Haberin yayım tarihi
2014-11-29
Haberin bulunduğu kategoriler

BİR KILIK KIYAFET HİKAYESİ.

Dün üyesi olduğumuz SATSO`da bayramlaşma töreni vardı. SATSO bahçesinde gerçekleştirilen bayramlaşma töreninde yanıma Sakarya İŞ dünyasının çok yakından tanıdığı, aynı zamanda muhafazakarlığı ile de bilinen iki değerli dostum oturdu. Benim bildiğim, muhafazakar kimliklerinin yanında aynı dini cemaate de birlikte yakınlar. Aralarında tatlı bir kılık kıyafet tartışması başladı.

Her ikisi de sakallı olan bu iki dostumdan genç olanın bıyığı cemaat geleneklerine pek uygun değil. Bıyık biraz Yavuz Sultan Selim vari iri ve kalın. Yaşça büyük olan işadamı dostumun kılık kıyafetinden hangi cemaate mensup olduğu hemencecik anlaşılıyor. Esasında daha genç olan iş adamı dostumda gönülden o cemaate yakın. Ancak çok iyi biliyorum ki bıyıklarının biraz kalın olması tamamen "estetik" kaygıdan kaynaklanıyor

Aralarında tatlı bir tartışma başladı. Mesela bende hiç sakal olmadığı halde bana bir eleştiri yok. 40 yılı aşkın zamandır beni tanıyan dostumun beni etkileme şansı yoktur. Kendisi bunu çok iyi bilir

Bana göre kılık kıyafete kadar inmiş bir din, din olmaktan çıkar. Folklorik bir din haline gelir. 1.400 sene önce Hz. Muhammed tamamen o günün modasına uygun giyiniyordu. Hiç kimseden farklı bir giyimi yoktu. Herkes nasıl giyiniyorsa o da öyle giyiniyordu. Orta Arabistan coğrafyasında kafaya sarık sarmak zorunluydu. Bu asla bir dini kaygıdan değil, tamamen coğrafi kaygıdan kaynaklanıyordu. O günün şartlarında başa sarık benzeri bir şey sarmadan sokağa çıkar isen beyin kanamasından gidersin. Ebu Lehep`te, Ebu Cehilde başına sarık sararak sokağa çıkıyordu. Uzunca bir entari giyerek sokağa çıkmak yine coğrafi bir zorunluluktur.

Sırta cüppe giymekte coğrafi bir gerekliliktir. İlk Umreye gittiğimde Türkiye kıyafeti perişan oldum. Daha sonra aynı elbiselerden aldım ve rahat ettim. Ayağı her tarafı kapalı ayakkabı giymek yerine Sandalet tipi bir giyecek yine o coğrafyanın gereğidir. Hz. Muhammed’de savaş hariç ayağına hep sandalet giymiştir Yani Hz. Muhammed dahil o çağda herkes ne giyiyorsa Müslümanlarda onu giymiştir. Hiç ayrı gayrı giyinme olmamıştır. Peygamberimiz Hz. Muhammed o çağa uygun yani tamamen "Çağdaş" giyinmiştir. Arabistan coğrafyasında bütün Gayri Müslimler nasıl giyiniyorsa ufak tefek istisnalar hariç Müslümanlar da aynı giyinmiştir. Saçlar şöyle olacak, bıyık böyle olacak, sakal öteki türlü olacak. Geçiniz bunları. Şekli dinin rüknü haline getirmenin İslam`a hiç bir katkı sağlamayacağı aşikardır

Kadına örtünme emri de tamamen örfi uygulamadır. Ancak bu dinin açık emridir. Kur`an’da açık bir hükümdür. Örtünmenin nasıl olacağı da tamamen örfi bir durumdur. Her daim toplumdan topluma, zamana ve zemine göre uygulama değişebilir. Örtünmede dinin bir rüknü değildir.

O çağlarda dünyanın her yerinde olduğu gibi Orta Arabistan da da kadın bir maldır. Kadın bir eşya hükmündedir. Parayla alınır satılır. Arkadaşlar birbirlerine karısını kızını ikram ederler. Evet aynen öyl. Zengin bir Arap elinin altında örneğin beş tane kadın var.Bunlardan birini sevdiği bir arkadaşına ikram edebilir.

Daha ilerisini yazmayayım. Çok daha çirkinleri de var. Kız çocuklarını diri diri toprağa gömen bir kültürden bahsediyorum.

Tesettür, İslam da sadece Müslüman kadınlara emredilmiştir. Aynen askeri üniforma gibi. Dokunulmazlık kazansınlar diye. Özellikle köle kadınlar sokakta anadan üryan gezebiliyorlar. Onlara bir yasaklama yoktur. O devirde polis yok, jandarma yok. Mahkeme yok. Hak sadece güçlüye ait bir şey. Güçlü erkek dilediği kadına sataşabiliyor, dilediği kadını evine kapatabiliyor. Örfi ilişkilerin dışında şikayet edecek bir makam yok. Örfi ilişkilerde ise güçlü daima haklıdır doğal olarak. İşte o devirde kadına örtünme zorunluluğu tamamen farkındalık yaratma gereğindendir . Yani " Bu kadın Müslüman’dır. Dokunulmazlığı vardır" diyebilmek için, Müslüman kadın örtünerek bir statü kazanmıştır. Hadise bundan ibarettir.

1.400 senede dünya hızla değişti. Eğer Müslümanlarda bu değişime hızla ayak uyduramazlar ise. Kılık kıyafete takılı kalırlar ise. İşte bu gün yaşananlar olur. Bu gün Orta Doğuda Müslüman Müslüman’ı öldürüyor. Çok dikkat ediyorum. Öldürenlerin hepsi Ebu Cehil kılıklı.

Bu devirde Müslümanlar kılıkla kıyafetle uğraşacaklarına. Onların giyimlerini örnek alacakları yerde. Onların ahlaklarını örnek alsalar ya!

Hz. Ebu Bekir`in cömertliğini. Hz. Ömer`in adaletini. Hz. Osman`ın imanını. Hz. Alinin yiğitliğini örnek alsalar ya. Kıla-Tüye takılarak geldiğimiz yer işte ortada!

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.