İzzet DÖNMEZ

Hatırladınız mı?

Bizim bir Kamusal alan Necdet`imiz vardı.

Hani bir dönem Cumhurbaşkanlığımızı da yapmıştı.

Şimdi hatırladınız mı?

Biz, niye ona "Kamusal Necdet" ya da "Kamusal alan Necdet" diyoruz?

Başörtüsünden müthiş gıcık kapardı.

Başörtüsü yasağını yumuşatma adına yapılan bütün girişimleri ya veto ya da bloke ederdi.

Dahası var.

Milli Bayram resepsiyonlarında bir şeye çok dikkat ederdi.

Hanımı başörtülü Bakan ya da Milletvekillerine kesinlikle Milli Bayramlarda davetiye göndermezdi.

Mesela Milli Savunma Bakanı, Hanımı başörtülü.

Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda ona davetiye yok.

Çünkü, Çankaya köşkü kamusal alan.

Bakan karısı da olsanız, oraya giriş yasak.

Atatürk`ün muhterem annesi Zübeyde hanıma Çankaya köşkü serbest.

Atatürk`ün yavuklusu Rukiye`ye - başörtülü olduğu halde- serbest.

Dışişleri Bakanına, Milli Savunma Bakanına resepsiyon yasak.

Niçin?.

Hanımları başörtülü.

Kamusal Necdet, mübarek ajan gibi.

Kimlerin karısı başörtülü, hepsini biliyor.

Başbakan`ın eşi GATA`da bir yakınını ziyarete gidecek.

Yasak.

Niçin?

Başbakan`ın eşi de başörtülü.

Kamusal alan efendim, Kamusal.

Şimdi anladınız mı Ahmet Necdet Sezer`e niçin Kamusal Necdet dendiğini?

Binlerce vatan evladımızı şehit verdik, Kamusal Necdet, bir tanesinin cenazesine katılmadı.

Bir tekinin ailesine taziyede bulunmadı.

15 Temmuz`la ilgili iki satırlık beyanını duydunuz mu?

Vallahi ben onu öldü sanmıştım.

Günde üç paket sigara içtiği için, akciğer kanserinden vefat eden Tarık Akan`ın cenazesine katıldı.

Çünkü, Tarık Akan`ın cenazesinde tekbir yok, dua yok.

Ya ne var?

Şak, Şak, Şak, sadece alkış var.

Rahmetli Özal hariç hiçbir siyasi liderimizin cenazesine katılmadım.

Daha doğrusu katılamadım.

Benden önce ölürse ve sağlığım yerinde olursa, Kamusal Necdet`in cenazesine katılacağım.

Alkışlara bende katılacağım.

Şak, Şak, Şak.