Haberin yayım tarihi
2018-09-14
Haberin bulunduğu kategoriler

KRİZ NE ZAMAN BİTECEK?

İzzet DÖNMEZ

İktisatçıyım diye geçinirsen, bu soru elbetteki sana sorulur.

Şu günler okulların açıldığı sezon sürecinde hergün bizim şirkete mal almaya gelen kırtasiyeci müşterilerimiz, önce benim ofise geliyor, bir kıt`a soru soruyorlar.

Ne olacak bu memleketin hali?

Ne olacak bu fiyatlar?

Kriz ne zaman bitecek?

Sokağa çıksam, yine aynı sorular.

Düğüne, cenazeye gitsem, hep aynı soru.

Vatandaşa ne cevap vereceğiz?

Evvelallah kriz en kısa zamanda bitecek desek, buna kim inanır?

24 Haziran seçimlerinden önce ahkam kestik.

Seçimlerden sonra, dolar tepetaklak düşecek, 3 lira`yı dahi bulacak dedik.

Ne oldu?

Dolar 7.24`ü dahi gördü.

Ekonomi ilmi bir matematik ilmidir, ancak ekonomi ilminde her zaman 2 kere 2 = 4 etmez.

Tıp ilminde de öyledir.

Tıp ilminde de 2 kere 2 = asla 4 etmez.

Doktor, hastayı ameliyat eder, yaşaması için % 10 şansı vardır, hasta turp gibi olur, sağlıklı bir şekilde taburcu olur.

Bir başka hasta`nın ameliyatı çok başarılı geçer, birkaç gün içinde tam şifa bulacak derken, bir akciğer embolisi atar, hasta küt gitmiş.

Yine bir başka hasta, tam şifa bulacakken, sekte-i kalp`ten gider.

Ekonomi ilmi de aynen öyledir.

Türkiye`nin şu anda yaşadığı döviz krizini izah edecek hiçbir iç ekonomik veri yok.

Türkiye`nin bir dış ödemeler dengesi açığı (Cari açık) var mı?

Var.

Cumhuriyet kurulduğu günden beri var.

Türkiye, kalkınmakta olan bir ülke.

Türkiye, sermaye fakiri bir ülke.

Türkiye, teknolojik bilgi birikimi fakiri bir ülke.

Türkiye, enerji fakiri bir ülke.

Cumhuriyet kurulduğu günden beri bu durum böyle.

Türkiye, bu hali, ile kalkınmak, gelişmek, büyümek, dünya`daki refahtan daha büyük pay almak istiyor.

Türkiye, 95 yıldır bunun için çırpınıyor.

Ülke, kalkınmak için pedala azıcık dokunsa, cari açık büyüyor.

Çünkü, üretimi artırmak için, ara malı, yatırım malları ve hammadde ithal etmek zorundasın.

Büyürken enerji ithal etmek zorundasın.

Türkiye, geçen yılı % 7.4 büyüme ile kapattı.

Cari açıkta 77 milyar dolara çıktı, ancak dış borç rakamları, cari açık rakamları, tek başına bir mana ifade etmez.

2002 yılında Türkiye`nin Dış Ticaret büyüklüğü sadece 80 milyar dolar.

Dış borcu 130 milyar dolar brüt.

Milli geliri 230 milyar dolar.

Türkiye`nin şu anda Dış Ticaret büyüklüğü 400 milyar dolar.

Milli Geliri 860 milyar dolar.

Dış borcu brüt 453 milyar dolar (2017 sonu itibarı ile).

Son 16 yılda rakamlar ortalama 4 kat artmış.

Dengesiz giden hiçbir veri yok.

453 milyar dolar olan dış borcun kahir ekseriyeti özel sektör`e ait.

453 milyar dolar olan dış borcun neti 300 milyar doların altında..

Brüt rakam 453 milyar dolar.

Kamu`nun dış borcu 130 milyar dolar brüt.

Neti 60-70 milyar dolar.

Bu borçta 20-30 yıl vadeye yayılmış, düşük faizli yatırım kredileri.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, borç sarmalına girmiş bir ülke asla değildir.

Özel Sektör borç yapmışta ne olmuş?

Türkiye, 2000 yılında 27 milyar dolar ihracat yapıyordu.

2018 yılı sonu tahmini ihracatımız 165 milyar dolar olacak.

Türkiye, 18 yılda ihracatını tam 6`ya katlamış.

Özel Sektör borçlanmışta, bu olmuş işte.

Özel Sektör borçlanmayıp, bu ihracatı gerçekleştirmemiş olsaydı, Türkiye ham petrol ve doğalgaz ithalatını dahi gerçekleştiremezdi.

Türkiye, sermaye ve tasarruf fakiri bir ülke.

Her ne yaparsan yap, bu böyle.

2018 yılı tahmini bütçesi 762 milyar lira.

Buradan yatırıma ayrılan pay, 88 milyar lira.

Bunun dolar olarak karşılığı 13-14 milyar dolar.

13-14 milyar dolarlık yıllık bütçe ile hangi yatırımları yapacaksın?

Eğer dış kredi bulmaz isen bazı bayındırlık yatırımlarına yüz yıl daha sıra gelmez.

Ne 3. Havaalanını yapabilirsin.

Ne Boğaz geçiş tünellerini yapabilirsin.

Ne 3. Köprü`yü yapabilirsin.

Ne Osman Gazi köprüsü ve İzmir-İstanbul Otoyolunu yapabilirsin.

Ne de nükleer santralleri yapabilirsin.

88 milyar liralık yatırım bütçesi ile ancak okulların boya-badanasını yapabilirsin.

