Haberin yayım tarihi
2017-09-28
Haberin bulunduğu kategoriler

KUZEY IRAK MESELESİ.. 3

İzzet Dönmez Yazdı

HÜKÜMET, KUZEY IRAK KONUSUNDA HAVANDA SU MU DÖVÜYOR?/3:

An itibarı ile Türkiye Devleti`nin nüfusu ne kadar?

O da sorumu şimdi?

80 milyonuz elhamdülillah.

Bu 80 milyon içinde ne kadar Kürt kökenli yurttaşımız var?

Kabaca 20 milyon.

Ayrıca, Türk varsayılan yurttaşlarımıza göre, Kürt nüfusu asimetrik biçimde artıyor.

Dünya`ya gelen her üç Kürt yavrusuna karşı, bir Türk yavrusu dünyaya gelmektedir.

Bunu da bir kenara not edin.

Demek ki; sokaklarımızda dolaşan her 4 kişiden bir tanesi Kürt orijinli.

Yani ki; biz, 80 milyon isek, 20 milyon Kürt ile 80 milyonuz.

Nüfusumuzla kabadayılanıyorsak, 20 milyon Kürdü de varsayarak, kabadayılanıyoruz.

Peki, Kürt`ler sahiden varlar mı?

Aslında Kürt`ler hem varlar, hemde yoklar.

Kürtler, insan kalabalığı olarak varlar.

İnşaatlarda amele olarak varlar.

Fındık tarlalarında varlar.

Pamuk tarlalarında varlar.

50 derece sıcağın altında, tütün tarlalarında varlar.

Askerde varlar.

Hani meşhurdur; "Alavere, Dalavere, Kürt Memet nöbete" denir.

İstanbul`da ticaret hanlarında ki sırt hammalları kamilen Kürt`tür.

Topkapı Nakliyeciler Ambarında ve diğer tüm ambarlarda ki sırt hammalları da kamilen Kürt`tür.

Ağalık, marabalık düzeni dolayısı ile, Kürtler oy ambarıdır aynı zamanda.

Bunların hepsi varda, yalnız bir şey yoktur.

Kürtlerin dili ve kimliği yoktur.

Çünkü, devletlülerimiz öyle uygun görmüşlerdir.

Yüce Atamızdan beri durum böyledir.

Yüce Atamız ve ondan sonraki tüm devletlülerimiz için, en iyi Kürt, ya Devlet`e muti ya da ölü Kürt`tür.

Piyasa da en siyaset bilenimiz, her ağzını açtığında "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, üniter bir devlettir" der.

Sanki gökten emirname geldi Mustafa Kemal`e.

O da Devlet`in çatısını "Üniter" yaptı.

Aslında Mustafa Kemal, gökten gelen emirlere gıcıktır.

O emirleri aşağılar, aşağılamak şöyle dursun, o emirnameleri yerden yere vurur.

"Bizim için rehber müspet akıldır" derde, başka bir şey demez.

.Gökten gelen sadece "Üniter Devlet" talimatına uymuştur.

Gökten nida gelmiştir "Oğlum Kemal, sen yeni devlet`i üniter yap, yoksa cinlerimi gönderir, ham yaparım senin Devlet`ini".

O emir üzerine, yeni, Devlet "Üniter" olmuştur.

Bir imparatorluk bakiyesi olan bizlerin içinde her kimlik var amma, birden bire yok olmuşlardır.

Sahi, sizlere bir soru; biz yani Türkiye`de yaşayan halklar olarak 20 milyonumuz Kürt orijinli olduğumuza göre kalan 60 milyonda Türk müyüz?

Kalan 60 milyon`un ataları, at sırtında, katır sırtında Orta Asya`dan Anadolu`ya göçedenler miyiz?

Sahiden öyle miyiz?

Kırılmaca, darılmaca, incinmece yok.

Madem hamaset yapıyorsunuz, size kim olduğunuzu söyleyeyim.

Mesela Sakarya`da, bizim Terzi Mehmet Muti`ye göre, en saf Türk, yerli manavlardır.

Çünkü Kendisi Gürcü`dür.

Gürcistan pasaportu`da cebindedir.

Her duruma karşı yani Sakarya`lı binlerce. hemşehrimiz, Gürcistan ve Abhazya pasaportludur.

Gelelim manav hemşehrilerimize.

