İzzet Dönmez

BİLAL ERDOĞAN MESELESİ.

Muhterem kardeşim, beni iyi dinle!

Çocuk filanda değilsin, bayağı evli, barklı bir adamsın, ancak hakkında yığınla iddia var.

Bunların çoğunun siyasetin gereği karalama ve yıpratma amaçlı olduğu tabiidir.

Kendisi her türlü boku yediği halde, başkalarına çamur atmayı marifet sayanlar var.

400 milyona 10 tane gemi aldığın söyleniyor.

Bu iddialar doğru mu?

10 tane gemi aldığın doğru mu?

Eğer doğru ise, bunları hangi sermaye ile aldın?

Ortakların var mı?

Varsa kimler?

Dut yemiş bülbül gibi susman sana ve babana bir şey kazandırmaz.

Ya hiç ticarete girme, girdi isen açık ve şeffaf olmaya mecbursun.

Şunu demeye asla hakkın yoktur:’’Ben işimi doğru yapıyorum, kimseye hesap vermek zorunda değilim, polemiğe girersem ortalık daha da karışır’’.

Hayır, böyle düşünme.

İşini doğru yaptığına eminsen, çık meydana, masaya yumruğunu vur, kendini savun.

Bu siyasi harekete gönül vermiş insanları zor durumda bırakma.

Bak sana bir örnek vereyim.

Eski Başbakan Mesut Yılmaz`ın Turgut Yılmaz adında bir kardeşi var.

Onun da hakkında benzer iddialar vardı.

Bir akşam bir televizyon kanalına çıktı ve kendini bir savundu.

60 yaşını geçtim, bir siyasetçi yakınının kendini böyle savunduğunu ömrüm billah ne gördüm, ne duydum. Kendisi hakkında iddiada bulunan deyyus takımını yamyassı etti.

Turgut Yılmaz kısaca şöyle dedi:’’Benim ağabeyim Başbakan, bende işadamıyım. Sıradan bir iş adamı da değilim. Türkiye`nin en büyük deri ihracatçılarından biriyim. Devletle tek kuruşluk işim yok. Değil ağabeyime zarar verecek kanunsuz bir iş. Siyasi etik açısından tartışmalı bir işimi belgeleyin, Taksim meydanında kafama sıkarım. Hodri meydan"

Turgut Yılmaz olayı bir daha gündeme gelmeyecek şekilde düştü, bir daha Turgut Yılmaz adı gündeme gelmedi.

Kendine güvenen insan ister siyasetçi olsun ister siyasetçi yakını olsun, hakkında bir itham, bir iddia ortaya çıkarsa, illa mahkemeye gitmeye gerek yok.

Çık milletin huzuruna, iki laf söyle.

Sadece iki laf.

Millet onu anlar.

Millet ona hükmünü verir.

Milletin mahkemesi adli mahkemelerden daha adil ve vicdanlı yargılama yapar.

Bu yargılama doğrudan yargılamadır Abdestinden şüphesi olmayanın namazından da şüphesi olmaz.

Ben siyasetçi değilim amma, ola ki olsaydım, hakkımda da vicdansız bazı ithamlar olsaydı, öyle bir kükrerdim ki, ddiayı ortaya atanların ödleri b..larına karışırdı.

Dünya ya gözümü açtığım ilk günden bu yana ne Allaha, ne de bir kula veremeyeceğim hiç bir hesabım olmadı.

Kendine güvenen adam çıkar meydana, gümbür gümbür kendini savunur.

Bilal Erdoğan.

Çık meydana.

Doğru işler yaptığına inanıyorsan, savun kendini.

Dünyevi mahkemeleri de bekleme.

Millet seni eşsiz sağduyusu ile anlayacaktır.

Sana bu açık mektubu 920 bin nüfusu olan Sakarya`da cesaret edip yazacak benden başka birisinin de olduğunu sanmıyorum.

Öyle bir yiğit çıkmaz buralardan.

Çünkü herkesin bir hesabı vardır buralarda.

Ben dünyevi hesapları tükettim Bilal kardeşim.

Kimseyle bir göbek bağım yok, hiç bir gelecek hesabımda yok.

Garip olan şu.

Sanal ortamda senin hakkında çamurlu, pislikli iddialar düzenlerin tamamını çok iyi tanıyorum.

Bir çoğu b..un-pisliğin içinde.

Bir çoğu da, eline fırsat düştüğünde analarını bile satacak tipler.

Ama onlar sorumluluk mevkiinde değiller.

Hesap sorulacak olan sensin.

Hesap verecek olanda sensin.

LÜTFEN VER BU HESABI BİLAL BEY KARDEŞİM.

************************************************************

TARİHTEN BİR YAPRAK:

Eski Fransız Sosyalist Partili Başbakan Pierre Beregoroy , 1993 seçimlerini Cumhuriyetçi Partiye karşı kaybetti.

Cumhuriyetçi Parti bütün seçim kampanyasını şu iddia üzerine kurdu: Beregoroy 100 metrekarelik bir konut için sosyal fondan konut kredisi kullanmıştı.

Bu krediyi yoksullar kullanıyordu.

Pierre Borogoroy`da bu krediden kullanmıştı.

Krediyi faizi ile birlişkte son kuruşuna kadarda geri ödemişti.

Hukuken hiç bir suç yok.

Sadece siyasi etik açısından sorgulandı.

Başbakan Pierre Beregoroy bir mektup yazdı " Benki Nazi işgaline karşı savaşmış biriyim.

Fransız Sosyalist partisine yaptığım etik dışı bir davranış seçim kaybetmesine neden oldu?

Başbakan Pierre Beregoroy:‘’Bu can bu bedene fazla’’ dedi.

1 Mayıs 1993`te kafasına bir kurşun sıkarak hayata veda etti.

Siyaset yapanın kendisi ve yakın akrabalarının evi camdan olmak zorundadır.

Milletin emaneten verdiği trilyonları sarfedenlerin adı üstünde devenin burnunun ucundaki toz misali bir akçeli şüphe olmamalıdır.

Hesabını veremeyecek olanların siyasette yeri yoktur.

Kimse kusura bakmasın.