Mayıs ayının ilk haftasında büyük bir grupla Balkan Turu gerçekleştirdik.
Amsterdam’dan uçakla Arnavutluk’un başkenti Tiran’a indik. Ve turumuzu başlattık. Birçok Balkan ülkesini gezdik.
Bu geziyi Makbule Özer Hanımın kurucusu ve yöneticisi olduğu My Travel şirketi düzenledi. Bizler de Hollanda Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleri olarak bu tura katıldık.
Rehberimiz Agim Gina bizlere Balkan ülkeleri tarihiyle ilgili çok ama çok güzel bilgiler verdi.
“Balkanlar, 550 yıl Osmanlı Yönetiminde kaldı. Bu dönemde bu bölgeye güzel camiler, medreseler, kiliseler, hanlar ve hamamlar yapıldı. Ancak daha sonra gerek Yogoslavya Devlet Başkanı Tito, gerekse Arnavutluk Devlet Başkanı Enver Hoca’nın komünist yönetimlerinde bu camiler, medreseler, kiliseler, hanlar ve hamamlar yakıldı ve yıkıldı,” diyor rehberimiz.
Adriyatik Deniz’inde dünya zenginlerinin geceliği 4 bin dolara konakladığı Stefan Adası’nı gördük.
Koca Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayrettin’in yaptığı Mostar Köprüsü’nden geçtik. Köprü sanki daha dün yapılmış gibi dimdik ayakta duruyor.
Program gereği İzzet Begoviç’in (Bilge Kral) şehitlik mezarı ziyaret edildi. Çünkü Bilge Kral, bağımsız Bosna Hersek’in 1 Mart 1992 de ilk Cumhurbaşkanı seçilmişti.
ATATÜRK MÜZESİ
Mustafa Kemal Atatürk’ün okuduğu Manastır Askeri İdadisi (askeri lise) 2011 yılında müzeye dönüştürülmüş. Bu müzeyi gezerken çok duygulandık ve gururlandık. Ancak birbirimize şu soruyu da sormaktan kendimizi alamadık. Bu müze neden daha önce yapılmamış? Tabii ki geç yapılması hiç yapılmamasından çok daha iyidir.
BENİM ADIM LOZAN
Üsküp sokaklarında gezerken 10 yaşlarında bir çocuğa rastladık Türkçe konuşuyordu. Ve çocuğa adını sorduk. Çocuk: “Benim adım Lozan,” demez mi? Birden hayretler içinde kaldık. Ne kadar güzel bir olay ve duygu. Çünkü Lozan Türkiye’nin tapusudur. Balkanlarda onun için kendimizi ikinci anavatanımızda hissettik. Balkan Türkleri, gerçekten bu bölgenin bir gurur kaynağıdır.
Bu tür turlara katılmak gerekiyor. Çünkü bu turlarda insanın tarih, kültür, coğrafya bilgisi yenileniyor, daha da artıyor.
En çok dikkat çeken bir konu ise Mimar Sinan’ın ve öğrencilerinin Horasan harcında yumurta akını kullanılmaları ve bunun çok güçlü bir yapıştırıcı olduğunu öğrendik.
Rehberimiz, komünist sistemin sağlık ve eğitim konusunda çok iyi olduğunu vurguladı. Ancak diğer konularda o kadar iyi olmadığını söyledi. Örneğin: Halkın elindeki bütün tarlalara, bağ ve bahçelere el konulup devletleştirilmiş.
Kısaca bu tur bize çok şeyler öğretti. Bizler için düzenleyen tur operatörü Makbule Özer’e ve bilgilerini bizimle paylaşan rehberimiz Agim Gina’ya yürekten teşekkür ederiz.
Bir başka kültür turunda buluşmak dileğiyle; herkese selam ve sevgiler.
Bekir Cebeci
Eğitimci, Araştırmacı Yazar
E-posta: info@bekircebeci.com
Rotterdam, 13 Mayıs 2024