Yazının başlığı biraz tuhaf oldu.  Hayatımızın her tarafı tuhaflıklarla dolu zaten.  Türkiyede  son gelişen olaylara bakınca, ne kadar isyankar, asi ve mücrim olduğumuzun farkına vardım.

Konuyu biraz açalım ki, yanlış anlaşılmasın.

Uzun zamandır bir değişim ve açılım furyasıdır, almış başını gidiyor. Herkes bir tarafından tutmuş kendine göre yontuyor. En son dün, Irak tarafından Türkiye'ye geçen terörist gurubunu görünce,  tamam dedim. Bu ülkede en büyük mücrim  maalesef yurt dışında okuyan gençlermiş dedim.  

Yurt dışında okuyan gençler ne demek?

Farklı ülkelerde üniversite bitiren gençlerin diplomaları, 1997 yılından itibaren tanınmamakta. Bu diplomaların büyük çoğunluğu da İslam Ülkelerinden alınan diplomalar. Mısır El-Ezher , Malezya İslam Üniversitesi, Tunus Ez- Zeytuniye, Pakistan İslam Üniversitesi vb. ülkelerden alınan diplomalar..

Okula kayıt tarihi 1992 diplomaların iptal tarihi mart 1997. Hiç kimse çıkıpta bu bir adaletsizlik, bu insanlar boş yere mağdur edilmiş demiyor.

Devlete baş kaldıran, askere, polise kurşun sıkan, evleri yakıp yıkan, insanları perişan edenlere açılım ve af var !  Ya tesettürlüler ve diğerleri…

Bütün bunlardan da anlaşılıyor ki; en büyük mücrim, en büyük günahkar bizmişiz. Bazı aklı evveller, bizlere bir zaman sabrı tavsiye ettiler. Sabır bitti, yaş gitti.  Hiç bir gelişme olmadı.

İnancımızı yaşamak istememizden başka hangi suçumuz varmış? Bir söyleselerde bizlerde öğrensek.  Bundan sonrada inancımızı yaşamaya, savunmaya ve de öğretmeye devam edeceğiz… 

Bu saatten sonra hiç bir kimseden bir beklentimiz yok.  Varsın başbakanlar ve bakanları eli kanlıları af etmeye ve açılım yapmaya devam etsinler. Bu saatten sonra bizlere gölge etmesinler.  Onlardan  hiç bir şey beklemiyoruz. Bu saate kadar bekledikte ne oldu?

Bazı anlama ve düşünme özürlü olanlar bizi bazılarına ezeli düşman zannediyorlar. Biz hiç kimseye düşman değiliz. Sadece yapılan yanlışlara ve haksız uygulamalara düşmanız.   Şu da bir gerçek ki; şu üç günlük dünyada haksızlık karşısında suspta dilsiz şeytan olamaya hiç ama hiç niyetimiz yok. Bu böyle biline..

Herkes kendi yaptıklarından sorumlu… 

Bu arada, Suriye ile aradaki vize engelini kim kaldırdı ise, bu işte kimin en ufak bir katkısı ve faydası  oldu ise onlara teşekkür ediyoruz. Bu gibi güzel uygulamaları her zaman bekliyoruz. Bu gibi güzelliklere her zaman desteğe de hazırız.

İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.

Şeref Kılıç