Haberin yayım tarihi
2020-05-13
Haberin bulunduğu kategoriler

BUYURUN BURDAN YAKIN..

İzzet Dönmez

Günlerdir yazıp, çiziyoruz.

Aman dikkatli olalım.

Sosyal mesafeye mutlak riayet edelim.

Sokağa maskesiz çıkmayalım.

Sağlık Bakanımız yalvarıyor.

Tıp hocalarımız, her akşam televizyon kanallarında halkımızı uyarıyor.

Faide yok,

Çarede yok.

 

Sözümün en başında söyleyeceğimi sizlere söyleyeyim,

Hemde peşin olarak.

Türkiye`de bulaşı sayısı sıfır olmadıkça,

-Asla AVM`lere gidip, alış veriş yapmam,

-Asla berbere gidip, traş olmam.

-Asla cami`ye gitmem. Gitsem dahi, seccademle, caminin avlusunda tek başıma namazımı kılarım.

-Diğer toplu mekanlara zaten gitmem.

Önünden bile geçmem.

 

İnsanoğlu ne kadar şuursuz.

Hastane odasında, tek başına nefes alamayarak, böğüre böğüre ölümün ne olduğunu bilmiyorlar.

 

Şimdi şu yazacaklarımı lütfen dikkatle okuyun;

Yıl: 1984

Çark Caddesinde çok mütevazi bir iş yerim var.

Aylardan Ramazan. Tıpkı şimdiki gibi.

Akyazı`da oturuyorum.

Sabah erken saatte Akyazı`dan gelerek, işyerimi açtım.

Ramazan ayının mahmurluğu var üzerimde.

Hava bozuk. Hafif bir yağmur çiseliyor.

1985 yılında vefat eden iki evladımın annesinin Gülten adında bir hala kızı vardı.

Gülten, o kadar sıcak ve cana yakındı ki, onu bende çok severdim.

Babası İbrahim enişte`de koskocaman cüssesine rağmen, sanki serçe gibi bir yürek taşırdı.

Rahmet olsun İbrahim enişte`ye.

 

Ben, dükkanı açtıktan yarım saat sonra, yani saat :.8.30 civarında İbrahim enişte dükkana girdi.

Çok şaşırdım.

Böyle saatte bana uğramazdı.

İbrahim enişte, içeri girer girmez "Gülten`i kaybettik" dedi ve yüzü üzerine yere yığıldı.

Ne diyeceğimi şaşırdım.

 

Gülten ve ölüm.

Nasıl yani?

Gülten daha 26-27 yaşlarında.

Bir oğlu var.

Çok sevdiği bir kocası var.

 

İbrahim enişte`yi sırtüstü çevirdim.

Canından bir parça`yı kaybetmiş birisine ne yapacağımıda bilmiyorum.

Şaşırdım ve dondum kaldım.

Önce İbrahim enişte`nin yüzüne bolca kolonya sürdüm ve onu konuşturmaya çalıştım.

 

İbrahim enişte "Gülten`im" diyor, ağzından başka söz çıkmıyor.

Bir baba`nın ilk evladı.

İlk göz ağrısı.

Gülten, eşi ve kayınpederi, kayınvalidesi, sahura kalkmışlar.

Yemeklerini yemişler.

Gülten, sabah namazı için abdest almaya lavaboya gitmiş.

Lavabo`nun girişinde "Bana birşeyler oluyor" demiş ve yığılmış.

Son nefesini oracıkta vermiş.

O zamanki Vatan Hastanesine getirmişler ama, ölü duhul olmuş.

 

İşyerim Vatan Hastanesine çok yakın olduğu için ve beni çok sevdiği için, İbrahim enişte ilk haberi bana vermiş.

Cenazeyi hastaneden aldık ve Ankara Caddesindeki hanesine getirdik.

Beraber büyüdükleri rahmetli çocuklarımın anneside geldi cenazeye.

Bir tarafta kadınlar.

Diğer tarafta erkekler.

Herkes gözyaşı döküyor.

Tanıyanlar, Gülten`i çok seviyorlardı.

Altın gibi bir kalbi vardı.

 

Gülten`in çocuğuna bakıyorum, ağlıyorum.

Kocasına bakıyorum, yine ağlıyorum.

İbrahim enişte`ye ve hala`ya bakıyorum, yine ağlıyorum.

 

Bu arada birşey daha yapıyorum.