Sahiden manav hemşehrilerimiz, saf kan Türk`müdürler?

Tarih kitapları öyle yazmıyor.

Bir vakitler İstanbul-Üsküdar`dan Bartın`a kadar bu topraklarda Bitinya krallığı vardı.

Bitinya Krallığınında bir ahalisi vardı.

Doğu Roma egemenliği altına da giren bu halk, Hristiyan olmamış, pagan olarak yaşamıştır.

Bu Bitinya Krallığı ahalisi, buhar olup, gitmemiştir.

Şu anda bizimle beraber, Türk ve Müslüman kimliği de almış olarak, yaşamaktadırlar.

Bir halk, hem Türkleşip, hemde Müslümanlaşmış ise bunu böyle kabul ediyorsak, bu halkın daha önce, başka bir kimliği olduğunu da kabul ediyoruz demektiiiir.

Manav hemşehrilerimiz büyük Selçuklu ve Osmanlı Döneminde, Anadolu`ya akan, Müslüman olmuş Gazi Alperenler, başka coğrafyalarda olduğu gibi, Bitinyalı ahalisini de Müslüman ve Türkleştirmiştir.

Tarihi gerçek budur.

Son 150 senedir Balkanlardan göç edip, Anadolu`ya gelen kardeşlerimizin de çoğunluğu ırken Türk değildir.

Az bir kısmı Anadolu kökenlidir.

Kendilerine ırkçı baskı yapıldığı için, her göçmen kardeşim, soyunu Konya-Karaman`a dayandırır.

Bende acı acı gülerim.

Balkanlardan göç eden kardeşlerimiz, Anadolu`ya, burada yaşayanlar, Türk oldukları için değil.

Müselman oldukları için geldiler.

Çünküm, buraların camilerinde, günde beş vakit ezan okunuyordu.

Çoğunluğun Türklük diye bir gailesi yoktu.

.Çoğunluk, tek kelime Türkçe bilmiyordu.

Mesela, Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal.

Etnik kimliği ve soyu hakkında çok tartışma var.

Sözümün hemen başında söyleyeyim ki; Mustafa Kemal`in etnik kimliği benim açımdan hiçbir mana ifade etmez.

Asıl olan, onun bu millet için yaptığıdır.

Başkaları gibi, ben Mustafa Kemal düşmanlarından değilim.

Yanlış bulduklarımı eleştiririm, yaptığı pek muhteşem hizmetlerini de takdir ederim.

Mustafa Kemal`in soy geçmişi hakkında tam, kesin ve yeterli bilgi yoktur.

Son zamanlarda, bazı tekaüt askerler, Mustafa Kemal`e bir soy uydurmaya gayret etmekteler.

Yazılan, çizilen herşeyi, noktası ve virgülüne kadar okumuşumdur.

Ben, işin şurasındayım; Mustafa Kemal Atatürk, bizzat kendisi hayatta iken, soy geçmişi üzerine bir karartma uygulamıştır.

Okullardaki Atatürk köşelerinde fotoğrafı bulunan ve Ali Rıza efendiye ait olduğu söylenen fotoğraf, aslında ona ait değilmiş.

O fotoğrafın Ali Rıza Efendi`ye ait olmadığını bizzat Atatürk söylemiştir.

Gülerek "O fotoğraf, bizim pedere ait değil" demiştir.

Peki, kimdir Mustafa Kemal Atatürk?

Soyu, sülbü nereye dayanmaktadır?

Yıllar evvel, bir batılı kaynaktan şöyle bir bilgi edinmiştim.

Mustafa Kemal`in annesi Çamerya Arnavutlarındandır.

Babası sayılan Ali Rıza Efendi`nin de arkadaşları arasında lakabı "Arnavut Ali`dir.

Aslında Ali Rıza Efendi de gerçek babası değildir.

Gerçek babası Gümrükçü Bekir Bey`dir.

Ali Rıza Bey, üvey babasıdır.

Bu anlattıklarım, kesin bilgi değildir.

Yine mesela, gidin Makedonya`ya.

Makedonlar, Mustafa Kemal için 2. İskender derler.

Onu kendilerinden sayarlar.

.Mustafa Kemal`in ailesini, Müslüman olmuş Makedon sayarlar.

Gerçekte, bugünkü Makedonya`da ciddi miktarda Müslüman olmuş Makedon vardır.

