Haberin yayım tarihi
2016-10-28
Haberin bulunduğu kategoriler

ORTA DOĞU'DA NELER OLUYOR?

İzzet Dönmez Yazdı.

Orta Doğu, 1. Dünya Savaşından beri en yakıcı, en zor günlerini yaşıyor.

Herşeyi ile bir Orta Doğu ülkesi olan Türkiyemiz’de bu durumdan nasibini alıyor.

1. Dünya Savaşı`nın bir tek çıkış sebebi vardı.

Orta Doğu`daki Osmanlı topraklarını üleşmek.

Savaşan taraflardan, Osmanlı`nın düşmanı gözüken İngiltere, Fransa ve Rusya`nın da hedefi, adeta bir petrol denizi olan Orta Doğu`daki Osmanlı topraklarını üleşmekti.

Dostu ve müttefiki gözüken Almanya`nın da hedefi aynısı idi.

Bunda hiçbir kuşku yoktur.

Almanların hicaz demiryolu projesi bile bu amaca matuftur.

Yani kahpelik ve alçaklıkta Almanların İngilizlerden bir adım geri durur hali yoktur.

Almanlar, Osmanlı ile müttefik gözüküp, petrole ulaşmayı planlıyordu.

Diğer ülkeler ise savaşarak, Osmanlıyı askeri bakımdan çökerterek hedefe ulaşmayı amaçlıyordu.

Her iki blok`un da amaç ve hedefi buydu.

Sonuçta İngiltere hedefine ulaştı.

Eline pergeli, gönyeyi, iletkiyi aldı, kendi çıkarına göre Orta Doğu`nun haritasını çizdi.

Türk`e de çorak Anadolu yaylasını bıraktı.

Şimdi biz oturduk, Lozan zafer mi, hezimet mi? tartışması yapıyoruz.

İngiliz, senin donuna kadar almış.

6 milyon kilometre kare toprağın inmiş 780 bin kilometre kareye.

Buna övünelim mi, yerinelim mi?

Şimdi bunun tartışmasını yapıyoruz.

Haa, hemen şunu peşinen söyleyeyim.

Lozan`ı imzalayanların, daha sonra Cumhuriyeti kuranların bu işte herhangi bir dahli yoktur.

Lozan`da kaybedilen toprak sadece Kerkük ve Musul değildir.

Kaybedilen 5 milyon kilometrekare topraktır.

Sosyal medya`da bir Sevr haritası yayınlanıyor.

O harita tümüyle yalan ve sahtekarlıktır.

Tam bir illüzyon ve tam bir göz boyamacadır.

1. Dünya Savaşına girerken, mülkiyeti sana ait olan tam 6 milyon kilometre kare toprağın vardı.

Nereye gitti bu yerler?

Kaybettiğimiz toprak parçası sadece Kerkük ve Musul mu?

Yapmayın yahu.

Efendim; son Osmanlı Meclis-i Mebusan`ı bir karar almışta.

Misak-ı Milli diye bir laf etmişte,

Efendim; oraları, buraları alsanız da,

Vallada, billada buraları vermeyik demişlerde,

Buna rağmen İngilizler orayı almışlarda.

Hayıflandığımız şeye bak.

Bu neye benziyor biliyor musunuz?

Size, babanızdan kalma yüzlerce dönüm arazi miras kalıyor.

Birde babanızdan kalan evinizin olduğu yer var.

Adamlar bütün arazilerinizi, çiftliklerinizi elinizden alıyor.

Sadece evinizin olduğu yer kalıyor.

Düşman, evinizin olduğu yere de göz dikiyor.

Bahçede ahır var, samanlık var, mısır ambarı var.

Düşman, oturduğunuz evi size bırakıyor, ahır ve samanlığı da alıyor.

Siz ona hayıflanıyorsunuz.

Hani ne oldu diğer çiftlik ve araziler?

Bizim durumumuz aynen bu.

Yine tekrar ediyorum, bu işin sorumlusu, Lozan`da imza atan garibim İsmet Paşa değildir.

Lozan bir seramonidir.

Usulen yapılan bir toplantıdır.

Lozan`a bizzat Mustafa Kemal gitse, asla değişen bir şey olmazdı.

Bağırır, çağırır, kös kös geri dönerdi.

Yani Lozan`ı imzalattıranında, imzalayanında bunda bir sorumluluğu yoktur.

Hamaset yapanlara acı acı gülüyorum.

Çoğu zamanda öfkeleniyorum.

