Haberin yayım tarihi
2008-04-03
Haberin bulunduğu kategoriler

Ahmet Arda:'Biz burada hizmet için varız'..

Antwerpen Başkonsolosu Sn. Ahmet Arda bey ile son  gelişen olaylar ve Avrupalı Türklerin genel durumu üzerine yaptığımız söyleşide faydalı bilgiler edindik.  Beklediğimizden daha sıcak ve samimi bir ortamda geçen röportajda Sn. konsolosumuz sorularımıza içtenlikle cevap vererek  hoş bir söyleşi çıkmasına vesile oldu.  Güler yüzlü ev sahipliğinden ve ikramlarından dolayı  teşekkür ediyoruz. Antwerpen başkonsolosluk binasında yaptığımız söyleşiyi sunuyoruz.


Antwerpen başkonsolosu Ahmet Arda: "Biz burada hizmet için varız, her faydalı olana destek veririz"



-Sayın Başkonsolosum sizi tanıyabilir miyiz?

-Ahmet ARDA, İstanbul doğumlu, Eylül sonu Belçika ya geldim, Önceki görev yerim Rodos.
 
-Avrupa da yasayan vatandaşlarımız sosyal ve kültürel olarak kendilerini derneklerde ifade etmeye çalışıyorlar,  derneklerle çalışmalarınız nasıl?

-Özel bir çalışmamız yok, ama bizden yardım istenirse  elimizden gelen yardımı yaparız , bizim işimiz buradaki insanımıza hizmet etmek.
 
-Dernekler sizi çalışmalarına davet ediyor mu?

- Evet, Vaktim olursa,  davet edildiğim programlara katılıyorum.
 
-Katılmak için hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz?

-Faydalı işler yapan tüm derneklerin programına katılırım. Burada benim özel bir şartım var: Bu dernekler,Türk toplumunun ihtiyacını karşılayan bir dernek olmalı. Hizmet eden, ihtiyaç karşılayan , şiddete karışmamış, kendisine suç addedilmemiş dernek veya kuruluş olmalı.  İnsanımızın yaptığı güzel işlere destek veririm.
 
-Derneklerimiz yıllık çalışmalarıyla ilgili olarak, büyükelçiliğimizi veya konsolosluğumuzu bilgilendiriyorlar mi?  Bu gerekli mi?

-Burada faaliyet gösteren dernekler ilk önce kendi üyelerine karşı sorumludurlar. Bunlar kendi üyelerine karşı hesap veriyor mu? İşte önemli olan bu. Yine tekrar ediyorum yararlı çalışmalara her türlü desteği veririm. Bizimle çalışmak isteyen vatandaşlarımıza  her zaman kapımız açık.
 
-Yanlış hatırlamıyorsam Milli günlerimizde Türk dernek temsilcilerine davetiyeler gönderiyorsunuz. Bu davetiyeler tüm derneklere gönderiliyor mu?

-Eylül sonu geldim, şimdilik hazır olan listeleri kullanıyorum. Hiç bir ayrım yapmadan herkesi davet ederim.  Devlet herkesin devleti, bayram herkesin bayramı. Cumhuriyet bayramı T.C. kuruluş bayramı. Niye davet etmeyelim ki?
 
-Davetinize katılacak olanlarda özel bir şart arıyor musunuz ?

-Ben, gelen misafirimin elini sıkar gözünün içine bakarım. Gelen misafirimin yüzünü görmek isterim.  Gelen misafir elimi havada bırakacaksa lütfen gelmesin.(gülüyor) 
  
-Şekle önem vermiyorsunuz?

-Evet,gelen misafirimin yüzünü görmek isterim.
 
-Belçika Türk toplumu,Türkleri ve yabancıları ilgilendiren olaylara karşı yeterli tepkiyi veriyor mu?

