Haberin yayım tarihi
2015-08-08
Haberin bulunduğu kategoriler

8 AĞUSTOS 1961, SENİ HİÇ UNUTMAYACAĞIM.

Emirdağ´da, dere kenarında, bahçeli bir evimiz vardı.

Babam fırıncılıkla uğraşırdı.

Dört kardeştik.

İki büyük ablam, benden küçük bir erkek kardeşim vardı.

Annemin hastalığı dışında, mutlu bir aileydik.

Annem kalp hastasıydı. Daha 35 yaşındaydı.

Babam İngiltere’den ‘’İrgapirin’’ diye bir hap getirttirirdi.

Zavallı annem, o hapla ölesiye yaşayacağını sanırdı.

8 ağustos sabahı erkenden kalktım, bahçemizdeki tavşan yavruları ile oynamaya başladım.

Yaz günü olduğu için annemgil içerde, biz dışarda yer yatağında yatıyorduk.

O gün annem merdivenlerden elinde abdest ibriği(ırbık) ile indi.

Bende elimdeki tavşan yavrusunu götürüp anneme sevdirdim.

Annem beni ve tavşan yavrusunu sevdi, okşadı.

Annem sonra abdest almaya durdu. Ben tavşanlarla ilgilenmeye koyuldum.

Az sonra arkamda abdest ibriğinin annemin elinden düştüğünü hissettim.

Birden döndüm annem düşmüştü, bana doru bakıyordu.

8 yaşındaydım, hemen koştum, annemin başını küçücük kollarımın arasına aldım.

Defalarca ana ana diye bağırdım.

Annem ‘’anne’’ dememizi istemezdi, özden, gönülden olmuyor diye ‘’Ana deyin’’ derdi.

Annem çağla yeşili gözleri ile bana son kez baktı.

Burnundan iki damla kan geliverdi.

Annem hakka yürüyüşü ile ölümü çok küçük yaşta tanımıştım.

Annem küçücük kollarımda can vermişti.

Siz olsanız 8 ağustos 1961 unutur musunuz?

Fakı Edeer/Belçika

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.