Haberin yayım tarihi
2021-04-01
Haberin bulunduğu kategoriler

HAMPAYI VE AVANTAYI ÇOK SEVERİZ , GENLERİMİZDE VAR BU İŞ.

İzzet DÖNMEZ

KÜRŞAT AYVATOĞLU OLAYI ÜZERİNE BİR ANI,

Bundan 8-10 yıl önceydi,

Ak Parti’nin kurulduğu günden itibaren, parti İl Yönetiminde uzun yıllar görev alan Ziraat Mühendisi dostum Süleyman Özmen’i bir gün  ziyarete gittim.

Konu yolsuzluklardan, hırsızlıklardan açıldı.

Ak Partili bazı siyasi isimler üzerine yapılan spekülasyonları konuşuyorduk.

Süleyman Özmen, lafını asla esirmeyen bir isimdir.

Sözünü eğip, bükmeden konuşur.

Hani denir ya;

“Sözünü dudaktan, gözünü budaktan esirgemez”

Aynen öyle birisidir.

Konuştuğumuz günlerde de Ak Parti İl Başkan Yardımcısıydı.

Bu yolsuzluk iddiaları üzerine ne cevap vereceğini beklerken,

Öyle radikal bir cevap verdi ki,

Ne diyeceğimi şaşırdım.

Süleyman Özmen, soruma soru ile karşılık verdi;

“Ak Parti bu ülkede ne kadar oy alıyor?”

Bende cevaben  “Yaklaşık % 50” dedim.

Süleyman Özmen’de cevaben “Türkiye’de yaklaşık 50 milyon seçmen var. Bunların % 10’u da hırsız diyelim.

Demek oluyor ki;

5 milyon hırsızın 2.5 milyonu Ak Partili kardeşim” dedi ve kestirip attı.

Bu sözleri söyleyen kişi, o gün partinin resmi yetkilisi.

Kim bilir neler biliyor.

Kim bilir ne olaylara tanıklık etti.

Kıymetli dostlarım,

İster iktidar partisine sempati duyun,

İster muhalif olun.

Şunu asla aklınızdan çıkarmayın;

Türk Tarihi, aynı zamanda yağma ve hampacılık  tarihidir.

Hampayı ve avantayı çok severiz biz.

Genlerimizde var bu iş.

İktidarların değişmesi, bu işleri çok fazla değiştirmez.

Bu iş, milletin birazda genel karakteri ile ilgilidir.

Bir önceki yazımda dedim ki;

“Muhalefette Allah’ın cebinden Peygamberi çalacak adamlar var”

Bu benim samimi kanaatimdir.

Türkiye’deki iktidar-muhalefet kavgaları, çoğunlukla “Sen yeme, ben yiyeyim” kavgasıdır.

Daha önce bu sütunlarda yazmıştım.

1978 yılının Ocak ayında Bülent Ecevit yeni Hükümet kurdu.

Cumhuriyet Tarihinin en çirkin ve en ayıplı Hükümetini.

Adalet Partisinden valizler dolusu para ile transfer ettiği 11 milletvekilinin tamamının altına Bakanlık koltuğu verilerek kuruldu o Hükümet.

Ben, o tarihlerde Ankara’da Üniversite öğrencisiydim.

O yıllarda Sağlık Bakanlığı Sıhhiye’deydi.

CHP’li militanlar, Sağlık Bakanlığı’nın bütün alt kat camlarını kırarak, içeriye daldılar.

Bu olay, gözlerimin önünde oldu.

Meğer başka Bakanlıklarda da olmuş aynı şey.

Kapıdan girilmiyor da, camlar kırılarak niçin içeri giriliyor?

Sebebi şuymuş;

Cam kırıp, içeri girme işi, sadece Adalet Partisi’nden istifa edenlere verilen Bakanlıkların camı çerçevesi kırılmış.

CHP’ye verilen Bakanlıklarda bir sıkıntı yok.

CHP’li militanlar biliyor ki;

Adalet Partisi’nden transfer edilen Milletvekillerinin CHP’de bir kadrosu yok.

Camı kırıp, içeriye giren, Bakanlıkta bir koltuğu işgal ediyor.

Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı, Daire Başkanı, Müdür vs.

Aynen böyle oldu.

Sıkıyorsa at bunları dışarı.

Bu ayıplı Hükümet, yaklaşık 2 yıl devam etti.

Devlet, baştan başa yağma edildi.

O Hükümet’in bazı Bakanları hapse girdi.

O işler, şimdi unutuldu, gitti.

Erken ya da vaktinde bir seçim olurda, iktidar değişirse, aynı yağma ve talanı göreceğimizden zerre şüphem yoktur.

Bir defalığına dahi olsa, camlar, çerçeveler inecektir.

Küçük bir anı;

1989 yılında  merhum Ünal Ozan, mevcut Belediye Başkanı Erkal Etçioğlu’nu devirerek, Belediye Başkanı oldu.

Belediye’ye gelir gelmez, yaptığı ilk icraat ne oldu biliyor musunuz?

Erkal Etçioğlu’nun kullandığı makam koltuğunu, camı açarak, Atatürk Bulvarına doğru fırlatıp attı.

Seçim kampanyası sırasında, Erkal Etçioğlu aleyhinde öyle kampanyalar yürütüldü ki,

Erkal Etçioğlu, Adapazarı’nın yarısını kendi üzerine tapulamıştı.

Halkta bunlara bayağı inandı ki,

Oyunu Ünal Ozan’a verdi.

Seçimlerden sonra yıllar geçti.

Erkal Etçioğlu aleyhine sübut bulmuş bir tek suç ortaya çıkmadı.

Bir tek iddia delillendirilemedi.

Erkal Etçioğlu, karakışta giydiği yünlü ceketini, Ağustos ayında da yıllarca giydi.

Buna karşılık,

Ünal Ozan döneminde, Adapazarı Belediyesinde çok somut yolsuzluk olayları oldu.

Benimde bizzat tanık olduğum.

Şimdi bunları sayıp, dökemem,

Çünkü konunun muhatabı hayatta değil.

Hani demem o ki;

Tencere dibin kara,

Seninki benden kara.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.