-Her toplumun siyasi tepki gösterme kültürü olmalı, bu kültür elçiliklere saldırı kültürü değil. Bu vandalizmdir (saldırganlık). Siyasi tepki kültürü; demokratik ortamda yetişen insanlarda olur.  Ne demek istedim?, Türkiye de örgütlenme özgürlüğü olmadığı zamanda buraya gelen insanlar nasıl siyasi tepki gösterebilirler?  Burada meydana gelen olaylar , şu aşamada insanımızı ikinci veya üçüncü derecede ilgilendiriyor.

Bu insanlardan yeterli tepkiyi bekleyemezsiniz.  Bu olaylar insanımızı damardan ilgilendirmediği ve birinci derecede meselesi olmadığı için pek ilgilendirmiyor.

Bizim insanımız boş zamanı olunca ve  işinden zamanı artınca ancak tepki gösteriyor. 1960'lı yıllarda tepki gösteren insanlar hapse atılıyordu, o yıllarda dernek kuramayan, sivil toplum örgütünde aktif olamayan insanlar buraya gelince nasıl tepki göstersin? Bu bir kültür işi. O yılarda ancak Kanarya Sevenler derneği kurulabiliyordu. T.C. hükümetleri yıllarca bu insanları MARK  olarak görmüştür.
 
-Yüz binden fazla Türk'ün yaşadığı bir ülkede, küçük bir toplum olan Ermeniler sözde soykırım anıtı dikmeyi nasıl başardılar?

-Ermeniler burada 1800'lerin başından beri yaşıyorlar. Bunlar yaşadıkları bu topluma entegre olmuşlardır. Ekonomide de söz sahibi olup, siyasi sisteme entegre olmuşlardır. Kendi içlerinde kurmuş oldukları sivil toplum örgütleri ile yüz yıllık amaçlarını gerçekleştirebiliyorlar.  Bu iş burada faaliyet gösteren Ermeni sivil toplum örgütlerinin başarısıdır.
 
-Türk sivil toplum örgütleri ne yapmalı?

-Bizim sivil toplum örgütleri bu işleri, boş vakit bulunca yapabiliyorlar. İnsanlar önce kendilerini düşünmek zorunda, ailesini, çocuğunu ve geleceğini garanti etmek zorunda, bunlar halledilince sıra bu işlere geliyor. Bir kaç nesil sonra daha etkili tepkiler geleceğini tahmin ediyorum, Şimdi burada yaşayan vatandaşlarımız tam olarak  yerleşik bir toplum olamadılar. Burada yaşıyorsan buralı gibi davranacaksın yaşadığın ülkeye entegre olmak zorundasın. Örneğin:  Belçika da Posof ta yaşar gibi yaşayamazsın. Buranın kuralına uymak zorundasın..  En iyi antrenman müsabakadır,  protesto yapmayı zamanla öğreneceğiz.
 
-Son yapılan protesto mitingine beklenenin çok altında bir katilim oldu, bunun sebebi ne olabilir?

-Bu konular vatandaşı birebir ilgilendirmediği için sessiz kalınıyor. Herkes ilk önce kendi şahsını düşünüyor, birebir ilgilendirmediği için. Bu olaylar vatandaşı direk ilgilendirse olaylara karşı duyarlılıkları daha farklı olur..
 
-Önce can,sonra canan meselesi mi yani..


-Evet, aynen öyle
 
-Haklı olduğumuz bu konuları tüm dünyaya duyurmak için  ne gibi lobi çalışmalarınız var?  Bu konuda yeterli destek buluyor musunuz ?

-Burada yaşayan her başarılı Türk bir lobidir. Lobi işi ha demekle olmuyor, Bu işin özü başarılı olmaktır.  Örneğin; Hadise (Belçika da Kültür Elçisi olarak ilan edilmişti) bir lobidir, Anderlecht'te oynayan Serhat Akın bir lobidir, Nihat İspanyada bir lobidir. Başarılı olan herkes lobidir. Onlar yaptıkları ile Türkiye yi tanıtıyorlar. Biz vatandaşlarımızdan sadece güler yüz bekliyoruz bu bize yeter.