Hanımların arasında ki evlatlarımın anasına bakıyorum göz ucuyla.

"İyi ki sağ, iyi ki o hayatta" diyorum kendi kendime.

Şok yaşıyorum.

Ne yapacağımı şaşırmış vaziyetteyim.

Hayatımda ilk defa çok yakınım ve çok genç bir insanı kaybetmiştik.

 

Çocuklarımın annesinin hayatındaki en yakını halasının kızı Gülten`di.

Ağlamaktan göz pınarları kurumuştu.

Aradan daha bir yıl geçmedi.

Yine bir son bahar.

Çocuklarımın annesi hastalandı.

Bir buçuk ay içinde, SSK Hastanesinde, gözlerimin içine baka baka, beni kurtarın diye yalvara yalvara son nefesini verdi.

Tıpkı şu anda coronavirüs`ten hasta olanların akciğerleri sıvı doluyor ya.

Onunda kahpe bir virüs nedeniyle Akciğerleri sıvı dolmuştu.

Sakarya`da ki ahırdan bozma hastanelerde bir çare bulamadık.

İstanbul`a transferi için bir tek tane, yek tane, One tane ambülans yok.

Yok yahu.

650 bin nüfuslu Sakarya`da bir tane ambülans yok işte.

 

Hani ben isyankar yazılar yazıyorum ya,

Hani boş ve ham softa, dingil taifesi gocunuyor ya.

Onlar benden daha dindarlar ya.

Halbuki kaaffesi osuruktan tayyaredirler ya.

Bu dingil taifesi, benim çektiğim acılara empati yapacak birikimleride yok.

Neyse,

Geç bunları.

 

Bu osuruktan Türkiye düzenine hayranlık duyan osuruktan tayyare arkadaşlarım var.

Yüzünün ortasına, ortasına kocaman yumruğumu oturtmak gelir hep içimden.

Hemde Allah yarattı demeden.

 

O günkü Türkiye, osuruktan bir Türkiye`dir.

Altını tekrar çiziyorum.

Osuruktan bir Türkiye`dir.

İki evladımın annesi "Yarabbi, beni evlatlarıma bağışla" dedi ve son nefesini verdi.

 

Bunları,

Sakın duygu sömürüsü yapmak için yazdığımı düşünmeyin..

Neyin duygusunu sömüreceğim ki?

Yeryüzünde ferdi vahit`e minnetim yoktur.

 

Peki,

Niçin yazdım bunları?

Şunun için;

Bugünde 53can gitti.

Bugünde 53 ocak söndü.

Behey gafil ve alçaklar sürüsü.

Behey aptal ve şapşal taifesi

Yani benim milletim.

Geri zekalı yurdum insanı,

Sen,

Evet sen!

Bugünde hayatını kaybedenleri, sende aritmetik bir sayı olarak mı hesap ediyorsun?

 

Gidenler candır.

Yıkılan ocaklardır.

Sebebi sensin.

Yıkılan ocakların sebebi, bu felaketi ciddiye almayan sensin.

4 bine yakın can kaybettik.

4 bine yakın ocak söndü.

Halbuki tedbiri çok basit ve çok kolay.

 

İnsan oğlu`nun şöyle bir hasleti var.

70 yıla dayanan ömürde gördüğüm en yoz ve en alçakça bir haslettir bu.

 

Birinci derecede yakınını kaybetmeyen yoz adam,

Yüreğine 1. derecede yakınını kaybetmenin koru düşmemiş odun taifesi, Azrail`i hep sokağın karşısında, Hatçe teyze`nin avlusunda yaşıyor sanır.

Çünkü Hatçe teyzenin ocağına dadanmıştır Azrail.

Sanki kendi avlusuna hiç uğramayacak sanır.

 

Bu tipler, öyle yoz ve öyle molozdur ki,

Bunları gözlerinden hemen tanırım.

Görüyorsunuz işte.

AVM girişlerinde kızlar oğlanlar, kakara kikiri vaziyetleri.

Bulaşı sayısı 1700.

 

Kimdir 1. derece yakın?

Eştir,

Evlatlardır.

Kısmende ana babadır.

Başka 1. derece yakın yoktur. Gerisi laf-u güzaftır.

 

Şapşal kardeşim,

Uyarıyorum seni!

Ecel, ocağına oturmadan, tedbir al.

Canını koru.

Gerçi,

Sen geber gitte, eşine, çocuğuna kıyma bari.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.