İzzet Dönmez Yazdı.

Geçen hafta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bir radyo programına katılmış ve şöyle demişti "Bu referandumda şayet evet çıkarsa ve 2019 yılında yapılacak seçimlerde, Başbakan ayrı parti`den, Cumhurbaşkanı ayrı parti`den seçilirse, ülkenin düşeceği durumu düşünebiliyor musunuz?".

Cemi cümle millet, küçük dilini yutacak hale gelmişti.

Buradan da anlaşılıyor ki; CHP yetkililerinin yeni anayasa maddeleri umurunda bile değil.

Ülkeye ne getirip, ne getirmeyeceği ile dahi ilgili değiller.

Şayet bu referandumu da kaybederlerse, başlarına gelecekleri çok iyi biliyorlar.

Vaziyet ortada.

CHP, her seçime 1-0 mağlup giriyor.

CHP`nin geçmişten gelen kamburları var.

Şimdi, ofiste tek başıma otururken aklıma 1973 seçimleri geldi.

1973 Genel Seçimleri arifesinde, 20`li yaşların başındayız.

Siyasete yeni yeni ilgi duymaya başlamışız.

İmam-Hatip Lisesi 6. sınıf öğrencisiyim.

Doğup, büyüdüğüm Akyazı ilçemize bağlı Hanyatak köyüne gittim.

Rahmetli Necmettin Erbakan`ın kurmuş olduğu Milli Selamet Partisi`ne dedem`den oy isteyeceğim.

Köyde benim doğduğum, daha sonra yıkılan taş bina evimizin önünde, dedem çayır biçiyordu.

Yanına vardım,

Beni görünce çok sevindi.

Babam, dedemin ilk çocuğu idi.

Bende dedemin ilk torunu idim.

Beni sevdiği kadar, hiçbir torununu sevdiğini sanmıyorum.

Bana çok düşkündü.

Dedem yanıma oturdu,

Haylide terlemişti.

Çayır biçtiği tırpana yaslandı, sohbete başladık.

.Kendisine "Genel seçimlerin yaklaştığını, kime oy vermeyi düşündüğünü" sordum.

Bana "Sen ne düşünüyorsun oğul?" dedi.

Bende "Prof. Dr. Necmettin Erbakan`ın parti kurduğunu, dindar bir insan olduğunu, ona oy vermemiz gerektiğini" dilim döndüğü kadarı ile anlattım.

Dedem`den beklemediğim bir tepki aldım.

."Hayır oğul" dedi dedem.

"Siz daha çok gençsiniz, bu işleri bilmezsiniz.

Siyasette bir tuzak kuruluyor.

Geçenlerde bizim Osman`da (Kilit) geldi.

Demirgıratik Parti adında bir parti kurmuşlar.

Arkasında Celal Bayar`da varmış.

Birde Erbakan parti kuruyor, sağ partiler üçe bölünüyor.

Göreceksin, aradan Halk Partisi çıkacak, Halk Partisi gene milletin başına bela olacak" diye anlatmaya başladı.

Göyneğinin eteği ile terlerini sildi, yeniden anlatmaya başladı.

"Bak oğul, sen o günleri görmedin, hiç yaşamadın.

Kayınpederim Molla Ahmet Efendi, bizim köyün imamıydı.

Minareye çıkar "Tanrı uludur, Tanru uludur" diye güya ezan okur, minareden inince de hüngür hüngür ağlardı.

Halk Partisi bize "Allahuekber" demeyi yasaklamıştı.

Bizim zamanımızda yol vergisi vardı.

Beş taneden fazla çocuğu olan, yol vergisi`nden muaftı.

Baban dahil, benimde beş çocuğum vardı.

İki halan küçük yaşta vefat etti.

Kaldı baban, Sebahattin amcan ve Gülfe halan.

Bana yol vergisi çıktı.

Ya vergi vereceksin, ya da Jandarma dipçiği altında, kazma kürek, yol yapmaya gideceksin,

Gördüğün bu tarlaları, pulluk ile anan sürdü.

Ben, elimde kazma kürek, devlete yol yaptım.

Yol vergisinden bizi Demirgırat Parti kurtardı.

İnkilap`tan sonra Menderes`i astılar.

Yerine İnönü geçti.

Geldi İsmet, gitti gene kısmet.