-Ya başarısız olanlar veya kotu imaj veren Türkler?

-İste onlar Türkiye ye ve buradaki Türklere zarar verenlerdir.

-Vatandaşlardan hiç tebrik mektubu veya e-mail aldınız mı?

- Hayır, bize güler yüz göstersinler yeter.

-Belçika Türk toplumu daha başarılı olmak için ne yapabilir?

Belçikalı Türkler genelde başarılı. Daha da başarılı olmalılar, başardık diye tembelliğe kapılmamalı, yaşadığı ülkenin dilini öğrenmeli, bulunduğu ülkenin vatandaşlığına geçmeli, vatandaşımız eğitimini tam yapmalı ve iyi bir iş bulup mutlaka çalışmalı.
 
-Son zamanlarda, gün geçmiyor ki Türk ve İslam aleyhtarlığı yapılıyor, bu konuda Belçika Türk toplumu nasıl tavır almalı?
 
-Provokasyona gelmemek gerekli, provokasyona gelen, tahrike kapılan insan haklı davasını kaybeder. Brüksel de konsolosluklara saldırmakla  başarı olmaz, sadece imaj kaybı olur. Genelde Türk toplumu uyum sorununu aşmıştır. Irkçı söylemleri devamlı dile getirenlerin amacı, uyumun olmadığını ispat etmektir. Buna yabancılar fırsat vermemeli, bulundukları ülkelere uyum sağladıklarını göstermelidirler.
 
-Bu konularda sizden destek isteniyor mu?  

-Evet, Buraya geleli bir kez destek istendi, bizde gereken desteği verdik. 

-Irkçılık ve yabancı düşmanlığı hızla yükselmekte.  Hollanda ve Belçika da ki  kışkırtıcı açıklamalar, karikatür krizi. Bütün bunlar  Türk toplumunu ve burada yaşayan yabancı azınlığı tedirgin ediyor. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?

-Bu karikatür krizi esnasında gösterilen yanlış tepkiler, bence İslam dinine en büyük kötülüğü yapmıştır. Adamlar hedeflerine ulaşmış oldular. Adamların hedefi Müslümanları daha kötü göstermekti bunda da başarılı oldular. Dünyadan geçen şiddet görüntüleri ile Müslümanlar vahşidir mesajı vermiş oldular.  Bence bu oyuna ve provokasyona gelinmemeliydi..

-Avrupa'daki Türk medyası sizce yeterli mi?

-Eğri oturup doğru konuşmalı. Medya, kendini değerlendirip konuşmalı. Türk toplumu gündemi buradan takip ediyor. Yaşadıkları ülkenin gündemi dışında başka gündemleri oluyor. Buda ikinci bir magazin demek .Belçikalı Türklerin magazini.  Buradaki insanın gündemi Türkiye olunca , burada oluşan gündeme yabancı kalıyor ve ayak uyduramıyor.  Örneğin: Türk genci okulda  Fenerbahçe'den , Belçikalı arkadaşı da Anderlech'ten bahsediyor. Bu durum uyumu geciktiriyor. Uyum gecikince de yabancılaşılıyor.  Türk basınının  Avrupa performansını pek başarılı bulamıyorum. Avrupa Türk medyası daha çok yerel gündemi vermeli, bu işi yaparken olayları yerel gözle değerlendirmeli. İşte o zaman topluma katkısı olur.
 
-Konsoloslukta işi olan vatandaşlarımız, işlerin yavaş yapılmasından ve memur davranışlarından rahatsız olduklarını söylüyorlar! Bu konuda yazılı şikayet alıyor musunuz?  

-Evet, Yazılı bir şikayet aldık. O da Türkiye'den. Gereken cevabı verdik. Buradan bize gelen şikayet olmadı. 
 
Konsolosluk personeli hakkında bazı şikayetler var.

