlar.

Kaymakamlık binasında Nüfusla Tapu karşı karşıya.

Nüfus Müdürüne soruyorum "Bir insanın kendisinden 11 yaş büyük kızı olabilir mi? 60 yıl önce ölmüş biri mirasçı gözükür mü?".

Nüfus Müdürü "Sehven yapmışız, düzeltme yazısını Tapu Müdürlüğüne verdik" diyor.

Geçiyorum Tapu Müdürünün yanına.

Tapu müdürü "Böyle yazılarla değişiklik yapamayız, mahkeme kararı gerekir" diyor.

Israr ediyorum.

Be sefer "8000 TL bir harç yatır, o zaman çözeriz" diyor.

2000 TL`lik miras payına 8000 TL harç.

"Yahu yanlışı yapan sizsiniz, kendi aranızda düzeltin bu işi" diye feryat ediyorum.

Tapu Müdürü "Cumhurbaşkanı gelse, düzeltemem" diyor.

Bende soluğu mahkemede alıyorum.

Akyazı Adliyesinde, liseden öğrencim bir genç var.

Ona danışarak, Sulh Hukuk Mahkemesine bir dilekçe yazıyorum.

Hatta mahkeme hakimine dilekçeyi verirken, hadiseyi ayrıntısı ile kendisine anlatıyorum.

Dilekçemi işleme koyuyor.

Daha sonra duruşma günü tebliğ edildi.

Duruşma bugün.

Kolum kırık olduğu için, mahkemeye beni damadım götürdü.

Duruşma başladı.

Ben olayı hakim beye tekrar anlattım.

Karar: Davanın müracaat yeri yanlış, dilekçe`nin usülden reddine.

Hakim bey "Senin davana ancak Asliye Hukuk Mahkemesi bakar".

"Ben gerekçeli kararı yazdıktan sonra, sen Asliye Hukuk Mahkemesine yeniden dava açarsın".

Tam 11 yıldır bu iş böyle gidiyor.

Bende "Hakim bey, ben size durumu baştan anlattım, dilekçemi kabul ettiniz, o zaman uyarsaydınız da, ben Sulh Hukuk Mahkemesine gitseydim" diyecek oldum.

Hakim bey "Mahkemelerde böyle bir usül yok, senin verdiğin her dilekçeyi ben kabul ederim, ancak duruşmada fikrimi söylerim" dedi.

Belki hakimde haklıdır.

Defaetle Avukat paraları verdiğim için, bu sefer kendim işimi göreyim dedim.

Bu seferde biz mahkemeleri şaşırmışız.

Belliki bu dava için yeniden bir avukat tutacağız.

2000 TL`lik tarla için, 20 bin liraya kıymak zorunda kalacağız.

Şimdi sizde diyeceksiniz ki "E hoca, arazinin değeri madem 2000 TL.

Bırak, üzerine düşme.

Niçin bu kadar para harcıyorsun?".

Kazın ayağı hiçte öyle değil.

Geride daha 20 tane mirasçı var.

Biz Karadenizliyiz.

Mirasçıların içinde tek okumuş-yazmış adam benim.

Eğer bu işi ben bitiremez isem, gazetelerin 3. sayfasında "Arazi anlaşmazlığı yüzünden cinayet" haberi okumanız mutlaktır.

Sıkıntı bu işte!

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.