Haberin yayım tarihi
2010-04-12
Haberin bulunduğu kategoriler

BDP'DEN OLUMLU SİNYALLER

Çatışma, gözyaşı ve kan istemediklerini, barış, özgürlük ve diyalogtan yana olduklarını her fırsatta dile getiren BDP'liler, Türkiye'de umutların zirveye ulaştığı bir dönem yaşamak istediklerini belirtiyorlar. BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın www.kritize.net adlı internet sitesinde yayınlanan bu yöndeki açıklamaları gündemde önemli bir yer teşkil ediyor. BDP'ye inananlar, oy verenler, partinin verdiği sözleri tutmasını, tutarlı ve kararlı olmasını isterken, ümit ettiklerini bulmalarını bekliyor.

Barışın ve çözümün yolunun geçmişle ve gerçeklerle yüzleşmekten ve geleceğe yönelmekten geçtiğini söyleyen Selahattin Demirtaş, bu siyasetlerini sürdürmek için ellerinden geleni yapacaklarını bildiriyor.

Bir halkın tek bir parti, tek bir siyasi çizgi tarafından temsil edildiğini söylemenin halka haksızlık olacağını, böyle düşünmenin  halka hakaret sayılacağını belirterek, bir halkın, bir ulusun kendi içerisinde çok değişik ideolojiler, siyasal yaklaşımlar ve dünya görüşleri barındırdığını, bir halkın tek partiye, bir tek çizgiye sıkıştırılmaya çalışılmasının faşizm sayılacağını kaydediyor. "Biz hiçbir zaman Kürt halkını biz temsil ediyoruz iddiasında olmadık" diyen Selahattin Demirtaş, BDP dışında da Kürtlerin örgütlenmelerinin bulunduğunu, HAKPAR ve KADEP'in de var olduğunu, oy oranına bakmaksızın ifade edilirse, onların da bir ölçüde bu halkı temsil ettiğini, Kürt halkının kolektif iradesinin bütün bunların toplamı olduğunu aktarıyor.

Demokratik açılımın "Herkeste temkinli bir umut yaratan süreç" olarak tanımlanabileceğini ifade eden Demirtaş, geçmişten önemli dersler çıkaran bir hareket olduklarına, artık çatışmanın, silahın, savaşın Kürt sorununda veya Türkiye'deki herhangi bir sorunda çözüm yolu olmayacağının bilincinde bulunduklarına dikkat çekiyor. Böylesi bir açılım sürecinin başlamış olmasının işin doğrusu herkeste  bir umut yarattığını, yıllar sonra "acaba Kürt Sorunu diyalogla, barışla çözülebilir mi?" diye BDP'nin de bütün gücüyle destek verme iradesini ortaya koyduğunu açıklıyor.

Sorunların nasıl çözüleceği, neler yapılacağı, hangi adımların atılacağı konusunda açılım sürecine destek sunmak istediklerini aktaran BDP Eş Başkanı, yapılmak istenilenlerden memnuniyet duyduklarını ve desteklediklerini söylüyor. BDP dışındaki çevrelerin çok önemli bir kısmının da destek verdiği  demokratik açılım denilen sürece % 80'e yakın bir kamuoyu desteği oluştuğunu, gelecek nesiller açısından, hem Türkler, hem Kürtler açısından veya diğer etnik gruplar açısından nesilleri birbirleriyle buluşturabilecek ve kardeşçe, barış içinde yaşayabilecekleri ortamı şimdiden sağlayabilmenin en etkili yolu olduğunu anlatıyor. Yeni nesillerin Türkiye'de geçmişte ne olduğunu bilmesi, gelecekte de ne olacağını o geçmişin kurgusu üzerine hayal edebilmesi halinde bu buluşmanın gerçekleşebileceğini, Türkiyelileşme  denildiğinde, Kürtlerin de aslında yaşadığı her yerde Türkiye'nin bir parçası olduğunu, Kürt Sorununun Türkiye'nin bir sorunu, Türkiye'nin bütün sorununun da aynı zamanda Kürtlerin bir sorunu olduğunu, iç içe geçmiş bir yapının bulunduğu konusunu BDP'nin çok daha rahat anlatabileceğini ifade ediyor.

Selahattin Demirtaş bugüne kadar yaptıkları çalışmalarda eksiklikler yaşamış olabileceklerini, BDP'nin Türkiye'nin bütün sorunlarıyla ilgili aslında Mecliste çalışmaları bulunduğunu söyleyerek, Kürt Sorunu ile ilgili doğrudan yaptıkları çalışmaların, tüm çalışmalarının % 15'ini teşkil ettiğine, geriye kalanların tamamının Türkiye'nin tümünü ilgilendiren sorunlar olduğuna, yani % 85 oranında Türkiye'nin genel sorunlarıyla ilgilendiklerine, Türkiye'nin doğusunda Kürtlere bu durumu anlatabildiklerine, doğuda hiçbir sorunları olmadığına, Türkiye'nin her sorunuyla ilgilendiklerini oradaki insanların bildiğine ama batıdaki insanların bunu  anlayamadıklarına, batıya da kendilerini tanıtmak için çabalayacaklarına dikkat çekiyor.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin 25 yıl boyunca PKK ile mücadele etmemiş, bu mücadelede elli bine yakın kişi ölmemiş, bu kadar büyük bir çatışma bu ülkede cereyan etmemiş gibi son derece safiyane bir tutum içerisine girmekle herkesi kandırmış olacaklarını belirterek, bir realiteden söz ettiklerine, bu realitenin birilerinin yüreğine batabileceğine, birilerinin zoruna gidebileceğine, yanlış anlaşılabileceğine, ancak kim ne derse desin, bunun bir gerçeklik olduğuna işaret ediyor. Bu gerçekliği ifade etmemenin Kürt sorununda çözümsüzlüğü dayatmak anlamına geleceğine de değinerek Kürt Sorunu ile ilgili neler yaparsak iyi olur, neler yaparsak çözüm olur diye her zaman tartışmaya hazır olduklarını bildiriyor. BDP'nin "devlet içerisinde her şeyi ben ele geçireyim" anlayışına sahip olursa, bu konuda asla demokratik olarak tanımlanamayacağını, temaslarının bulunduğunu, önümüzdeki günlerde kamuoyunun da önünde açıkça görüşmeler yapacaklarını, Türkiye'nin demokratikleşmesi için ortak çıta çerçevesinde çalışma yürütemeyecekleri hiçbir çevrenin bulunmadığını, asgari müştereklerde buluşabileceklerini dile getiriyor.

En büyük dileğimiz Selahattin Demirtaş'ın sözlerine güvenmek ve bütün bunların hayata geçmesini beklemek olsa gerek. Çünkü hiçbirimiz acı ve gözyaşı istemiyoruz.

Helin Demir

helindem@mynet.com  

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.