Burada çalışan personelin sayısı belirli ve bu personelin belirli bir iş çıkartma kapasitesi var. Bunun üzerine çıkması zor. Örneğin; son müracaat gününe bir iki gün kala yüzlerce insan askerlik işlemlerine müracaat ediyor, bu da işlerin yavaşlamasına sebep oluyor. Yaz tatili öncesi yine yüzlerce insan aynı anda işlem için müracaat ediyor. Bu da  işleri geciktiriyor. Bizim işlem yapabilmemiz için bir listemiz var, bu liste tamam olsa bile, işlemlerin  tamamlanması yine zaman alıyor. Vatandaşlarımız işlerini son güne bırakmasınlar.  Bizim amacımız daha iyi hizmet vermek. Bir takım önlemler alınıyor. ( Numara sistemi, fotoğraf makinesi ) Havalandırma sistemini yeniliyoruz, çalışanlarımızı eğitiyoruz.  Memurlar hakkında şikayet olursa gerekli uyarılar yapılarak kulakları çekiliyor (gülerek ). Buraya hizmet talep için gelenlerin özellikle nezaket kuralları içinde davranmalarını rica ediyorum.
 
Haftada iki gün "Ücretsiz Hukuk müşaviri"


 
Vatandaşlarımız e-konsolosluk hizmetinden ne kadar yararlanıyorlar?  E-konsolosluk hizmeti işlemlerin hızlanmasında  ne gibi kolaylıklar sağladı.

-E-konsolosluk hizmetinden yararlanmak için üye olmak lazım. Bu işlem için de belge vermeniz gerekiyor, maalesef vatandaşlarımız belgeleri vermek istemiyor.  Bir çok işlem imza ve mühür gerektirdiği için e-konsolosluk hizmeti az kullanılıyor.  Konsolosluk hizmeti alanların yüzde bir'i e-konsolosluktan yararlanırsa bu çok büyük başarıdır.  Hizmetlerin her gün bir yenisini üzerine koyuyoruz.  Hukuk müşavirimiz var, haftada iki gün Pazartesi ve Perşembe öğleden sonra ücretsiz danışabilirler.
 
Bize ulaşmak isteyen vatandaşlarımız; isimlerini,adreslerini ve telefon numaralarını yazarak hizmet talebinde bulunurlarsa, elimizden gelen yardımı yapmaya hazırız. İsimsiz ve adressiz talepleri dikkate alamıyoruz. 
  
-Avrupalı gençler üniversite  ve yüksek okula devam ederken, Türk gençleri yok denecek kadar az, bunun değişmesi için neler yapılabilir?

Bizim şahsi olarak yapabileceğimiz bir şey yok, burada görev velilere düşüyor, veliler bulundukları ülkenin imkanlarını iyi değerlendirmelidir. Toplum önderleri de gençlere yön verebilir.Eğitim imkanları kesinlikle iyi değerlendirilmeli.
 
-Hangi takımı tutuyorsunuz? 

-(Gülerek Milli Takım diyor ) derneklere maç izlemeye gidiyorum, beni tanıyanlar hangi takımı tuttuğumu bilirler. Burada açıklayamam.
 
-Fenerbahçe turları geçip final oynar mı?

-İnşallah devam eder, işi gerçekten zor gibi. Amerikan basketi ile Avrupa basketi arasında fark olduğu gibi, İngiliz futbolu ile Türk futbolu arasında da öyle fark var. Avrupa ve İngiliz futbolu daha hızlı.  İnşallah geçer, Fenerbahçe bir devrim yaptı. Bu küçümsenemez.
 
-Son olarak ne söylemek istersiniz?.

-Vatandaşlarımız Belçika da yaşadıklarını unutmamalı ve Belçikalılarla ortak iş yapmalılar, buralı olduklarını, burada kaldıklarını kabul etmeliler. Entegrasyona direnmemeliler diyorum.
 
Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.

Şeref Kılıç/Antwerpen

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.