Haberin yayım tarihi
2009-08-12
Haberin bulunduğu kategoriler

Aydınlığın katilleri

Üzeyir Lokman ÇAYCI 
 
(Müzik, ardından ezan sesleri duyulur...  Dua eden insanlar arasından hızla  gelip geçen polisler görülür...  Gürültüler, feryatlar arasında gazete satan bir çocuğun sesi yankılanır : «1'inci Sınıf Emniyet Müdürü önce küçük oğlunu, sonra eşini, ardından büyük oğlunu vurdu. En son, silahı başına dayayıp tetiğe bastı. Cinnet geçiren emniyet müdürünün intiharını yazıyor...»)
 
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Söz hepimizin :
«Tara lili lom
Tara lili lom
Tara lili
Tara lili
Tara lili lom…»
 
Ben  :   Otuz üçüncü gün yeniden doğdum karşılarında
Onlar beni de sizi farketmedikleri gibi,  ne gördüler, ne de anladılar!
 
Geçmişte de benzerini bana yapmışlardı birileri
«Biz adamın cebine esrar koyar, içeri tıkarız…» diyorlardı o zamanlar
Hedeflerinde insanlık, huzur ve vatanseverlik vardı.
İşkenceler, iftiralar ve hukuksuzluklar
Seni ve senin gibi olanları sindirmek için
Kullandıkları silahlardı...
Bildik mahkemelerde
Bildik usullerle
İşledikleri bütün suçlar cezasız kaldı...
Başımızdakiler
Boş verin hesap sormayı
Görmezlikten gelerek
Himaye ettiler suçluları,
Emniyet müdürlüğüne kadar terfi ettirdiler onları...
 
ALLAH var... keder yok  be Mecit…
Ellerinden kaçırdıkları gibi değil
Gözlerinden kaçırdıkları bunların...
İtibar infazıyla başlayan süre sonunda
Hiç bir şey boşlukta kalmadı…
İlahi adalet tecelli etti :
Kimi felç oldu
Kimi yanarak öldü
Kimi trafik kazasında can verdi
Kimi malı ve mülküyle birlikte aklını kaybetti
Kimi de çoluk çocuğunu öldürerek intihar etti
Hepsi birer birer silinip gittiler.
Darısı bugünkü işkencecilerin başına!
 
Sen   :  Bana yapılan zulümler karşısında hiç sesini çıkarmadın…
Aksine onları desteklercesine
Vahşete, zulme, şiddete
Gözlerini ve kulaklarını kapadın…
Dahası dahası onların yanında yer alarak
Dilini upuzun dışarıya çıkardın!
 
İşte böyledir hırs sahipleri
İnsan kılıklı hayvanlar
Sadece karşılarındakilerine değil,
Kendilerine de kötülük yaptılar...
 
«Almayın mazlumun ahını; gelir aheste aheste» diyerek
Ben onları önceden uyardım hallerimle
Mektuplar yazdım
Kitap haline getirdim yaptıklarını.
 
İster imam olun, ister duman olun farketmez…
Peşinizi bırakmaz yaptığınız haksızlıklar ve zulümler
Sizlere sesleniyorum :
Polisler, savcılar, hakimler,
Devleti yönetenler
Yazarlar, gazeteciler hizmet edin halka
İnsanca davranın
Haktan ayrılmayın
Hak'ka bağlanın…
 
O :  Mühürlüdür bağnaz kafalar, açamazlar perdelerini karanlığın
Masuma, duası aydınlığa dönüştürür zindanları,
Bu aynasıdır inancın ve kararlılığın…
 
İçinde yaşadığınız binalar
Duvarlar, pencereler, kapılar ve eşyalar
Şahididir, yaptığınız adaletsizliklerin…
Çıkamazsınız içlerinden…
Size tuzaktır
Silivri oyunları… İftiralar
Açtığınız çukurlar…
 
Söyleyin bana
Yaptığınız tertiplerle
Kimleri memnun ettiniz,
Kimleri rahatlattınız,
Kimlere çağ atlattınız?
 
Biz  :  Talan ettiler evimizi gece yarısı
İçimizde büyüdü… kökleşti yürek yarası
 
ALLAH var... keder yok be Mecit…
Üzülmeyin siz hiç
Prof. Dr. Mehmet Haberal  ve diğer mağdurlar
Üzülmeyin...
Bilsinler ki adil olamayanlar :
«Zulmün yanında durmaz iman
Hırs takvayı öldürür...
Kaprisler, kötü duygular, iyilikleri alıp götürür…
Kötü siyaset şeytanlaştırır insanı
Ormanları talan edenler
Vatan topraklarını vicdansızca satanlar
İflah olmazlar!»
 