Bunların çok ciddi miktarı da Anadolu`ya göç etmiştir.

Onları şivelerinden hemen tanırım.

Ahmed`e Hamet diyorlarsa, biliniz ki; onlar Müslüman Makedonlardır.

Geçenlerde, durduk yerde bir hesap yaptım.

Bana en yakın 20 arkadaşımdan kaçı saf Türk, kaçının Türkçe`den başka ana dili var?

Sayı ne çıktı biliyor musunuz?

Tam 18.5,

18`i anladık da, buçuğu ne kardeşim?

Bir arkadaşımın annesi Abhaz, babası manav.

Manavları da saf kan Türk sayıyoruz ya, öyle yani.

Bana Sakarya`da en yakın 18 arkadaşımın ana dili Türkçe değil.

Arnavutça, Boşnakça, Gürcüce, Çerkezce, Abhazca, Lazca, Rumca, Hemşince, Kürtçe ve Zazaca.

.Üniversite yıllarından beri arkadaşım olan Dr. Sıddık Kaya`nın babası Zaza, annesi Kürt yani Kırmanç idi.

Allah rahmet eylesin, tek kelime Türkçe öğrenemeden vefat ettiler.

Bu kocaman ve uzun yazıyı niçin yazdım?

Kafanızda kalıplaşmış, kireçleşmiş, taşlaşmış fikirleriniz biraz yontmak için.

Hayatın gerçeği, 95 yıldır bize öğretilen değildir.

Osmanlı Devleti`nin kurucuları Türk`tür.

Osmanlı Devleti asla ve kesin olarak, Türk Devleti değildir.

Osmanlı bir hanedandır.

Kimin Türk olduğu ya da olmadığı, Osmanlının umurunda dahi değildir.

Osmanlı hanedanı, bütün topraklarını kaybettikten sonra, kimlik arayışına girdi.

Osmanlı Sarayında, konuşma ve yazı dili Türkçe`dir.

Çünkü, Osmanlı ailesi, göçebe, Yörük bir ailedir.

Başka dil bilmediği için, zorunlu olarak, Devlet`in resmi dili Türkçe olmuştur.

Hani o çok övündüğümüz Büyük Selçuklu Devleti`nin yazışma dili Farsça`dır.

Taa Karaman Bey`i Mehmed Bey`e kadar, sarayların konuşma dili Farsça`dır.

Alaadin Keykubat, Selahaddin Keyhusrev, breh breh, bunları da atalarımızdan sayıyoruz.

Sözde en büyük Türk düşünürü Mevlana Celaleddin`in eserleri Farsça.

Anadolu`nun göbeğinde üstelik.

Sözün özü şudur; bizim müşterek kimliğimiz, o çok aşağıladığımız İslam`dır.

İkinci en önemli kimliğimiz, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığıdır.

Bu toprakları asıl bize vatan yapan, minarelerinde günde beş vakit okunan ezandır.

Başka bir kimliğe hiç ihtiyacımız yoktur.

Bize etnik kimlik dayatması, biraz uydurma, birazda iğretidir.

Prof. Dr. Faruk Sümer`in Anadolu`da Türkmenler-Oğuzlar adlı kitabı var.

Bulun ve mutlaka okuyun.

Orta Asya`dan Anadolu`ya göç eden Oğuz Türklerini boy boy, yerleşim adları ile yazıyor.

Bu konuda yazılmış en ciddi eserdir.

Başka kitaplarda varda, onlar etnisite üzerine değil.

Kimi Medeniyet-Uygarlık üzerine kimi devlet kurumu üzerine yazılmışlar.

Eğer bir etnik kimlik, tek tek sayılabiliyorsa, o kimlik o coğrafya`da çoğunluk değildir.

Türkler, savaşçı bir halk olduğu için, savaşmışlar, toprak elde etmişler.

Hepsi bu.

Koca Trakya`da kim Türk biliyormusunuz?

Tekirdağ`da bir miktar Karayivli-Karaevli Türkmenler.

Bir miktar Romanya tarafından göç eden Tatarlar.

Bir miktar`da Bulgaristan`dan göç eden muhacırlar.

Hepsi bu.

Kalanı Türk değildir.

Trak ve çingenedir.

Bu konuda yazmaya devam,

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.