Türkiye, kalkınmaya 13-14 milyar dolar kaynak ayrırken, Milli Savunmaya 40 milyar dolar ayırıyor.

Ayırmak zorunda.

Bölgemiz, her tarafımız ateş çemberi içinde.

Çocukluğumdan beridir hep şu masalı dinlerim.

Almanya mucizesi, Japonya mucizesi.

Böyle bir mucize asla yoktur.

Palavradır bu laflar.

2. Dünya Savaşından sonra Almanya ve Japonya, Amerika tarafından işgal edildi.

Orduları dağıtıldı.

Hiçbir savunma harcaması yapmadılar.

Bütün ulusal tasarruflarını kalkınmaya, büyümeye harcadılar.

Yetmedi, akıllara ziyan dış destek aldılar.

Bugün Almanya`nın dış borcu 5.5 trilyon dolar.

Japonya`nın dış borcu 2.8 trilyon dolar.

Biz 453 miyar dolar dış borca matemler bağlıyoruz.

O ülkeler göbek atıyor.

Sözün hülasası, kriz ne zaman bitecek?

Kriz yok ki; bitsin.

Efendim, kriz nasıl yokmuş?

Türkiye, dış borcu borçla kapatmak zorunda imiş.

Dış borçta bulamadığı için çıkmış bu kriz.

Evet, doğru.

Hem kamu, hem özel sektör borçlanırken, ertesi gün ödeyeceğim diye borçlanmadı ki,

Böyle bir borç geri ödemesi`nin dünya da örneği yok ki.

Almanya, 5.5 trilyon dolarlık dış borcunu ertesi gün mü ödüyor?

Gerçekten Almanya dış borcunu yıllara sari olarak küçültüyor.

Uluslararası finans çevreleri, Almanya`nın dış borcunun küçülmesinden hayli rahatsızlar.

İstiyorlar ki; Almanya gibi bir borçluları olsun.

Türkiye, dış borç`ta temerrüde düşmüş bir ülke mi?

Hayır.

Dış borcunu tıkır tıkır ödüyor.

Bunun iki net nedeni var.

1. Küresel likidite darlığı.

Amerika, son iki yıldır, her üç ayda bir faiz artırımına gidiyor.

Amerikan Merkez Bankası FED, her üç ayda bir faiz artırıyor.

Gelişmekte olan ekonomilerden para Amerika`ya gidiyor.

Arjantin, Brezilya, Meksika, Hindistan, Türkiye gibi ekonomilerde likidite darlığı yaşıyor.

Amerka`nın bu faiz artışları ne kadar devam edecek?

Bilinmiyor.

Ancak, iktisat ilminin söylediği bir şey var.

Bu kadar likidite fazlalığına Amerikan ekonomisi uzun süre dayanamaz.

Amerikan doları pahalı olunca, Amerikan malları da pahalı olmuş oluyor.

Amerika, dışarıya mal satamıyor.

Dünya ticaretindeki Amerikan payı hızla azalıyor.

Amerika, bir taraftan likidite darlığı ile gelişmekte olan ülkeleri hizaya getirmeye çalışırken, diğer taraftan ticarete kotalar koyarak, dengeyi lehine çevirmeye çalışıyor.

Bir taraftanda siyasi krizler çıkararak, silah satışlarını patlatmak istiyor.

Bakalım Amerika`nın planları tutacak mı?

Göreceğiz.

2. Amerika`nın finansal enstrümanları kullanarak, Türkiye`yi hizaya getirme planları.

Esas mesele bu.

Türkiye`nin yaşadığı sıkıntıların % 90 sebebi bu işte.

Amerika içi ile, dışı ile altı ile, üstü ile bir Yahudi Devleti`dir.

Amerika`nın Başkenti`de İsrail`dir.

İsrail, Amerika için herşeydir.

Amerika, İsrail için dünya`yı ateşe vermekten bir saniye dahi imtina etmez.

Canım Amerika`da kaç milyon Yahudi yaşıyor?

Hesap hiçte öyle değil.

Türkiye`nin 81 milyon nüfusu var.

Türkiye`de hepi topu 20 bin Yahudi yaşıyor.

Bende Sakarya`da 30 yıldır kırtasiye toptancılığı yapıyorum.

Yıllık ciromun % 80`i Yahudi ile.

Anlaşıldı mı şimdi?

Amerika`da Yahudi`den gayri nüfus, sadece et yığınıdır.

Bilesiniz.

Amerika`nın tam yüz yıllık projesidir bölge`de bir Kürt Devleti kurmak.

Başkan Wilson`dan beri Amerika`nın rüyasıdır bu proje.

Amerika, Kürtleri çok mu sever?

Günahları kadar sevmezler.

Dahası var, belkide Kürtler’den nefret dahi ederler.

Dış politika`da sevgi ve nefret`e yer yoktur.

Sadece çıkarlar vardır.

Amerika, bölge`de Kürt Devletini sadece İsrail`in çıkarları için ister.

Türkiye, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları ile Amerika`nın yüz yıllık rüyasını engelledi.

Amerika`nın kızgınlığı`nın, öfkesi`nin yegane sebebi budur.

15 Temmuz Darbe girişiminin bir tek nedeni vardı.

Sadece bir tane.

Irak-Süleymaniye`den başlayan Kürt Koridoru (Bize göre İhanet Koridoru)`nun İskenderun Körfezine inmesi planı.

Şayet o gece darbe başarılı olsaydı, bugün Hatay ve İskenderun başkalarına ait topraklar olmuş olacaktı.

En az 1 milyon kişide ölmüş olacaktı.

Manzara-i Umumiye aynen budur.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu oyunları ıskat etmek için boğuşuyor.

Gerisi laf ile güzaf.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.