Haberin yayım tarihi
2010-05-01
Haberin bulunduğu kategoriler

AYDA PETROL FİLAN YOK !!!

Önce özür dilediler, sonra 24 Nisan'da İstanbul'un göbeğinde anma töreni tertiplediler. Bir sonraki adım ise, kuvvetle muhtemel, seneye Erivan'a gidip "o anıta" çelenk koymak olacak.
Her yıl 24 Nisan'da, Erivan'daki "soykırım" anıtında anma töreni düzenlenir. Bu törenlerde Türkiye düşmanlığı doruğa ulaşır ve hatta Türkiye bayrağı yere serilerek katılımcılar tarafından çiğnenir ya da yakılır. Bu sene de beklediğimiz gibi oldu, 23 Nisan akşamı Erivan'da Türk bayrağı yakıldı.

Erivan'da 'fiilen' yakılan bayrağı, Taksim'de de "aydın"larımız, insaniyet kisvesi altında yaptıkları eylemle 'fikren' yaktılar aslında. Taksimdeki katılımcıların çoğu samimiydi düşüncelerinde, gerçekten insaniyet namınaydı yaptıkları eylem. Ancak daha büyük bir planın, Türk halkına 1915 için Ermenilerin kullanmayı tercih ettiği "o kelimeyi" söyletme planının, piyonları olduklarının farkında değildi çoğu. "Aman canım ne olur o kelimeyi kullansak" şeklinde bir naiflik sergiliyorlardı. Türk bayrağını fikren yakanlar da zaten bu kesim değil. Türk bayrağını fikren yakanlar, 1915 olayları için neden o kelimenin kullanılamayacağını çok iyi bilmelerine rağmen kullanmayı tercih eden, geçen seneki ve bu seneki kampanyayı organize eden "aydınlardı". 
 
Tutup da, ASALA'nın öldürdüğü diplomatlarımızı, ya da Anadolu'da Ermenilerin öldürdüğü Müslüman ahaliyi niye anmıyorsunuz şeklinde tepkisel bir yaklaşım sergilemeye gerek yok. Çünkü gerçek bir adalet arayışının peşinde değiller, en azından. Çünkü Taksim'e katılanlar arasında "umarız bir gün burada, öldürülen Müslüman ahaliyi de hep birlikte anarız" şeklinde gerçekten insani duygularla hareket edenlere haksızlık etmemek lazım.

Endişelenmemiz gereken esas konu Ermeni lobisinin Türkiye'de ne kadar etkin bir konuma geldiğidir. Bilgi Üniversitesi'nde 2005 yılında yapılan konferans, geçen sene düzenlenen "özür diliyoruz kampanyası" ve bu sene Taksim'deki anma töreni (özellikle 24 Nisan tarihinin seçilmesi de manidardır), zaman zaman bir kısım medyanın da desteğiyle birlikte organize bir propaganda çalışmasına işaret ediyor. 

Herhangi bir görüşü dış baskılarla kabul ettirtmek mantıklı değil, zira dış merkezli dayatmalar genelde Türkiye'de ters tepki yaratır. Bu yüzden en akılcı yöntem bu konudaki baskının içeriden gelmesini sağlamaktır. Amaç, Türk toplumunu "o kelimeyi" kabul edecek şekilde hazırlamak, "o kelimenin" telaffuz edilmesini devletinden talep edecek konuma getirmektir. Yani kısacası amaç; Türk toplumunu ajite etmek, sonrasında da "ne olur kabul etsek" konumuna getirmektir. Bugün "büyük acı" dedirtmek, yarın ise……. anladınız siz onu.
        
Propagandayı anlatmak için kullanılan meşhur bir örnek vardır, "Ayda petrol var mı?". Bu örnek, hedef kitleyi ayda petrol olduğu propagandasına nasıl inandıracağınızı anlatmaktadır. Örneğe göre; birkaç "uzman"a aydaki doğal kaynakların dünyada çekilen doğal kaynak sıkıntısına çare olabileceği yönünde makaleler yazdırılır. Konu, gazete haberleri ve TV programlarıyla da halka ulaşır. Bir sonraki aşamada ayda bulunan doğal kaynaklar üzerine sempozyumlar, paneller ve konferanslar düzenletilerek ayda gerçekten de doğal kaynaklar olabileceği fikri hedef toplumun belleğine işlenir.
        
İkinci aşamada gelişen sanayileşme sonucu dünya kaynaklarının tükenmeye yakın olduğu, özellikle de petrol sıkıntısı yaşandığı işlenmeye başlanır. Makaleler, televizyon programları, röportajları petrol sıkıntısını işlemeye başlar, aydaki doğal kaynakların çare olabileceği fikirleri ortaya atılmaya, ayda petrol olduğu işlenmeye başlar. Her ne kadar, mantık, ayda petrol olamayacağını dikte etse de, bu görüşü dile getirmeye çalışanlar, medya araçlarının da desteğiyle, çağdışı, ilerleme karşıtı, bağnaz insanlar olarak karalanır ve de susturulur.
        
Medya, uzmanların ayda petrol kalıntısı olarak değerlendirdiği yüzey taramalarını sık sık ekranlara taşıyarak ayda petrol olduğu görüşünü kuvvetlendirir. Bu sırada "ayda petrol var" diyen uzmanlar grubu birbirlerini referans göstererek ayda petrol olduğu gerçeğini kanıtlayan yayınlar yapar. Aydaki petrolden faydalanılması durumunda nasıl bir refaha kavuşulacağı işlenir ekonomi programlarında.

Son aşamada ise ayda petrol olduğu propagandasına inanan halk, aydaki petrolün kullanmasını talep eder.

Bu örnekle bugün Türkiye'de yaşananlar arasında çok büyük benzerlikler var… O yüzden baştan belirtmekte fayda var, AYDA PETROL FİLAN YOK!!!

Haluk Mergen
hmergen@globalyorum.com  

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.