Haberin yayım tarihi
2010-07-15
Haberin bulunduğu kategoriler

ABD Kafkasya'da Ermenistan'dan Yana..

Minsk Grubu içinde de yer alması bakımından Yukarı Karabağ sorununun çözümü konusunda tarafsız bir politika izlemesi beklenen ABD, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'a yaptığı ziyaret sırasında, bu tarafsızlığından ne kadar uzak olduğunu bir kez daha gösterdi.

Gürcistan'daki temasları sırasında Abhaz ve Osetlerin Gürcistan'dan Moskova destekli bağımsızlık mücadelesine karşı çıkan ve Rusya'yı Abhazya ve Osetya'da işgalci olarak nitelendiren Clinton, konu Yukarı Karabağ'a geldiğinde, tamamen Ermenistan yanlısı açıklamalarda bulunarak, tarafsızlığının kriterlerini ortaya koydu. 

Kafkasya'daki sorunların çözümüne yönelik temaslarda bulunmak üzere bölgeye gelen ABD Dışişleri Bakanının bu ziyareti ve temasları, bölgedeki barış beklentilerine dair hayal kırıklığı yarattı.

Bu konuda ziyaretin ilk durağından yani Azerbaycan'dan başlayalım. Clinton'un Bakü ziyareti ile iki ülke arasındaki pürüzlerin giderileceği düşünülüyordu. Zira daha önce ABD Dışişleri Bakanlığı Avrasya Sorumlusu Richard Morningstar, ardından da Savunma Bakanı Robert Gates Bakü'yü ziyaret ederek görüş alışverişinde bulunmuşlardı. Bu yüzden kamuoyunda Clinton'un ziyaretiyle iki ülke arasındaki diyalogların pekiştirileceği beklentisi hakimdi. Ancak Clinton'un Bakü'deki görüşmelerinde Azerbaycan'dan sadece enerji ve güvenlik alanında ilişkilerin geliştirilmesi ve Azerbaycan hava sahası üzerinden Afganistan'a yardım taşınmasında herhangi bir engelin çıkmamasına yönelik istekler, sadece Bakü'yü değil Türkiye'yi de hayal kırıklığına uğrattı.

Oysaki Bakü ve Ankara'nın asıl beklentisi, her zaman olduğu gibi Yukarı Karabağ idi. Ancak Clinton, bu konuda ne Bakü'ye ne de Ankara'ya ışık yakmadı, aksine Erivan'a destek verdi. Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ile Başbakan Vladimir Putin'in görüşlerinin aynısını aktaran Clinton'ın "Yukarı Karabağ sorununun kısa sürede çözümünden yanayız" açıklaması, "taraflar kendileri anlaşmalıdır" sözleri dikkate alındığından herhangi bir anlam ifade etmiyor. 

Bakü'nün ardından Erivan'a geçen Hillary Clinton, burada yaptığı açıklamalarda Azeri siyasi çevreler ile kamuoyunu tamamen şoka soktu. Clinton'ın, Erivan'da, Yukarı Karabağ sorununu es geçerek Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişkilerin şartsız kurulması gerektiğini açıklaması, buna ilaveten ilişkilerin kurulmasına yönelik Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın çabalarından (!) övgüyle söz etmesi, protokol sürecini donduran taraf Erivan olduğu halde "artık top Türkiye'de" ifadesini kullanması ve Ermenistan'daki soykırım müzesini ziyareti tepkiyle karşılandı.

ABD'nin Kafkasya'da ortaya koyduğu çifte standart Clinton'ın, gezisinin üçüncü durağı olan Gürcistan'da da net olarak kendini gösterdi. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü konusunda tek kelime etmeyen, Ermeni işgali altındaki Yukarı Karabağ'ı görmezden gelen Bayan Clinton, Tiflis'te, Abhazya ve Osteya'nın bağımsızlık çabalarına destek vermediğini, bu çabalarda Rusya'nın parmağı olduğunu ima ederek, "Biz Gürcistan'ın işgalini asla kabul etmiyoruz. Gürcistan'ın toprak bütünlüğü bizim için önemli" ifadelerini kullandı.

ABD her zaman Yukarı Karabağ'a Erivan'ın gözüyle bakarken, Abhazya ve Osetya'yı da Tiflis'in gözüyle görüyor. Abhazya ve Osetya için Moskova'yı eleştiren Clinton, Yukarı Karabağ'ı işgal altında tutan Erivan'a övgüler yağdırıyor. Bunu "çifte standart"tan başka bir ifade ile açıklamak mümkün mü?
        
Sonuç itibariyle Clinton'ın gezisi -beklenenin aksine-, hariçten gazel okuyan ABD'nin, bölgenin gerçeklerinden uzak olduğu ve reel bir Kafkasya politikasının bulunmadığı şeklindeki değerlendirmelerin ötesine geçemedi.
 
Editor:Yücel Serhatlı
Editör Email:
bilgi@globalyorum.com   
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.