ALLAH var... keder yok be Mecit…
Sevginin ve saygının kaybolduğu yerde
Merhamet bulunmaz
Dost dostu için asla uyumaz
Sesini çıkarmazsan
Düşman sana, senin gibi olanlara
Acı çektirdikçe kına yakar ayaklarına...
 
Siz : Benzerisiniz onların, insaf, adalet, ölçü yok sizde
Bekleyin, çok yakında ne gibi felaketler, ne gibi cezalar belirecek önünüzde!
 
Nerede gerçek sözün sahipleri
Nerede yazdıklarını, söylediklerini
Gözden geçirenler?
Gerçeklerden hiç ders almadılar birileri...
Taşkınlıklar... aşırılıklar her zaman sahiplerini yaralar
Hiç kimseye fayda vermez haksızlıklarla elde edilen paralar
Hile ile ele geçirilen makamlar...
Bekle çok yakında kuruyacak akan kirli sular
Gök gürleyecek
Yağmur yağacak
Sulayacak çiçeklerimizi ıldır ıldır akan sular...
 
Onlar :  Suçluları himaye edenler de onlar gibi
birer birer eriyip gittiler!
 
ALLAH var... keder yok be Mecit…
Birer birer kaybolup gidecekler iradesiz uydular!
Geçmişte de benzerini bana yapmışlardı birileri
«Biz adamın cebine esrar koyar, içeri tıkarız…» diyorlardı o zamanlar
Hedeflerinde insanlık, huzur ve vatanseverlik vardı.
İşkenceler, iftiralar ve hukuksuzluklar
Seni ve senin gibi olanları sindirmek için
Kullandıkları silahlardı...
Bildik mahkemelerde
Bildik usullerle
İşledikleri suçlar cezasız kaldı...
Boş verin hesap sormayı
Görmezlikten geldiler işkenceleri
Himaye ettiler suçluları,
Emniyet müdürlüğüne kadar terfi ettirdiler onları!
 
Söz hepimizin :   Sizler sebep olacaksınız onların  ilerde taşıyacaklarına
Sizler şahit olacaksınız onların ilerde yaşayacaklarına…
 
ALLAH var... keder yok be Mecit…
Felaketler sırıtarak gelmez
İtibar infazıyla başlayan süre kanat takar zamana
O günlerin sayfalarında
İtibar infazıyla başlayan süre sonunda
Hiç bir şey boşlukta kalmadı…
İlahi adalet tecelli etti :
Kimi felç oldu
Kimi yanarak öldü
Kimi trafik kazasında can verdi
Kimi malı ve mülküyle birlikte aklını kaybetti
Kimi de çoluk çocuğunu öldürerek intihar etti
Hepsi birer birer silinip gittiler...
Darısı bugünkü işkencecilerin başına!
 
İşte böyledir hırs sahipleri
İnsan kılıklı hayvanlar
Sadece karşılarındakilerine değil,
Kendilerine de kötülük yaptılar.
 
Bir hakim itiraf etti sonunda, 
Bana ceza vermesi için kendisine yapılan baskılardan bahsetti
Ağladı, sızlandı
Mektuplar yazdı
«Beni affet» diye yalvardı !
 
ALLAH var... keder yok be Mecit…
Bu görüntü tekrarları gücüne gitmesin
Çık kürsüye konuş
Bildiklerini anlat
Seslen dostlarına :
«Zamanın ikinci yüzünde izleyin onları
Aman ha aman
Her ne şekilde olursa olsun
  Sokmayın evlerinize bu kötü adamları...

Tara lili lom
Tara lili lom
Tara lili
Tara lili
Tara lili lom…»

 
(Müzik, ardından ezan sesleri duyulur...  Dua eden insanlar arasından hızla  gelip geçen polisler görülür...  Gürültüler, feryatlar arasında gazete satan bir çocuğun sesi yankılanır : «1'inci Sınıf Emniyet Müdürü önce küçük oğlunu, sonra eşini, ardından büyük oğlunu vurdu. En son, silahı başına dayayıp tetiğe bastı. Cinnet geçiren emniyet müdürünün intiharını yazıyor...»)
 
(Perde kapanır)
 
 
Bor, 09.08.2009 
  
   
Selam ve sevgilerimle.
 
Üzeyir Lokman ÇAYCI
İç Mimar – Endüstri Tasarımcısı
55, rue Louise Michel
78711 Mantes la Ville
FRANCE
 
 
uzeyir.cayci@free.fr 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.