Kurtuluş Savaşı arifesinde bu ülkenin bir halini düşünün.

Toprakları işgale uğramış.

Ordusu terhis edilmiş.

Silah ve mühimmatlarına elkonulmuş.

Başkenti dahi işgale uğramış.

Kurtuluş Savaşı`nın finansmanı hangi parayla yapıldı?

Hint Müslümanları para gönderdi, Rusya silah gönderdi.

Savaşı yapan askerinin ayağına değil potin giydirmek, çarık dahi giydirecek paran yoktu.

Ordunu bir taraftan diğer tarafa nakledecek vasıtan yoktu.

Lozan`da masaya bu şartlarda oturdun, sana ne dikte edildiyse, kabul ettin.

Kabul etmeyip, ne yapacaktın?

Sen, Yunan`ı toplama bir orduyla yendin beyim.

Daha savaş başlamadan, topladığın eratın yarısı firar etti beyim.

1920`den 1939`a kadar bu ülke iç ayaklanmalarla boğuştu.

Ülkenin dört bir tarafında hain ve kahpe kaynıyordu.

Ahkam keserken, sakın bunları unutmayalım.

1923`te masadan kalkarken, 5 milyon kilometre kare toprak kaybettik.

Zamanın Amerikası, elimizde kalan toprağa bile itiraz etti.

Bu kadarının bile bölünmesini istedi.

Zamanın Amerika Başkanı Wilson denilen deyyusu ekber, doğu`da bir Ermenistan, Güney Doğu`da da bir Kürdistan kurulması için bastırdı.

İngiliz, kendi siyasi çıkarına uymayınca, kabul etmedi.

Amerika, bunun üzerine masadan kalktı, gitti.

Bugün Amerika`nın önümüze koyup, dayattığı hesap, o hesaptır.

Amerika, 1. ve 2. Körfez harekatını yaparken, hesabında Türkiye vardı.

Amerika, Irak`ı işgal ederken bize sormadı.

Amerika, Suriye`de oyun oynarkende sana sormuyor.

Hatırlayın; Türkiye Hükümeti ile Beşar Esad`lı Suriye Hükümetinin ilişkileri fevkalade iyi idi.

Bu durum Amerika`nın canını sıktı.

Amerika Hükümeti, alenen Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini tehdit etti.

Amerika, açıkça bize şunu dedi.

"Suriye rejimi devrilecek, dost olursan, bu yıkıntının altında sende kalırsın".

Açıkça ve alenen yapılan tehdit budur.

Türkiye Hükümeti, bu açık tehdit üzerine, çaresiz geri adım attı.

Suriye`de olan budur.

Kurt, kuzuyu yemeyi kafaya koymuş bir kere.

Bu coğrafya`da haritayı değiştirmeyi koymuş kafaya.

Nasıl ki; bir zamanlar, devletin başında Mustafa Kemal olmasına rağmen, Kerkük, Musul ve Halep`i kuzu kuzu verdiysek, şimdi de Orta Doğu`daki emperyal arzuların önüne geçemiyoruz.

Dün, Rus`u, İngiliz`i, Fransız`ı, Yonan`ı, dört bir koldan sarmışsa bizi, şimdi yine dört bir koldan sarılı vaziyetteyiz.

Şimdi savaşlar şekil değiştirdi.

Şimdi emperyal ordular gelip de seninle cephe savaşı yapmıyor.

İnsanının canı kıymetli.

Bölgede paralı köpekler buluyor.

Onunla saldırıyor.

DHKP, IŞİD, PKK, PYD, FETÖ.

Daha nice hainler güruhu, Amerika`nın ve diğer emperyal güçlerin paralı taşeronlarıdır.

Senin ciğerine hançeri bu paralı köpekler vurmaktadır.

Hepsinin ardında aynı el vardır.

Allah`a iman ettiğin gibi inan ki; gerçek budur.

Mustafa Kemal ve ordusunun karşısındakiler ile şimdiki hükümetin karşısındakiler birebir bir aynısıdır.

Sadece şekil değişmiştir.

Hani biz burada birbirimizin boğazına sarılıyoruz ya, düşman, karşıya geçmiş, kıs kıs gülüyor.

Ve şöyle diyor "Bu yaratıklar, ne zavallı yaratıklar, herşeyi alenen yapıyoruz, hala farkında değiller".

Düşmanın dediği aynen budur.

Emperyalizm, artık bize yüzüyle gülmekten vazgeçti.

Şimdi kıçıyla gülmeye başladı.

Acı gerçekte budur.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.