Daha sonra yerine 1965`te Demirel geldi.

Millet yeniden rahat etti.

Üniversite talebelerine rahat battı, anarşi başladı.

Asker, Demirel`i indirdi.

Memlekette huzur kalmadı.

Şimdi de sağ partileri parçalıyorlar ki, geçmişte aynı şeyi Ekrem Alican`la yaptılar.

Şimdi de Erbakan`la, Ferruh Bozbeyli ile yapmak istiyorlar.

Oğul, Halk Partisi yeniden iktidara gelirse, bu memlekette huzur kalmaz.

Kusura bakma, ben, oyumu Adalet Partisine vereceğim".

Dedem, kestirip, atmıştı.

1973 Genel Seçimlerinde dedemin dediği gibi oldu.

Seçimin galibi % 33 oyla CHP`nin yeni Genel Başkanı Bülent Ecevit oldu.

Adalet Partisi, % 29 oyla 149 milletvekili çıkardı.

Erbakan`ın Milli Selamet Partisi, yaklaşık % 12 oy`la 48 milletvekili, yine Ferruh Bozbeyli`nin Demokratik Partisi, % 12 oy`la 45 milletvekili çıkardı.

Türkiye`de siyasi istikrarın bitme tarihi, 1973 Genel Seçimleri`dir.

O tarihten itibaren, ülke bir daha gün yüzü ve istikrar görmedi.

Ecevit iktidarları döneminde, enflasyon yüzde yüzleri gördü.

Karaborsa, kuyruk ve yokluk, 2. cihan harbi dönemlerini aratmadı.

Merhum Turgut Özal`ın Başbakan olduğu 1983-89 yılları arası hariç, 2002 yılına kadar, ülke istikrara hasret hale geldi.

Buradan nereye geleceğim?

Geleceğim yer belli.

16 Nisan`da sandıktan "Evet" çıktı, Türkiye, istikrarla yoluna devam edecektir.

Ya sandıktan "Hayır" çıkar ise, olacakları düşünmek bile istemiyorum.

Ne diyor Kılıçdaroğlu?

"Siz, sandıkta "Hayır" derseniz, Cumhurbaşkanı yerinde kalacak, Binali Yıldırım, görevine devam edecektir".

Sayın Kılıçdaroğlu, senin rahmetli anacığın güzel miydi?

16 Nisan`da kazara sandıktan bir "Hayır" çıksın, 17 Nisan sabahını görmek ve düşünmek bile istemiyorum.

ürk`ün evvelde düşmanları, Türk`ün ebedde de düşmanları bayram etmeye başlayacaktır.

Başta Fetö alçağı, o günü bayram ilan edecektir.

Fetö`nün cezaevindeki kahpeleri, cezaevinin demir parmaklıklarını kırmayı deneyeceklerdir.

Fetö tetikçisi Meral Akşener, o günü bayram ilan edecektir.

PKK, hem Türkiye`de, hemde korunup, kollandığı ülkelerde büyük nümayişlere başlayacaktır.

Kılıçdaroğlu`nun parti militanları, bütün kamu çalışanlarını tehdit etmeye başlayacaktır.

Bütün Ak Partili Belediyelerde bundan nasibini alacaktır.

16 Nisan akşamı, Kemal Kılıçdaroğlu ve hempası, kıyameti koparacaktır.

"Bu hükümetin meşruiyeti bitmiştir, hemen erken seçim olsun" diye bastıracaktır.

Daha önce yazdığım gibi, Kemal Kılıçdaroğlu yalan makinesine dönüşmüştür.

Onun için "Siyasette her yol mübahtır".

Meral Akşener ve hempası, işi vatana ihanet noktalarına getirmeye başlamıştır.

Bu güruh`un nereden emir ve direktif aldığı şimdilik meçhuldür.

Yakında ortaya çıkar.

Kargaşa ve istikrarsızlık, ekonominin frenlerinin tamamen boşalmasına neden olacaktır.

Batılı ülkeler "Ülke harap olsun, istikrar bitsin, kaos doğsun" diye, eline geçen her fırsatı kullanacaktır.

Aziz yurttaşım!

16 Nisan`da sandığa giderken, bunları düşün.

Vallahi de, Billahi de, karşına çıkacak tablo, aynen budur.

Karar senin!